2. BÖLÜM
Ulucanlar Cezaevi. tutuk eviydi. Yani cezası kesinleşmiş mahkumların kaldığı yerdi Ulucanlar Cezaevi. Tutuklanan kişi yargılanıp ceza alıncaya veya beraat edip veya tahlıye oluncaya kadar kalıyordu.
Ulucanlar'a tutukluların haricinde Türkiye'nin her yerindeki cezaevlerinden hükümlüler hastahane için de gelirdi. Ayrıca Yargıtay'ın bozduğu cezalardan dolayı yeniden yargılanmaya gelenler ya da adli tıp için gelenler olur.
Bu vesilelerle siyasi kısma gelen 15 civarında Ülküdaşımızın olduğunu öğrendik. Ülkücü kardeşlerim bilir 80 sonrası darmadağın olduk. Herkes kendi derdine düştü,
Milliyetçi Hareket Partisi kapatıldı. Yerine 1983'te yerine Milliyetçi Çalışma Partisi kuruldu.
Ancak her yer toz duman içerisinde.
İhtilalde Cuntanın tek taraflı yargıladığı yüzlerce Ülküdaşımız,10 - 20 - 30 - 40 yıllık cezalar aldılar. Tabiki bunların içerisinde maddi durumu olmayan çok kardeşimiz vardı.
Dışardaki cezaevlerinden geçici olarak gelen kardeşlerimiz için MÇP'den zaruri ihtiyaçları için yardım talep ettik.
Cezaevinde görevli gardiyanlardan Baki isminde bir gardiyan vardı. Ülkücü bir kardeşimizdi ama kendini gizlerdi.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu tanıyordum. Samimiyetimiz olmasa da karşılıklı selamımız vardı.
Muhsin Kardeşim o dönem MÇP'nin Genel Sekreter Yardımcısıydı.
Baki'yi göndermiştim, rahmetli Muhsin Başkan demiş maddi yardım zor ama giyim ihtiyaçlarını temin ederiz.
Ertesi gün Ankara'nın genç kabadayılarından rahmetli Ümit Ölmez ziyaretime gelmişti. Konuşurken MÇP'den bazı mahküm Ülkücü arkadaşlar için yardım istediğimi söyleyince, Ümit, sana bir akıl vereyim dedi başladı konuşmaya:
Banker Kemal Horzum tutuklu olarak Ulucanlar'da, bankaları hortumlamış. Revirde Alaaddin Çakıcı'nın yeğeni Ömer Oral yatıyor. Ömer ile Kemal Horzum'a gidin. ...…koparın."
Güzel akıldı…
Ve Ömer ile birlikte Horzum'a yarın sabah kahvaltıya geleceğiz diye haber gönderdik.
Tabi Horzum hemen araştırmış Ömer ile beni. Gardiyanla haber gönderdi sabah kahvaltıya bekliyorum diye.
Kemal Horzum'un kaldığı tek kişilik özel koğuşa gidince ağzımız açık kaldı.
Kocaman bir oda, tv var; yerler halı ayrıca bir de tenis masası var. (O zamanın adaleti öyleydi) kahvaltıdan sonra Kemal Horzum'u çok nazik bir dille dolaylı olarak tehdit ettik.
“Emrinizi söyleyin” dedi.
Sıraladık isteklerimizi…
Bir; cezaevinde tespit edip liste yapacağımız isimleri kantine vereceğiz. Bu mahkumlar her gün alış veriş yapacaklar sen de ister günlük ister haftalık kantinin hesabını kapatacaksın.
İki; sana vereceğimiz listeyi adamlarına gönder listedekilerin eşofman bedenleri ve spor ayakkabı numaraları yazılı olacak. Ayrıca he isim için iç çamaşırı ve çorap.
Üç; Vereceğimiz adreslere birer ton kömür ve odun, ayrıca gıda kolileri...
Kemal Horzum dedi başım üstüne.ve söylediklerimizi harfi harfine yaptı.
Haa öteki koğuşlardaki garibanları da tespit ederek hortumcu Kenal Horzum'a 57 kişilik bir liste vermiştik.