Alı KUZENCİK
AYunanistan da “Bağımsızlık Günü” resmi geçitinde özellikle yunan astsubaylar “Kıbrıs Yunandır!” sloganın arkasında Türkiye ye yönelik küfür ifadeler kullanmışlardır!
Üstelik bu görüntülerin, videoların gerçek olduğunu Yunanistan Milli Savunma Bakanlığı doğrulamıştır…
DE HADİ BUYUR!
-BRE YUNAN KEFERESİ. BİLESİN Kİ TİLKİ DE ÇOK KURNAZDIR AMA ÇARŞI PAZAR YİNE ONUN POSTUYLA DOLUDUR!
1821 Tarihine kadar Mora'da ikiyüz bine yakın müslüman evlad-ı fatihan Türk yaşıyordu. Kan içici Türk düşmanı Rumlar “Kutsal Haç"ın çıkarılmasıyla harekete geçtiler.
Öylesine bir katliam yaptılar ki belki dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiştir.
Vandallıkta Moğollara bile rahmet okuttular. Moğolun bile bir savaş hukuku vardı. Yunan’ın ise insanı hiçbir değeri yoktu.
Kadın, erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk önlerine kim çıkarsa acımasızca katlettiler. Mallarını yağmaladılar. Bütün mallarına çöktüler.
Bu soykırımın nasıl bir vahşete dönüştüğünü Rumlara yardım için gelen Batılılardan öğreniyoruz.
Batılı aydınlar geldikleri medeni seviyenin temelinde antik Yunan/Helen kültürünün olduğuna inandıkları için Mora isyanına Fransa, İngiltere, Almanya başta olmak üzere bütün Avrupa Rumlara insan, para, propaganda olmak üzere her türlü desteği verdiler.
Rumlarla beraber çarpışmak için Mora'ya gelen pek çok Avrupalı bunun bir “özgürlük mücadelesi değil de katliam olduğunu görünce” geri döndüler.
Sağduyulu olan, insanlıktan nasibini alanlar bu vahşeti bütün çıplaklığı ile anlattılar.
Amerikalı yazar Mc Charty, Yunan isyanını anlattığı "ÖLÜM ve SÜRGÜN” adlı eserinde bunun bir özgürlük mücadelesi değil, sadece katliam olduğunu yazar.
Kitabın adı “Ölüm ve Sürgün"dür ama ortada sürgün bile yoktur. Türklere sadece ölüm vardır.!
Aynı bugün Yahudi İsrail’n Gazze’de uyguladığı vahşet gibi!
Tripoliçe kalesine sığınan Türkler artık açlıktan bitab düşünce sürgün şartıyla teslim olmayı kabul ederler.
Rum keferesinin sözüne güven olur mu? Miçotakis İstanbul’da “üçüncü ülkelere gerek duymadan sorunlar iki ülke arasında çözülecekti.” sözünü tutmadığı gibi ABD Senatosunda kinini kustu.!
Bugünde “Türkiyenin tehditlerine karşı ABD ve AB yanımızda” diye aynı Ankara/Çankaya yokuşundaki Konsolosların kapı arkasındaki finolar gibi bize havlıyor zavallılsr!
Bugünlerde ılımlı gibi görünen;
-Bre Miço bilesin ki…Tilki de çok kurnazdır ama çarşı pazar yine onun postuyla doludur.
Konumuza dönersek…Miçotakis’in ataları da sözlerinde durmadılar ve üç gün katliam yaptılar.! Şehir cesetlerle dolup taştı.!
Rum komutanı;
“Şehri gezerken atımın ayağı toprağa basmadı."diye övünür.
Şahit olanların kanının donduran saldırılarda, şehirde bulunan Müslüman Türklerin 40 bine yakını 3 gün içinde vahşice öldürüldü.
Kin dolu Rumlar, Türk mezarlığını dahi kazıp, kemikleri çıkarıp yaktılar.
İsyancılar, kuşatma esnasında Türklere gayret vererek isyana karşı koymaya teşvik eden Tripoliçe Kadısı Halim Efendi’yi de üzerine yağ döküp yakmak suretiyle katlettiler.
Tarihe Mora İsyanı ya da Büyük Yunan İsyanı olarak kaydedilir.
“Kaydedilir” diyorum, çünkü dönemin batılı devletleri özellikle İngilizler bir “katliamı” bizim tarih kitaplarımıza dahi “isyan” diye kaydettirmişlerdir. Katliam tam altı sene sürdü.
Osmanlı devletinin devşirme devlet adamları olan biteni Anadolu'da aksi bir katliama sebep olur diye kamuoyundan sakladı.
Osmanlı Isyanla sonuna kadar mücadele etti ama muvaffak olamayınca Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan yardım istedi. Durumu fırsata çeviren Kavalalı buralara vali olmak şartıyla yardım etmeyi kabul etti.
Durumu fark eden başta İngiliz, Rus ve Fransız Donanması 1827 tarihinde Navarin'de demirli olan Osmanlı Donanmasını anı bir baskınla yok etti.
Su uyur, düşman uyumaz diye boşuna dememişler.
1828 yılında yapılan Edirne Anlaşması ile Osmanlı Mora'dan çekildi. Yunan Krallığı kuruldu.
Geçenlerde…Mora'da katliama destek veren bütün batılı güçler; İngiliz, Rus, Fransız, ABD temsilcileri hepsi bir araya geldi. Uçaklarıyla askeri güçleriyle Yunanistan'ın yanında olduklarını beyan ettiler.
Ey Türk Oğlu.! Mora soykırımını UNUTMA.! Orada şehid olan
55 bin katledilen kardeşini UNUTMA.!
-İzmirin işgalinden sonra üç sene Anadolu'da kalan, çekilirken Yunan Paryasının yakıp yıktığı yerleri de UNUTMA.! Eski Yunan diye diye hafızanı yok edenleri de UNUTMA.!
-Şunu da unutma ki bir zamanlar bayrağın dalgalandığı ezanların okunduğu, ecdadın mezarlarının olduğu topraklar ve Adalar halen senin yurdun sayılır.
UNUTMA Kİ...UNUTMAK YOK OLMAKTIR.!
Elbet bir gün Yüce Türk Milleti Mora katliamının rövanşını alacaktır.
Tarihimizi iyi bilmek zorundayız.
Tarih şuuru bir milletin geçmişte yaşadığı olayların hatırlanması ve kavranması ile oluşur.
Maalesef yeni neslin çok büyük bir kısmının bu yakın tarihteki olaylardan bile haberi yok. Türk nesli nisyana mahkum edilmiş sanki...
Tam 6 gün Saraçhane’de mitinglerde Türklükle ve erkeklikle alakası olmayan lbgt’li (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks kimliklerin) gençlerin onlarca videosunu üzülerek ve tiksinerek izliyoruz!
Tarih şuurunun verilmesi yalnızca tarih dersleriyle sınırlı kalması ile mümkün değildir. Televizyon ve dijital dünyanın her bir unsurunu millî amaçlara yönelik kullanmayı başarmalıyız.
Birgün düşman sınıra dayandığında vatan sevgisinden uzak ve milliyetçilik duygusuna sahip olmayan bir nesil savaşmaz. Savaşmayanlar barışı da koruyamaz.
Tarihten ibret almak gerekir…Tarih okumak siyasetin laboratuvarı olduğu bir gerçektir.
İbn Haldun’un:
“-Suyun suya benzediği gibi mâzi ve gelecek de birbirine benzer" tespiti bu hakikati pekiştirmektedir.
Milli Şairimiz M. Akif'in;
-Târîh”i “tekerrür” diye ta’rîf ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? dizeleri bu düşüncelerimizi daha da anlamlı hâle getirmiştir.
Bu itibarla, Milletimizin cevher-i asliyesindeki îman aşkını okumak ve yaşatmak en büyük görevlerimizdendir.
Sadi ŞİRAZİ’nin dediği gibi “uyumuş, uyumuşları uyandıramaz, birinizin uyanık olması lazım.”
Dönemin Osmanlı Devleti Hariciye Nazırı ASIM BEY Meclisi Mebusan’da çıkan bir tartışmada “BALKANLARDAN İMANIM GİBİ, NAMUSUM GİBİ EMİNİM.” diyor. HADİ BUYUR.!!
Yani öyle bir gaflet ve öyle bir delalet ki Balkanlar’daki fırtınadan kasırgadan adamın haberi yok.! Bu sözler harbin başlamasından birkaç gün öncesindedir.
Altay’dan Tuna’ya koca bir yükü sırtlamış bir milletin evladı olarak GAFLETİ gördükçe üzülüyorum.
Bugün “beka sorunu yoktur” diyenler ne bölgemizdeki gelişmelerden ve ne de dünyadaki gelişmelerden bi haber ZAVALLILARDIR.
Gaflet ve dalalet içindeki devlet adamları “devletin beka sorunu yok” diye diye devletin sınırları 1699 Karlofça Antlaşmasından 1921’de Sakarya Nehrine kadar çekilmiş, küçücük bir Anadolu’ya sıkışıp kalmışız.!
BİLESİNİZ Kİ...
Artık Anadolu Türk’e dar geliyor.!
Dünyanın kilit taşının üzerinde oturuyoruz…Tarihin, coğrafyanın, inançlarımızın ve ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır.
…Ve KÜFÜR TEK MİLLETTİR.
ABD’nin, AB’nin,Rusya’nın ve hele hele Yunanistan’ın ipiyle kuyuya inilmez.! Bunlardan her türlü melanet ve musibet beklenir.
ABD yönetiminde ister Cumhuriyetçiler olsun ister Demokratlar olsun 100 yıla yakındır Başkan Wilson’dan beri ABD’li yetkililerin devlet politakası;
Türkiyenin kalbinden Aziz Türk Milletinin İstiklal savaşında yaktığı “KUVAY-İ MİLLİYE RUHUNUN” silinmesini istemektedirler.!
Bu durum hiçbir zaman ve özellikle sorumluluk makamında olan hiç kimse tarafından unutulmaması gereken bir durumdur...
Dün İngiltere ve Haçlı Avrupa Atatürk’ü Türk Milletinin gözünden düşürmek için her türlü iftirayı atarken bugün ABD’li Yanki ve piyonu kefere Hristo Yunan “milli ve yerli” olan değerli insanlara ve kurumlara cephe almış durumdalar.
Allah içimizdeki hâinlere fırsat vermesin. 15 Temmuz’da helikopterle Yunanistan'ı kendileri için emin bir sığınak görmeleri herşeyi izah etmeye yeterli. Ülkemizin gemi farelerinin birgün Yunan, Amerikan vb büyükelçiliklerine sığınmalarına şaşırmayalım.
İçimizdeki % 10 HAİN, %20 GAFLET çemberinde bulunan “akılsızlar” Yunan Milli Marşı’nın müziğinin ritminden övgüyle bahsederler, bu marşın harika bir marş olduğunu öve öve bitiremeyenler, hatta bu marşın dünyanın en güzel marşı olduğundan bahsedenlere yazanlara sorsan hepsi de hümanist insanlardır, halkların kardeşliğine inanırlar.
Ama halkların kardeşliğini savunan dünya vatandaşı bu “haymatloslar” binlerce Türk’ün katledildiği TRİPOLİÇE KATLİAMI’NI anlatan Yunan milli marşını överler…
Türk düşmanlığı üzerine kurulmuş ve tam 200 yıldır Türk düşmanlığından ve kininden asla vazgeçmemiş bir devlettir Yunanistan. Bu durumu bir Türk olarak asla ama aslaaa unutmayalım.
İçte ve dışta milyonlarca Türk düşmanı ile bir arada olmak da bizim kaderimiz olsa gerek.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
27 Mart 2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK