4-EYLÜL…SİVAS KONGRESİ.
“AMERİKAN MANDASI” FİKRİNİN
ŞİDDETLE KARŞI ÇIKILMASI…
PEKİİİ…ŞİMDİ CHP AYNI NOKTADA MI? NERDEEEEE… KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOKKK SULAR AKTI…
KÜRT TEALİ CEMİYETİNİN BUGÜNKÜ UZANTILARIYLA KADER ORTAKLIĞI VE SİYASİ İŞ BİRLİĞİ İÇİNDEDİR!
General Harbord özellikle "Amerikan Mandası" hususunu ikna amacıyla Sivas’ta Mustafa Kemal ile görüşür. General görüşme esnasında Mustafa Kemal’e:
“-Sayın Paşa, bana görev verildiği zaman Türk tarihini okudum. Öğrendim ki; tarihte çok büyük kumandanlar yetiştirmiş, büyük ordular kurmuşsunuz.
-Bunu ancak medeniyet sahibi bir millet yapabilir. Ama cihan savaşında (1914-18) başta Almanya olmak üzere 4 büyük müttefik ile birlikte savaştan mağlup çıktınız.
-Şimdi ise tek başınasınız ve bir savaşa daha girmeye niyetleniyorsunuz.
-Medeniyet sahibi bir milleti intihara sürüklemeyin. Gelin Amerikan mandasını kabul ediniz.” der.
General Harbord’un sözleri üzerine Mustafa Kemal sert bir şekilde ayağa kalkınca General ve tüm heyet de ayağa kalkar. Mustafa Kemal Generale hitaben:
“-Biz emperyalistlerin eline düşen bir kuş gibi yavaş yavaş ölmektense, atalarımızın oğulları gibi vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ederiz.
-Şunu biliniz ki, bu millet maddi manevi gücünü, varını yoğunu ortaya koyar, savaşır. Sonunda muvaffak olamazsa zaten ölmüş demektir” diye cevap verir.
General Harbord daha sonra raporuna: “Türklerin sadece bizim değil hiç bir ülkenin mandasına girmesi ve manda fikrini kabul etmesi mümkün değildir” şeklinde yazacaktır.
General Harbord, (Sivas'ta) Mustafa Kemal Paşa’ya veda ederken elini sıkmış ve şu sözleri söylemişti:
“Eğer Amerikan ordusunda muvazzaf bir subay olmasaydım, gelir sizinle birlikte mücadelenizi izlerdim”.
Aşağıdaki fotoğraf, General Harbord'un raporunda yer almakta olup, Sivas Kongresi Heyeti’dir…
Son iç ve dış siyasi olaylar Sivas Kongresi’nde alınan kararlara CHP’nin ne ölçüde sadık ve bağlı kaldığı sorusunu akıllara getirmiştir.
Kongre kararlarının birinci maddesinde yer alan;
“-MİLLİ SINIRLAR İÇİNDE VATAN BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ.” ifadesi, o zaman henüz adı konmamış olsa da yüreklerde cevher halinde bulunan MİSAK-I MİLLİ düşüncesine zemin hazırlamıştır.
Mustafa Kemal Paşa ve dava arkadaşları, zararlı cemiyetlerle anayasal ve kültürel haklar gibi tartışmalara girmemiş, bölücü ve ayrılıkçı unsurlara asla taviz vermemiştir.
CHP, Millî Mücadele’nin karşısında olan bölücü örgüt Kürt Teali Cemiyetinin bugünkü uzantılarıyla kader ortaklığı ve siyasi iş birliği içindedir.
Kongre kararlarında, “HER TÜRLÜ YABANCI İŞGALE KARŞI MİLLET TOPYEKÛN KENDİSİNİ MÜDAFAA EDECEK VE DİRENECEKTİR.” maddesi yer almaktadır.
Sivas'ta manda ve himaye kabul görmemiştir ama CHP, manda ve himayeyi çağıran gammazcı ve iş birlikçi bir politika takip etmektedir.
Sivas Kongresi kararlarının ikinci maddesinde vurgulanan “her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı topyekûn mücadele azim ve kararlılığı” CHP tarafından terk edilmiştir.
CHP’nin bugünkü siyasi partnerleri, kader ortakları arasında geçmişin zararlı cemiyetlerinin bugünkü uzantıları vardır; Kandil’den yönetilen, Okyanus ötesinden sevk ve idare edilen FETÖ ile PKK’nın siyasi kanadı vardır.
CHP; Atatürk'ten sonra kuruluş ilkelerinden hızla uzaklaşmış, emperyalizme karşı mücadelenin çatısı olmak yerine emperyalizmin sesi, yerli işbirlikçisi hâline gelmiştir.
CHP’nin badireli bir dönemde halka umut aşılamak yerine karamsarlığı, felaket tellallığını, bozgunculuğu ve kaosu teşvik etmesine, bünyesini saran bu arazlar yol açmaktadır.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER