Tarih: 19.11.2025 23:19

MHP'li Musa Küçük: "Çocuğunu koruyamayan bir toplum geleceğini koruyamaz"

Facebook Twitter Linked-in

MHP Gümüşhane Milletvekilimiz Musa Küçük "Milliyetçi Hareket Partisi olarak çocuğun korunmasını yalnızca bir sosyal politika başlığı değil devletin bekası ve milletimizin istikbali açısından stratejik bir mesele olarak görüyoruz çünkü biliyoruz ki çocuğunu koruyamayan bir toplum geleceğini koruyamaz" dedi. 

Küçük, suça sürüklenen çocuk meselesine sadece güvenlik eksenli bakılmaması gerektiğinin altını çizerek, "Bir çocuk suça sürüklenmişse orada eğitimden sosyal hizmete, aileden çevreye kadar pek çok alanda ihmal ve eksiklik var demektir. Çocuğu suçun faili değil, çoğu zaman mağduru olarak görmek, cezalandırmaktan çok koruyucu, onarıcı mekanizmalar geliştirmek zorundayız. Tüm bu nedenlerle çocukların karşılaştığı sorunların ve mevcut politikaların TBMM tarafından kapsamlı bir şekilde ele alınması için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması zorunludur." değerlendirmesinde bulundu.

MHP Gümüşhane Milletvekilimiz Musa Küçük, çocukların karşılaştığı sorunların ve mevcut politikaların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kapsamlı bir şekilde ele alınması için Meclis araştırması komisyonu kurulmasıyla ilgili TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

 

"Bugün yüce Meclisimizin çatısı altında ülkemizin gerçek sahibi olan çocuklarımızın karşı karşıya bulunduğu sorunları ve bu sorunlar karşısında üstlenmemiz gereken sorumlulukları konuşmak üzere söz almış bulunuyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin çocukların karşılaştığı mevcut sorunları tespit etmek, yürürlükteki politikaları, uygulamaları, kurum işleyişlerini ve ihtiyaçları derinlemesine incelemek, çocukların güvenli, sağlıklı ve nitelikli bir yaşam sürdürebilmesi için gerekli stratejileri belirlemek üzere harekete geçmesi hem toplumsal sorumluluğun hem de anayasal yükümlülüklerin gereğidir.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak çocuğun korunmasını yalnızca bir sosyal politika başlığı değil devletin bekası ve milletimizin istikbali açısından stratejik bir mesele olarak görüyoruz çünkü biliyoruz ki çocuğunu koruyamayan bir toplum geleceğini koruyamaz.

Bugün ülkemizde milyonlarca çocuk eğitime erişimde eşitsizlik, dijital bağımlılık ve siber zorbalık, aile içi şiddet ve ihmal, okul çevresinde ve sokakta maruz kaldığı riskler gibi pek çok sorunla yüz yüzedir. Bir yanda okulunu bırakmak zorunda kalan çocuklarımız, diğer yanda psikolojik destek alamayan, duygusal olarak yalnızlaştırılan çocuklarımız var.

Çocuk işçiliği, erken yaşta evlilikler, suça sürüklenen çocuklar, madde bağımlılığı riskiyle karşı karşıya kalan gençler, ekran karşısına hapsolmuş, akran zorbalığıyla mücadele eden evlatlarımız var. Anayasa'mız çocuğu korumayı devlete görev olarak vermiştir. Bizler de bu Meclis çatısı altında siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun çocuk söz konusu olduğunda aynı hassasiyetle hareket etmek zorundayız.

Çocukların yaşam kalitesinin ve refah düzeylerinin artırılması yalnızca sosyal politikanın bir parçası değildir, bu ülkenin geleceğine yapılacak en önemli yatırımdır. Çocukların toplumsal yaşama etkin biçimde katılmasının sağlanması da en az korunmaları kadar önemlidir. Çocukların sadece korunmaya muhtaç bireyler değil, aynı zamanda hak sahibi bireyler olduğu gerçeğini tüm politika belgelerimize ve uygulamamıza yansıtmalıyız.

Çocukların fikirlerini ifade edebildikleri, kendilerine danışılan yerel ve ulusal düzeyde çocuk meclisleriyle temsil edildikleri bir yapı demokrasimizin de niteliğini yükseltecektir.
Öte yandan, suça sürüklenen çocuk meselesi sadece güvenlik eksenli bakılacak bir başlık değildir. Bir çocuk suça sürüklenmişse orada eğitimden sosyal hizmete, aileden çevreye kadar pek çok alanda ihmal ve eksiklik var demektir.

Çocuğu suçun faili değil, çoğu zaman mağduru olarak görmek, cezalandırmaktan çok koruyucu, onarıcı mekanizmalar geliştirmek zorundayız.

Tüm bu nedenlerle, çocukların karşılaştığı sorunların ve mevcut politikaların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kapsamlı bir şekilde ele alınması için bir Meclis araştırması komisyonu kurulması zorunludur.

Bu komisyon çocuklara ilişkin verileri güncel, güvenilir ve şeffaf şekilde ortaya koymalı, Aile ve Sosyal Hizmetler, Millî Eğitim, Sağlık, Adalet, İçişleri başta olmak üzere ilgili tüm kurumların uygulamalarını incelemeli. Sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin, akademisyenlerin, çocuk alanında çalışan uzmanların görüşleri alınmalı, çocukların bizzat kendilerini dinleyebilecek katılımcı mekanizmalar oluşturulmalı ve nihayetinde kalıcı, sürdürülebilir ve kapsayıcı çözüm önerilerini Meclisimizin takdirine sunmalıdır.

Bizler burada alacağımız bir kararla sadece bugünün çocuklarını değil, yarının Türkiyesini de doğrudan etkileyecek bir adım atmış olacağız. Çocukların yüksek yararını önceleyen, partiler üstü bir anlayışla hareket ettiğimiz takdirde bu Meclis tarihe çocukların yanında duran bir Meclis olarak geçecektir.

Sözlerime son verirken bilge liderimiz Devlet Bahçeli Bey'in "Çocuklarımızın başı dik, yüreği özgür, geleceği güvenli olsun diye siyaset yapıyoruz." sözünü bir kez daha huzurlarınızda hatırlatmak istiyorum. Bir ülkenin gerçek gücü ne yer altı zenginliklerinde ne de beton yığınlarıyla ölçülür. Bir ülkenin gerçek gücü çocuklarının yüzündeki gülümsemede, eğitimindeki fırsat eşitliğinde, her çocuğun kendini güvende hissettiği bir toplumsal düzende gizlidir. Gelin, çocuklarımız için, geleceğimiz için ortak vicdan için bu Meclis araştırmasını hep birlikte hayata geçirelim."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —