Düne kadar CHP açısından Hamas bir terör örgütüydü.
Bugün ne olduysa bir aydınlanma yaşandı.
"Hamas terör örgütüdür" diyen CHP, Filistin için destek mitingi düzenler hale geldi.
***
Peki, gerçekten dertleri Gazze'de katledilen masumlar mıydı?
Kimse kusura bakmasın, dertleri Gazze'de değildi.
Meydanlarda attıkları hamaset nutukları, yine akıllarınca Türkiye zora sokacak bir alan bulduklarını gösterdi.
Düne kadar "bize ne" dedikleri Filistin'i bugün sahiplenmeye başlamaları istismar üzerine adım attıklarının en açık kanıtı değil miydi?
***
CHP'ye bakınca bu manzara hiç de şaşırtıcı değildi.
Dün Mavi Vatan'a "masal" diyenler, Karabağ zaferinden rahatsız olanlar, yabancı başkentlere Türkiye'yi şikâyet edenler onlardı.
Sonra çıkıp tüm yaptıklarını inkâr edenler de yine onlardı.
Şaşırtıcı olan yaşanan ani değişimler değil, samimiyetsizlik tablosunun aldığı alkıştı.
***
Özgür Özel de işte bu alkış tufanından cesaret aldı.
Her şeyi yapabilme hakkını kendinde gördü, çünkü her yaptığı alkışlandı.
Her cümlesi, her dönüşü, her çelişkisi partisi içerisindeki köşe başlarını tutmuş bir kesim tarafından "büyük vizyon" diye pazarlandı.
Kimse dün ne söylendiğini, bugün neye dönüldüğünü umursamadı.
***
Hamas'a "terör örgütü" derken onu alkışlayan kitle, bugün Filistin yürüyüşlerinde aynı heyecanla tezahürat yaptı.
Ortada sorgulamayı değil, sadece alkışlamayı öğrenmiş bir kitle vardı.
Gerçekler önemsizdi, yeter ki tabanın mutlu olduğu algısı sürsündü.
Gerisi için "mış gibi yapmak" kâfiydi.
***
Özgür Özel'in en büyük gücü, eleştirmeyen, hesap sormayan, sorgulamayan bu tabandan aldı.
Ne yaparsa yapsın, "ama hükümet…" diyerek meseleyi kapattığını sandı.
Siyaset böyle bir rehavetle nereye varır düşünmedi.
Büyük bir hezimete doğru yol aldığını ise anlayamadı.
***
Özgür Özel, tüm Türkiye'yi mitinglerde ve grup toplantılarında toplanan kalabalıktan ibaret sandı.
Onlar alkışladıkça yolsuzlukları, rüşvet iddialarını, parti içi hesaplaşmaları savundu ve hatta örtbas etmeye çalıştı.
Özel'i bugün ne yaptığını bilmez, yönsüz hale getirenler, ne dese alkışlayan o ekipti.
Oysa her hırsızın CHP'li olmadığını ama CHP içinde hırsızlar olduğunu en iyi bilen onlardı.
CHP için en büyük tehlikenin dışardan değil, içerideki kör alkışlardan geldiğini kimse fark edemedi.