MHP Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç, "MHP olarak net bir şekilde ifade ediyoruz; ihtiyaç ortadadır, talep haklıdır, 24 Kasım Öğretmenler Günü kapıdadır. Çağrımız şudur; öğrencisiz kalan tek bir öğretmenimiz olmamalıdır, kalmamalıdır, kadrolu istihdam esas olmalıdır, mülakat tartışmaları son bulmalı, liyakat ve puan esas alınmalıdır" dedi.
TBMM Genel Kurulunda konuşan Prof. Dr. Kılıç, yaklaşan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü en içten dilekleriyle kutladığını, öğretim üyeliği ve rektörlük dönemi boyunca binlerce öğrenci yetiştirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
NORM KADRO SORUNU
Eğitimde norm kadro açığının aşikar olduğunu, bu yıl açıklanan atama sayısının emekli öğretmen sayısını dahi tam manasıyla karşılamadığını belirten Kılıç, şöyle konuştu:
"2024 KPSS sonuçlarına göre öğretmen adaylarımız son 22 yılın en düşük branş kontenjanlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Gençlerimiz planlarını geçmiş yılın istatistiklerine göre yapmış, gecesini gündüzüne katmıştır. Fakat sınavdan sekiz ay sonra önlerine konulan tablo bazı branşlarda 21, 27, 28 gibi düşük kontenjanlar olmuştur. Kendi alanında Türkiye derecesi yapan ilk 30'a, 40'a giren öğretmen adayı kontenjan dışı kalıyorsa burada bizler durup düşünmek zorundayız."
MHP Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç'ın konuşması şöyle:
"Çocuklar mutlu ise bizler de mutluyuz"
"Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Çocuk bugünün yarını, yarının umududur. Unutulmamalıdır ki çocuklar mutlu ise bizler de mutluyuz. Her çocuğun sevgiye, eğitime ve güvene ihtiyacı vardır.
Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kutlu olsun diyorum. Bu vesileyle, Milliyetçi Hareket Partisi olarak yürekten desteklediğimiz, bütün partilerin onayıyla, çocukların suça sürüklenmesine yol açan nedenlerin tüm boyutlarıyla incelenerek koruyucu ve önleyici mekanizmalar geliştirilmesiyle çocukların toplumsal yaşama etkin katılımlarının sağlanması için yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla kurulacak komisyonun hayırlara vesile olmasını diliyorum ve şimdiden de başarılar diliyorum Komisyona.
"Eğitmek ve öğretmek, yalnızca kuru bir bilgi aktarımı değil"
İnsan hayatının en büyük mucizesi şüphesiz akıl etmek ve öğrenmektir ancak bunun da ötesinde, daha kutsal bir erdem varsa o da sabırla yılmadan eğitmek, öğretmek ve ilminin zekâtını vermektir çünkü eğitmek ve öğretmek, yalnızca kuru bir bilgi aktarımı değildir, bir millete yön vermek, bir topluma istikamet çizmek ve geleceğin hamuruna maya, ruh katmaktır.
Nitekim, cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenin bir milletin kaderindeki yerini şu sözlerle vurgulamıştır: "Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin kalıcı neticeler vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür." Bu "irfan ordusu" kelimesi ya da tamlaması diyelim, bazı yerlerde "eğitim ordusu" şeklinde de geçiyor. İşte, bu söz, öğretmenin devletimizin bekası için ne denli önemli olduğunu bizlere göstermektedir.
Mutlu, huzurlu ve emeğinin değerini gören her öğretmen, sınıfına yalnızca bilgi değil umut, cesaret ve millî şuur taşır. Öğretmeni güçlü olmayan bir milletin istikbali de güçlü olamaz. Zira geleceği inşa eden her bir tuğla, öğretmenin şefkatli ellerinde şekillenir. Konuşmama başlarken "Her çocuğun sevgiye, eğitime ve güvene ihtiyacı vardır." dedim. İşte bunları çocuklarımıza hissettirendir öğretmen.
Bu duygu ve düşüncelerle, yaklaşan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü en içten dileklerimle kutluyorum. Ben bu kürsüde sadece bir milletvekili olarak değil ömrünü kara tahtanın tozuna, kürsünün heyecanına adamış, rektörlük yapmış bir hoca olarak konuşuyorum. Öğretim üyeliğim ve rektörlük dönemim boyunca binlerce öğrenci yetiştirmenin mutluluğunu yaşadım.
"Öğretmenlere ne yapsak helaldir, hangi hakkı teslim etsek azdır"
Bugün o evlatlarımızın yüzlercesi Türkiye'nin dört bir yanında, en ücra köylerden en kalabalık şehirlere kadar bayrağımızı dalgalandırıyor, öğretmen olarak milletimize hizmet ediyor. Sınıfa girdiğimde, onların gözlerinin içine baktığımda her zaman geleceğin lider ülke Türkiye'sini gördüm. Çünkü öğretmen sıradan bir memuriyetin değil milletin yarınlarını sırtlayan kutsal bir mefkûrenin adıdır. Bu yüzden onlara ne yapsak helaldir, hangi hakkı teslim etsek azdır.
