Ali KUZENCİK yazdı: Neden hala hukuken itibarı iade edilmez!
TÜRK MİLLETİNİN FEDAKAR EVLADI:
*GİRESUNLU TOPAL OSMAN AĞA.
BİR ASIR GEÇTİ…NEDEN HALA HUKUKEN İTİBARI İADE EDİLMEZ
EFENDİLER!
Dünkü paylaşımımda birkaç paragraf bahsettiğim vatansever civanyiğt TOPAL OSMAN AĞA’yı bu yazıda geniş olarak ele aldım…
Osmanlı Devleti işgallerle çalkalanırken Rum çeteler Doğu Karadenizde yerleşim yerlerine hareket ederek köy ve kasabalarda katliamlara başlarlar.
Doğu Karadeniz sahili ve iç tarafı Müslüman Türk’ün yaşadığı Osmanlı toprağında, rumlar uygun bir zemin bulup bölgedeki rum dağ köylerinden militan toplayarak 3 ayın sonunda İngilizlerin silah ve teçhizat desteğiyle harekete geçtiler.
Dönemin batılı devletleri bu katliamı da bizim tarih kitaplarımıza dahi “isyan” diye kaydettirmiştir.
Doğu Karadeniz’in dağ köy ve kasabalarında şahit olanların kanının donduran saldırılarda, bölgedeki Müslüman Türklerin binlercesini vahşice öldürdüler.
Kin dolu Rumlar, köylerdeki Türk mezarlığını dahi kazıyıp, kemikleri çıkarıp yaktılar. İmamların üzerine kızgın yağlar dökerek katlettiler.
Bu olaylar üzerine Osman Ağa yakın arkadaşları ile harekete geçerek birlikte işgalcilerin Pontus bayraklarını indirip, yerlerine Türk bayrağını asarlar.
Osman Ağa; İzmir ilinin Yunanlılar tarafından işgal edilmesi üzerine, Giresun’da büyük bir miting düzenleyerek işgalci devletleri ve göz yumanları protesto etmiştir.
Havza’da Mustafa Kemal Paşa ile gizlice buluşan Osman Ağa, buluşmadan sonra Atatürk’ten aldığı emirler doğrultusunda hareket etmiş, ayrıca bu emirler kendisine güç verdiği için daha rahat hareket etmeye başlamıştır.
Giresun Askerlik Şubesi Başkanı ile anlaşarak, Eylül 1920´de Giresun gençlerinden oluşan “GİRESUN GÖNÜLLÜLER TABURU”nu kurmuştur.
Giresun Müdafa-i Milliye Başkanı ve Belediye Başkanı sıfatıyla Ankaraya gitmiş, gerekli emirleri aldıktan sonra Giresun’a dönerek, “Gönüllü Alayların” kurulması çalışmalarını başlatmıştır..
Mart 1921’deki İngiliz desteği ile çıkan bölücü KOÇGİRİ ayaklanması Topal Osman Ağa komutasındaki 47. Gönüllü Alayının büyük katkıları ile bastırılmıştır.
Koçgiri’nin “Kürdistan’ı tanıyın yoksa tanıtırız” deyişine…Atatürk cevap verir:
“BEKLEYİN!! TOPAL OSMAN AĞA SİZİ TANIMAYA GELİYOR!!” sözü meşhurdur.
Çorum-Merzifon-Tokat ve Samsun havalisinde Rum ve Ermeni çetelerini tamamen ortadan kaldıran Osman Ağa, komutasındaki Gönüllü Alayı ile birlikte Sakarya savaşına katılmıştır.
Bu savaşta 42. Alay, hemşehrisi Tirebolu’lu Binbaşı Hüseyin Avni Bey Komutasında büyük kahramanlıklar göstermiştir, Taşlıtepe sırtlarını kanlarının son damlasına kadar savunmuşlar. Bu alayın tamamını şehit veren Osman Ağa, Mangaltepe sırtlarında büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey cinayetinin azmettiricisi olduğuna karar verilince hakkında tevkif kararı verildi…Karara karşı çıkan Topal Osman Ağa çıkan bir çatışmada 40 yaşında iken vefat etmiştir…
Cenazesi, kardeşlerinin Atatürk’ten ricası üzerine Giresun’a nakledildi ve Kurban Dede mezarının yanında Giresun Kalesi’ne defnedildi.
Naaşı, Atatürk’ün Giresun’u ziyaretinde verdiği emir üzerine 1925 yılında kalenin en yüksek tepesinde yaptırılan anıt mezara nakledilmiştir.
Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı, Çatalca cephesinde savaştı. Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı, topal kaldı ve “Topal” lakabı böylece kaldı.
Bize hür ve müstakil bir vatan bırakmak uğruna hayatlarını feda emekten çekinmeyen Millî Mücadele kadrosuyla onların hatıraları; gururumuzdur.
Topal Osman Ağa’nın Kurtuluş Savaşı yıllarındaki en hayati hizmetlerinden biri Cumhuriyet’imizin kurucusu ve Millî Mücadele’nin önderi Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik birkaç ciddi suikastı engellemesi olmuştur.
O bakımdan, Topal Osman Ağa ve yanındaki serdengeçtilere minnet ve şükrandan daha fazla şeyler borçluyuz.
Topal Osman Ağa gibi Millî Mücadele kahramanları; suç ve kusurlarından çok, verdikleri olağanüstü hizmet ve gösterdikleri şecaatle anılmayı hak etmektedir.
Günümüzün kuşaklarına, Millî Mücadele kahramanlarına hak etikleri saygıyı göstermek ve itibarlarını iade etmek düşmektedir.
Elbette Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey de Millî Mücadele’yi zaferle taçlandıran kahramanlar kadrosunun Meclis cephesindeki isimlerindendir.
Zaten o dönemde taraftar ve muhalif bütün milletvekilleri Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafından kenetlenmiş, söz konusu vatanın kurtuluşu, milletin bağımsızlık ve hürriyeti olunca bütün TBMM tek ses tek yürek olmuştur.
Millî Mücadele’nin destani başarısı da bu birlik ve beraberlik ruhunda gizlidir. Bu ruhun, bugünün dinamiklerini de tayin etmesi elzemdir.
Giresun’un bu yiğit evladının;
-Gazi Meclisin varlığı ve Milli Mücadelenin zafere ulaşması için sergilemiş olduğu büyük fedakarlık, tarih huzurunda apaçık ortadayken,
-Vicdanlarda sonsuza dek yaşayacak bir hakikat olarak durmaktayken,
-İspat vesikaları bağımsız bir mahkeme huzurunda değerlendirilmeksizin katil olarak ilan edilmesi,
-Hakkaniyete gerçeklere ve yüreklerinde Topal Osman Ağa sevgisini yaşatan millet evlatlarının vicdani kanaatlerine uygun değildir.
Elbette ki, bir mahkeme kararı yerine asla geçmeyecek olan Meclis kararı gerçekleri değiştirecek bir vesika hükmünde olmamakla birlikte, Milli Mücadelenin yiğit kahramanı ve Türk milletinin fedakar evladı Topal Osman Ağa’nın itibarı üzerine gölge düşüren bir tarihi vesika olarak arşivlerde durmaktadır.
Kaldı ki ömrünü varlığına vakfettiği Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilen emirle, kabri Giresun Kalesi’nde bulunan Anıt Mezara taşınmak suretiyle, kendisine duyulan muhabbet ve itibarına duyulan özen kurucu irade tarafından bizzat ilan edilmiştir.
Türk istiklali ve ikbali için kısa ömrüne asırları aşan fedakarlıklar nakşeden Türk evladı Topal Osman Ağa’nın itibarının hukuken iadesi ve hakkındaki Meclis kararının kanunla kaldırılması, ömrünü adadığı bağımsızlık sevdasının tecellisi olan Gazi Meclis’in asli görevi, tarihi yükümlülüğü ve tarihe olan vicdan borcunun bir gereğidir.
Muradımız…Millî Mücadele kahramanlarının birini diğerine karşı üstün kılmak değil; bilakis hepsini bir bütün, tamamını ortak bir ruhun ayrılmaz parçaları olarak gören anlayışı perçinlemektir.
Tarih devamlı akan bir hayat nehridir; olayları ve insanları geleceğe doğru sürüklerken maziyle bugünü coğrafyada birleştirir.
Milletimizin parlak tarih aynasına bakınca; bugünümüz kadar, mazimiz de övüncümüzdür.
Üstat Cemil Meriç, “Mazinin mefahirini yaşatmak, bir millete yapılacak en büyük hizmettir.” demiştir.
Bize hür ve müstakil bir vatan bırakmak uğruna hayatlarını feda emekten çekinmeyen Millî Mücadele kadrosuyla onların hatıraları; gururumuzdur.
Bu vesileyle bütün Millî Mücadele kahramanlarını bir kere daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Sevdiğim bir GİRESUN Türküsü;
“GİRESUN’UN İÇİNDE İKİ SOKAK ARASI.”
Kavga yıllarımızda Ankara’da çok Giresunlu ülküdaşım oldu…
Maşallah bugün çoğu akademisyen, eğitimci…
Karadeniz Beyefendileridirler. Duygusal ve civanyiğitlerdir…
Ayrıca Kerkük,Harput,Rumeli türküleri gibi duygusal Karadeniz türkülerini de çok severim…Gönül tellerimizi titretir.
12 Eylül öncesi Ankara’nın karanlık sokaklarında, aydınlık meydanlarında ve taşmedrese’de kavgadan/olaydan kaçan Giresunlu görmedim.!
Çünkü Topal Osman Ağa’nın cesareti onların halet-i ruhiyelerine sinmişliğini kavga yıllarımızda “yakınen şahit” olmuşumdur.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER