Ali KUZENCİK yazdı: Hedef vatanımız!

Ali KUZENCİK yazdı: Hedef vatanımız!

Ali KUZENCİK yazdı: Hedef vatanımız!

“-İSRAİL’İN BUNDAN SONRA Kİ HEDEFİ VATANIMIZ”

“KREDİ KARTINDAN SAVUNMA PAYINA” TEPKİ GÖSTERENLER…HARİCİYE NAZIRI ASIM BEY GİBİ DÜŞÜNÜYORLAR.

“VATAN OLMAZSA, BAYRAK OLMAZSA…EZAN SESİNİ DUYAMAYIZ.”

 

Hariciye Nazırı ASIM BEY’E sorarlar; "Balkanlar'da kötü şeyler olacak deniliyor. Nedir durum?"

Hariciye Nazırı Asım Bey, tarihe geçen o meşhur cevabını verir: 
“BALKANLAR’DAN İMANIM KADAR  EMİNİM.”

…Ve bu talihsiz  sözden sonra kısa bir süre içinde Balkanlar tümüyle kaybedildi.

Balkan Savaşı'nda Osmanlı ordularının arka arkaya mağlup olmasında ordunun içine siyasetin girmesinin ve bu yüzden komutanlar arasında yaşanan siyasî çatışma ve anlaşmazlıkların büyük rolü vardı.

Haçlı ruhlu Avrupalılar, Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine, Osmanlı Devleti'nin yenileceğine ihtimal vermedikleri için, savaşın sonucu ne olursa olsun statükonun değişmeyeceğini ve kazanılan toprakların iade edileceğini ilân ettiler.

Ancak Osmanlı Devleti mağlup olunca bu sözlerini unutacaklardı. Osmanlı Devleti, İtalya'yla anlaşarak Trablusgarp'tan dolayı başlayan savaşı bitirdi.

Hükümet, Balkan Savaşı çıkarsa bu durum dünya savaşına neden olur, bu yüzden de büyük devletler bir Balkan Savaşı'na izin vermez diye düşünmüştü.

Bu yüzden de Anadolu'dan Balkanlar'a yapılacak asker sevkiyatı ve ikmali gecikmişti.

Bugün halen Balkan Coğrafyasında yaklaşık 2 milyon soydaşımız bulunuyor.

Balkan Türkleri, sadece “zor günlerde” Türkiye’yi hatırlamaz, fiziki olarak Türkiye sınırları dışında olsalarda ruhen yaşamlarını Türkiyeyi düşünerek  ve İstanbul-Bursa sohbetleriyle idame ettirirler.

Manastır-Üsküp-Köstence-Gümüşcine-Prizyen-Kırcaali-Mostar-Ohri  vb gibi bir çırpıda sayacağımız onlarca şehirlerde yaşayan soydaşlarımızın sofralarına oturmak bu gerçeği gözlemlemek için yeterlidir.

 

Can Balkan Coğrafyası... 
Evlad-ı Fatihan... Sana nasıl kıydılar.! Hain-kansız-soysuz “devşirme paşalar” başta Selanik olmak  üzre birkaç gün içinde seni elin gavuruna nasıl teslim ettiler.!

Bugün ..”KREDİ KARTINDAN SAVUNMA PAYINA” alaylı/çirkin tepki gösteren tipitip Özgür gibi…Dünde devşirme Osmanlı Paşaları da duyarsız kişilerdi! Hangilerini yazsam burdan Takkeli Dağına yol olur!!

Balkanlar denilince bir Aziz Türk Milletinin bir evladı olarak ciğerim her daim kavrulur.

Tarih Öğretmeni olarak muradımız;

Bu gibi durumların sebep ve sonuçlarını çok iyi muhasebe edilip Türk gencine ve nesillere çok iyi anlatmak gerekir.

Elbette Tarih aynı zamanda ders almak içindir. Hasan Tahsin/ Asım Bey/Damat Ferit Paşalar/Hüsnüyadis gibileri her zaman olacaktır.

İşte onları iyi tanıyıp Devletin kritik noktalarına getirmemek gerekir…Çünkü bir bölge değil “BALKAN” İSİMLİ VATAN KAYBEDİLİYOR!

Gaflet ve dalalet  içindeki devlet adamları “devletin beka sorunu yok” diye diye devletin sınırları 1699 Karlofça Antlaşmasından 1921’de Sakarya Nehrine kadar çekilmiş, küçücük bir Anadolu’ya sıkışıp kalmışız.!

DÜN…Haçlı Dünyası için Balkanlar ve ötesi Anadolu idi…

BUGÜN DE…Lübnan ve ötesi yine Anadolu mu?! HİÇÇÇ ŞÜPHENİZ OLMASIN!

BATI…Malazgirt’ten beri uyumuyor! Çünkü Anadolu ve İstanbul’u asla unutmuyor! (1071-1453)

ANCAKKK…
KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOKKK SULAR AKTI! ARTIK ANADOLU TÜRK’E DAR GELİYOR!

Büyük milletlerin hayatı, büyük denizlere benzer. Türk Milleti bir okyanustur. Medleri ve Cezirleri vardır.

Anadolu topraklarında yaşayan Batı Türklüğünün Med’di yani yükselmesi Sakarya’dan başladı, Viyana’ya, Yemen’e, Cezayir’e, Don-Volga’ya dayanmıştı.

Cezir yani geri çekilme yine Sakarya’da bitti. Şimdi Med halindeyiz. Sakarya’dan çıktık. İzmir’e, Edirne’ye, Hatay’a vardık.

Misak-ı Milli sınırları dışında kalanları bu aziz millet ergeç milli sınırları içerisine alacaktır. Bu arzumuz uzak değildir.! Çünkü birinci Med için Yahya KEMAL 
der ki;

“Gelmiştik bir zaman Sarı Saltuk’la Asya’dan,

Bir bir Diyâr-ı Rûm’a dağıldık Sakarya’dan.”

Dünyanın kilit taşının üzerinde oturuyoruz…Tarihin, coğrafyanın, inançlarımızın ve ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır.

Eski Dışişleri Bakanımız…Rahmetli Fuat Köprülü Hoca “TUNA” Şiirinin son kıtasında der ki;

“Söğüt dallarında hasta serçeler,
Eski akın destanını heceler,
Tuna ağlıyormuş bazı geceler,
Göğsünde kefensiz şehitler varmış.”

GÜNÜMÜZE GELİRSEK CANLAR;
Cumhur İttifakı artık kader birliği… 
Bu yoldan dönüş yoktur…Büyük hedeflere yelken açtık Allah’ın izniyle.

-Aziz Türk Milleti…Bütün dünyada var olan ekonomik sıkıntı yüzünden VATAN, MİLLET, DİN, DEVLET, İSTİKLALİNDEN  VAZGEÇMEZ.

İki yıl önce vefat eden ve ÂLİM bir kişilik olan rahmetli Prof.Dr. Abdülkadir DONUK Hocamız ne de güzel ifade eder;

“VATAN OLMAZSA, BAYRAK OLMAZSA…EZAN SESİNİ DUYAMAYIZ.”

Aziz Türk Milletinin süreklilik gösteren: 
“DEVLET-EBED-MÜDDET” ANLAYIŞINA SIKI SIKIYA BAĞLANMAK GEREKİR.

Dede Korkut Ata’nın dediği gibi:
“BABA MALINDAN NE FAYDA BAŞTA DEVLET OLMASA.”

Lider Devlet Bahçeli: 
“-Cumhur İttifakı devam edecektir. Bizde çatlama olmaz biz ne kerpiciz ne toprağız biz kaya gibiyiz."

Her iki parti'nin 2053-2071 hedefleri var. Bu hedeflere ancak MHP'nin desteğiyle ulaşılabilir. Türkiye'nin geleceği için olmazsa olmazdır bu ittifak.

Ekonomik sıkıntılar geçmişteki ekonomik krizler gibi bir gün gelir geçer ancak vatan kaybetmenin asla telafisi yoktur.

Büyük başak tarlaları, alev alev yanarkan, su taşıyıp söndürme yerine, tarla sınırı tartışması yapmak o tarlaların tamamının yanması demektir.

Cumhur İttifakının yaptığı yanan tarlayı söndürmektir. Bu ittifakı kabullenemeyenler tarlanın tamamının yanmasını isteyen akıl fukaralarıdır.

Bilge lider Devlet Bey’in ismini verdiği ve kurulmasında etkili olan Cumhur İttifakını anlayanlardanım.

Cumhurbaşkanımızın birlikte 
yol yürüdüğü DEVLET BEY:
Aziz Milletimizin son yıllarda yetiştirdiği siyaset, hareket, fikir ve dava adamıdır.

Cumhur İttifakının devamında Devletimiz ve milletimiz için hayırlıdır.

Allah bu beraberliği bozmak isteyenlere fırsat vermesin. Buna sadece Türkiye’nin değil, tüm Türk Dünyası’nın ihtiyacı var.

Devletin zaafa uğraması pahasına siyasi gelecek planları yapanların devleti ayakta tutmak adına siyasi bedel ödemeyi göze almış MHP’nin siyasetini anlaması da mümkün değildir. Bunlara “MHP düşmanı” tanımlaması yapmakta artık yetersizdir.

Meclis kürsüsünde boş boş konuşan M.DERVİŞOĞLU gibi önünü göremeyen dünyaya daracaık izbe penceresinden bakan politikacılar için Devlet BEY ne de güzel söyler;
“Bakarsınız büyük dava adamı pozu verirler. Gerçekte koca bir hiçtirler.! İşlettikleri DEDİKODU ŞANTİYESİ, kaynattıkları FİTNE KAZANIDIR.”

Üniversite yıllarımdan beri zaman ve mekanda inandım ki ve emin oldum ki dar görüşlü,  ucuz insanların üstüne kurulan hayaller bize pahalıya patlıyor.

Mesnevi’de Hz.Pir der ki;
“Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın.”

Çünkü aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır.

Atalarımız “sana senden olur, her ne olursa, başın selamet bulur, dilin durursa” ve “göz iki, kulak iki, ağız tek, çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek” demişlerdir.

Yunus Emre’de der ki;
“Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz,
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede 
bir söz.”

Dil üzerine çok söz söylenmiştir;
-Bir söz söylerken hem kendi hemde karşınızdakinin ahiretini düşünerek konuşun..!
-Söz insanın terazisidir.Fazlası ziyan, azı vakardır.
-Alay ve boş konuşmak belaya yol açar.
-Hikmeti konuşmakta değil, susmakta aramalıdır.
-Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı çok olur.
-Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır, çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır.

“Eğer kalbte darlık ve üzüntü, vücutta bitkinlik ve halsizlik, rızıkta eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan meydana geldiği bilinmelidir” derdi gönlümün Şeyh Edebali’si rahmetli babam.

Susmak aklın süsü ve cehaletin örtüsüdür. Tatlı dilli ve cömert ehli olunmalıdır.

Diline sahip olmayanı şeytan her sahada oynatır. Büyük bir uçurumun kenarına getirir, yüzüstü yuvarlar, felakete sürükler. Dile vatan sevgisi ve ahlak dizgini vurulursa dünya ve ahiret saadetine kavuşur.

Başıboş bırakılırsa zarardan zarara girer.

“İki şey aklın eksikliğini gösterir:
-Konuşulacak yerde susmak,
-Susulacak yerde konuşmak”
demiş Sadî ŞİRAZİ…

Gerçek düşmanlarıyla kavgaya KORKANLAR, “kadim dostlarını” düşman yaparlar ve ne yazık ki onlarla kavga eder duruma gelirler.!

Şühedalı Anadolu topraklarına 
hizmetkâr olanlara dua edenler
bela okuyan at hırsızlarından fazla olduktan sonra millet ve vatan sevgimize gölge edemezler…

Büyüyen ve yükselen, cazibesi ve çekim alanı sürekli genişleyen Türkiye’mize hiç kimse, hiçbir odak engel olamayacak, pranga vuramayacaktır.

Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Dualarınız kabul, Cumamız mübarek olsun.

HAYIRLI CUMALAR…

Meram Bağları’ndan;
SEVGİ ve MUHABBETLE