Değerli milletvekilleri, şunu gururla ifade etmek isterim ki içinde bulunduğumuz bu dönem sıradan bir zaman dilimi değildir, Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun şahlanış dönemidir. Bugün, Savunma sanayisinden uzay çalışmalarına, mavi vatandan siber dünyaya kadar atılan her adımın mayasında, sınıflarda öğretmenlerimiz tarafından yakılan bilgi meşalesi vardır.
Göklerde süzülen KAAN'ımız, denizleri yaran yerli ve millî gemilerimiz, TEKNOFEST kuşağıyla filizlenen millî teknoloji hamlesi Türk eğitim sisteminin ulaştığı noktanın nişanesidir. Türkiye Yüzyılı şüphesiz ki eğitimin de yüzyılı olacaktır çünkü biz biliyoruz ki 21'inci yüzyılın Türk asrı olması ancak ilim ve irfanla teçhiz edilmiş, çağın ötesini okuyan nesillerle mümkün olacaktır.
Atanamayan öğretmenler; Bir vicdan yarası
Ancak bugün burada konuşmamız gereken bir vicdan yarası da vardır, bu vicdan yarası hepimizin zaman zaman Meclis koridorunda karşılaştığımız gençlerimizin yarasıdır. Peki, kimdir bu gençlerimiz? Biz o pırıl pırıl gençlerimize, o meslektaşlarımıza asla ve kata "atanamayan öğretmen" demiyoruz çünkü ortada bir başarısızlık yoktur, ortada eksik bir emek yoktur.
Bu gençlerimiz devletimizin "Oku." dediği okulları bitirmiş midir? Evet. Devletimizin "Gir." dediği KPSS'den yüksek puanlar almış mıdır? Evet. Devletimizin istediği tüm şartları yerine getirmiş midir? Fazlasıyla getirmiştir.
Öyleyse bu evlatlarımız bizlerden bir lütuf beklemiyor, onlar sadece alın terlerinin, göz nurlarının karşılığını, analarının ak sütü gibi helal olan haklarını istiyorlar.
Kıymetli milletvekilleri, rakamlar ortadadır, matematik yalan söylemez. Eğitim ordumuzun ihtiyacı bellidir, emekli olan öğretmen sayısı bellidir; norm kadro açığı gün gibi aşikârdır. Bu yıl açıklanan atama sayısı ne yazık ki emekli olan öğretmen sayımızı dahi tam manasıyla karşılamamaktadır.
Bakınız -şu elimde tuttuğum dosyayı iktidarıyla, muhalefetiyle pek çok milletvekili arkadaşım görmüştür, onların ellerinde de vardır- 2024 KPSS sonuçlarına göre öğretmen adaylarımız son yirmi iki yılın en düşük branş kontenjanlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Gençlerimiz planlarını geçmiş yılın istatistiklerine göre yapmış, gecesini gündüzüne katmıştır.
Fakat sınavdan sekiz ay sonra önlerine konulan tablo bazı branşlarda 21, 27, 28 gibi düşük kontenjanlar olmuştur. Kendi alanında Türkiye derecesi yapan ilk 30'a, ilk 40'a giren öğretmen adayı kontenjan dışı kalıyorsa burada bizler durup düşünmek zorundayız.
Bugün şu saatlerde Komisyonda Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülmektedir, tevafuk da olmuştur. Bu konuda Millî Eğitim Bakanlığımızın gerekenleri yapacağına ve öğretmenlerimiz lehine kararlar alacağına yürekten inanıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak net bir şekilde ifade ediyoruz: İhtiyaç ortadadır, talep haklıdır.
24 Kasım Öğretmenler Günü kapıdadır. Çağrımız şudur: Öğrencisiz kalan tek bir öğretmenimiz olmamalıdır, kalmamalıdır; kadrolu istihdam esas olmalıdır; mülakat tartışmaları son bulmalı, liyakat ve puan esas alınmalıdır.
Konuştuğum bu konu sadece kadro sayılarından ibaret değildir.
"MHP olarak her çalışmanın öncüsü olacağız"
Şu an Türkiye'nin geleceğini konuşuyorum; evlatlarımızı kime emanet edeceğimizi, milletin kaderini belirleyen o stratejik gücü konuşuyorum. Öğretmenlerimizin her türlü sorununu çözmek için dün elimizi taşın altına koyduk, bugün de gövdemizi koymaya hazırız.
Şunu herkes çok iyi bilsin ki Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak bizim rotamız bellidir; bizim derdimiz de davamız da büyük ve güçlü Türkiye'dir. Hamdolsun, eğitim sistemimiz bugün köklerinden beslenen, millî ve manevi değerlerle zırhlanmış, çağı yakalayan bir Türkiye maarif modeline dönüşmüştür. Bu kazanımları korumak ve daha ileriye taşımak boynumuzun borcudur.
Öğretmenlerimizin taleplerinin karşılanması noktasında Meclis çatısı altında yürütülecek her çalışmanın öncüsü olacağız çünkü biz gelecek seçimler için değil gelecek nesiller için çalışıyoruz.
Bu vesileyle, şehit öğretmenlerimizi ve ebediyete irtihal eden tüm eğitim neferlerimizi rahmetle anıyor, Başöğretmenimiz Atatürk'ün izinde yürüyen tüm fedakâr meslektaşlarımın 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü canıgönülden kutluyorum. Atama bekleyen kardeşlerimizin sesinin bu Gazi Mecliste yankılanacağına olan inancımla Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum."