CUMHUR İTTİFAKI CAMDAN VAZO DEĞİL Kİ ÇATLASIN!
“DEVLET-İ EBEDİ MÜDDET”
-Cumhur İttifakı Türk milletinin ve Türkiye’nin istikbal umudu, istiklal ufkudur.
-Hiçbir fitne münafık Cumhur İttifakı’nın arasına nifak tohumu saçamayacak, buna tevessül ve teşebbüs etse bile sonuç alamayacaktır.
-Cumhuriyet Halk Partili yandaş tv’ler hastadır, ezik ve yenik bir siyaset anlayışıyla hatıralarını ve haysiyetini haraç mezat elden çıkarmıştır.
-İç ve dış sorun başlıklarında vizyoner nitelikli hiçbir görüş ve düşünce üretemediği ortadadır.
-CHP’nin gündemi ve siyaset güvertesi yalan, riya, iftira ve dedikodu üzerine bina edilmektedir.
OYSA Kİ…CUMHUR İTTİFAKI:
Sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihî bir birlikteliktir.
CUMHUR İTTİFAKI: Cumhuriyetimizin banisi/kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma” hedefini yakalama azmi ile millî ve üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milletini ilelebet yaşatma iradesidir.
AK PARTİ ve MHP, Yenikapı’daki millî diriliş ruhu ile harekete geçmiş, Devleti ve millet iradesini tahkim eden bir anayasa değişikliği neticesinde güçlü bir yönetim sistemi getirmiştir.
Böylelikle Türkiye artık yeni bir siyasî sürece girmiştir ve bundan geriye dönüş olmayacaktır.
CUMHUR İTTİFAKI;
Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır.
Bu kararlılık ve işbirliği ile ittifak Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ’lâ-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonunun alt yapısını adım adım inşa edecektir.
Lise yıllarından beri aldığımız Ocak eğitim seminerlerinden biliriz ki;
Türk milleti; kaderi bir, kederi bir, kararı bir, kalbi beraber çarpan beşeri ve maşeri asaletin timsalidir.
Türklüğün mukadderat gerçeğine sınırlar çizilemez, muvaffakiyet gayesine engel çıkarılamaz, mutlak varlığına kara çalınamaz.
Türk beklenendir, özlenendir, övülendir.
Yılların tecrübesi ile yine deriz ki:
-Büyük başak tarlaları, alev alev yanarkan, su taşıyıp söndürme yerine, tarla sınırı tartışması yapmak o tarlaların tamamının yanması demektir.
-Cumhur İttifakının yaptığı yanan tarlayı söndürmektir.
-Bu ittifakı kabullenemeyenler tarlanın tamamının yanmasını isteyen akıl fukaralarıdır.
Gerçek düşmanlarıyla kavgaya KORKANLAR, “kadim dostlarını” düşman yaparlar ve ne yazık ki onlarla kavga eder duruma gelirler.
Hz. Mevlana Mesnevi’de der ki;
“Bin sene okusam...
-Ne biliyorsun deseler;
-HADDİMİ derim.!”
Bu yüzden dikenin ucuna çıkta, edep çizgisinin dışına çıkma. Hürmet eden hürmet görür.
Elbette “farklı düşünmek” gerekliliktir. Ancak farklı düşünenlerin “edep” dairesinde tartışması “erdemdir.” İtiraz etmek “yiğitliktir”. İtiraz edeni dinleyip izahta bulunmak “olgunluktur”.
Bu sayılanların her bir aşamasında kavga üslubuyla tavır almak “zayıflık ve acizliktir.!”
Lise yıllarından beri okuduğumuz Kutadgu-Bilig’te atamız Yusuf Has Hacip der ki;
“Toyların AYNADA göremediklerini, aksaçlılar KERPİÇ duvarda görürler.”
Tarihin her döneminde Türk'e ihanet edenlerin akibetleri kendileri gibi çirkef olmuştur.
İçte ve dışta milyonlarca Türk düşmanı ile bir arada olmak da bizim kaderimiz olsa gerek.
Haçlıya karşı kinini taze tutmayan nesiller köle olmaya, uşak olmaya mahkumdur.
Bu coğrafyada kalbinde yunan, ermeni ve rus’a kin taşımayan; Vatan, yurt tutamaz! BİLESİNİZ!
-750 YILIK ENDÜLÜS,
-550 YILLIK BALKANLAR
OLMAMAK İÇİN…
Terörsüz Türkiye Sürecine çatlak sesler çıkaranlara deriz ki:
İkinci bir Endülüs (711-1492) ve Balkanlar (1354-1913) olmamak için iç barışın sağlanması gerekiyor…Satrançta bir hamle değil en az üç hamle ötesini görmektir.
Türk Devlet Geleneğinde:
-Devlete ortak olmak,
-Devlete kafa tutmak,
-Devlet düzenini başkaldırmak teşebbüsü,
*Hiçbir zaman hoş görülmemiş, aksine “başkaldıranın başı ezilir” kadim fikri ile hareket edilmiştir.
“DEVLET-İ EBEDİ MÜDDET”
Devlet varsa korkma, ümitsiz olma…Devletimize güveniyoruz. Sonuna kadar, sonsuza kadar "DEVLET-İ EBEDİ MÜDDET”
Dede Korkut Ata ne de güzel der;
“-Oğul dahi neylesin baba ölüp
mal kalmasa.
-Baba malından ne fayda başta
devlet olmasa."
Aziz Türk Milletini ve Ulu Türk Devletimizi sonsuza kadar yaşatmak adına asırlardan beri Türk Milletinin süreklilik gösteren “devlet-ebed-müddet” anlayışına sıkı sıkıya bağlanmak gerekir.
ANADOLU…Adını tarihe altın harflerle yazdıran onurlu, fedakar, cesur ve kahraman insanlarla VATAN olmuştur.
Şehit kanlarıyla sulanmış mübarek Anadolu topraklarında kurulan güzel ülkemiz Türkiye’ye, Aziz Vatanımıza kim hizmet ediyor ve kalıcı eserler veriyorsa o kişilerden Allah razı olsun.
Bu şühedalı topraklara hizmet edenlere ve kahramanlara dua edenler, bela okuyan zebanilerden fazla olduktan sonra millet ve vatan sevgimize gölge edemezler…
Devletinin ve milletinin selameti için geceli gündüzlü çalışan, dertlenen ve birbirini seven, birbirini tamamlayan Devlet Bey ve Tayyip Bey için böyle iki fani için şair ve devlet adamı Ziya Paşa der ki;
“Bilge Vezir Asâf’ın değerini bilmez Süleyman olmayan,
Bilmez insanın değerini alemde insan olmayan.”
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
2 Kasım 2025
Taş Medreseli Tarih Öğretmeni:
Ali KUZENCİK