Milliyetçi Hareket Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Doç.Dr. Zuhal Karakoç Dora “Pazar Analizi” başlıklı paylaşımında ABD’nin ve Başkan Trump’in tutumunu değerlendirdi.
MHP Milletvekili Doç.Dr. Dora “Trump’ın agresif ve tehditkâr dili, ABD’nin uluslararası arenada yeni bir kimlik arayışında olduğunu göstermektedir” dedi.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç.Dr. Zuhal Karakoç Dora'nın değerlendirmeleri şöyle:
"Amerika Birleşik Devletleri’nin 47. Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminde benimsediği dış politika söylemi, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin habercisi niteliğindedir. Trump’ın maksimalist ve genişlemeci üslubu, ABD’nin mevcut ekonomik zorluklarıyla birleşerek, küresel dengeleri yeniden şekillendirme çabasını yansıtmaktadır. Özellikle 2024 itibarıyla 36 trilyon doları aşan dış borç, Washington yönetimini radikal politika değişikliklerine itmiştir.
Bu bağlamda, Trump’ın agresif ve tehditkâr dili, ABD’nin uluslararası arenada yeni bir kimlik arayışında olduğunu göstermektedir. Bu yaklaşım, sadece Orta Doğu’da değil, küresel çapta diplomatik ilişkileri ve güç dengelerini derinden etkileme potansiyeline sahiptir.
ABD’nin değişen dış politika yönelimleri:
Ekonomik öncelikler ve koruyucu politikalar
Trump yönetimi, uluslararası ticarette korumacı politikalarını daha da sertleştirebilir. Küresel borç krizinin ABD’yi etkilediği bir dönemde, dış politikadaki sert söylemler, ekonomik çıkarlarını koruma çabasının bir yansımasıdır. Bu da Çin, AB ve Körfez ülkeleriyle gerilimleri artırabilir.
Bölgesel güçleri yeniden şekillendirme çabası
Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın ABD ziyaretinde verilen mesajlar, Washington’un bölgesel dengeyi kendi çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etmeye çalıştığını göstermektedir. Suudi Arabistan gibi müttefikler üzerindeki baskı artarken, İsrail-Filistin meselesinde daha sert ve tek taraflı bir yaklaşım benimsenebilir.
Geleneksel müttefiklere mesafe, yeni koalisyonlar
Trump, NATO ve geleneksel Batılı müttefikleriyle ilişkileri yeniden tanımlarken, daha esnek ve çıkar odaklı koalisyonlar kurabilir. ABD’nin güvenlik garantileri artık eskisi kadar kesin olmayabilir; bu da Avrupa ve Asya’daki müttefikleri kendi savunma stratejilerini gözden geçirmeye itebilir.
Baskı diplomasisi ve ‘Önce Amerika’ anlayışı
Trump’ın tehditkâr dili, müzakerelerde “kazan-kazan” yerine, karşı tarafı maksimum baskıyla köşeye sıkıştırma yöntemini ön plana çıkaracaktır. Bu da ABD’nin uluslararası kurumlar ve anlaşmalarla ilişkisini daha da zayıflatabilir."