Tarih: 04.07.2025 10:54

Ali KUZENCİK yazdı: Şeyh Said ve avanesi

Facebook Twitter Linked-in

*HINISLI SAİD (ŞEYH SAİD) GİBİLER, ÖNCE EKMEK YEDİĞİ VATANA İHANET EDERLER!

“MUHAKKAK Kİ ALLAH HİÇBİR HAİNİ 
VE NANKÖRÜ SEVMEZ. (HAC-38)

Mahkemede Şeyh Saide hakim sorar:
- Neden isyan ettin
Cevap;
-Din elden gidiyordu.
Hakim; 
-İstanbul 5 yıl boyunca İngiliz, Fransız ve İtalyan işgali altında kaldı, o zaman neredeydin ?

Cevap: YOK!
                   ********

Tarihçi olmayan bazı mıymıntı zevatlar ihanetlerine kılıf bulmak ve “cumhuriyetin kurucularını lanetlemek” için dinin ardına sığınarak yalan söylemeyi meşru görürler.

Bu sapkınlara göre yeni cumhuriyet “dini kaldırdığı için” Şeyh Sait isyan etmiştir(!)…

Bu Şeyh Sait’in büyük dedesi Seyyit Haşim ve ailesi, 1639 yılında o sırada Bağdat seferine çıkan IV. Murat’a tarafından idam edilmiştir.

Cumhuriyete ihanetlerini cumhuriyetin dini kaldırdığı iftirasıyla örtmek isteyenler, aynı zamanda halife olan 4. Murata ihanet eden dedesi için ne diyecekler?

Haçlı (Yunan) Polatlı’ya geldiği halde Şeyh Sait ve şürekası kılını kıpırdatmamıştır.

Bugünde Yunan veya İsrail vatanı işgale kalksa bunların takipçileri anında işgalcilerin avcı köpekliğine soyunur.

İstiklal harbinde Haçlı/Yunan’a bir mermi atmayan, Cumhuriyetin ilanından sonra isyan edip "Bir Türk öldürmek, 70 gavur öldürmekten daha sevaptır" diyen Şeyh Said ve avanesi 29 Haziran 1925’te asıldı...

İsyanı bastırırken şehit olan askerlerimizin ruhu şad olsun.

Gerek “Leman Dergisi’nde ki edepsiz çizim” gerekse bizleri derinden üzen yeşil vatan/ormanlarımızın yanması üzre yakın tarihin bu hain isyanının elebaşlarının idam yıldönümünü 3-4 gün gecikmeli de olsa detayına girelim Canlar:

Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden itibaren gelişen, doğudaki bazı feodal beylerin arazilerini koruma endişesi ile isyana destek verdiler.

Bölgede bazı Kürt aşiret reisleri, merkezi yönetime karşı aşiret düzenini sürdürmek istiyordu.

İsyan bugün Bingöl’e bağlı Genç vilayetinde başladı. İsyancılar Hınıs, Çapakçur, Lice ve Palu’nun ardından Elazığ'ın merkezini de ele geçirdi ve Diyarbakır'ı kuşattı.

Her ne kadar bu hain ve adamlarını kahraman Muşlular kovalamışlarsa da Diyarbakır ve Elazığ’a düşman ordusu gibi davranmışlar.

Karakolları basıp sabah koğuşta uyuyan Mehmetçikleri şehit etmişler ve birçok yerde kamu görevlilerini esir almışlardır.

İki ay süren bir durum söz konusudur. Cumhuriyet'in tam anlamıyla bir ordusu dahi yokken, ölüm kalım savaşından, Kurtuluş Savaşı'ndan  yeni çıkmışken, bu isyan ötesi bir durumdur.

Dil-tarih’te ki derste/anfide Kıymetli Hocalarımızdan aldığımız notlardan
ve bu konu ilgili kilometre taşları:

-25 Şubat 1925'te Meclis’te yapılan bilgilendirmenin ardından doğu vilayetlerinde bir ay sıkıyönetim ilan edildi.

-İsyanı bastırmak için bölgeye asker gönderildi. "Dini siyasete alet etmek", "vatana ihanet" suçu kapsamına alındı.

-İsyanın "Cumhuriyet rejimine tehdit oluşturduğuna" karar verildi.

-Fethi Okyar'ın istifasının ardından İsmet İnönü 3 Mart 1925'te başbakan oldu. Yeni hükümetin ilk işi, ertesi gün Meclis'ten Tahrir-i Sükûn Kanunu'nu (Huzurun Sağlanması Yasası) geçirmek oldu.

-Türkiye'nin yalnızca doğusunda değil tümünde geçerli bu yasa, hükümete iki yıl boyunca, "kamu düzenini bozduğuna" hükmettiği bütün örgütleri veya yayınları yasaklama yetkisi verdi.

Kanunun süresi 1927’de iki yıl daha uzatıldı.

-Biri doğu vilayetlerinde, diğeri de ülkenin kalanında yetkili iki İstiklal Mahkemesi kuruldu.

-Cumhuriyet kurulduktan ve halifelik kaldırıldıktan sonra Şubat 1925'te başlayan Şeyh Said İsyanı iki ay sürdü.

-Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde merkezi yönetime karşı girişilen ve birçok çaplı Kürt aşiretin destek verdiği hilafet yanlısı isyan Şeyh Said'in 27 Nisan 1925'te yakalanmasının ardından bastırıldı.

-Şeyh Said dahil 50'ye yakın kişi İstiklal Mahkemesi'nde yargılandıktan sonra 29 Haziran 1925'te Diyarbakır'da idam edildi.

-İsyan bastırılırken çok sayıda gazete kapatıldı, bazı gazeteciler de İstiklal Mahkemeleri'nde yargılandı.

-Bu dönemde, muhalefet partisi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da 3 Haziran 1925'te kapatıldı.

-Şeyh Said İsyanı'nın bastırılmasının ardından ilerleyen dönemde tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı, özel kıyafetlerin giyilmesi yasaklandı.

Bize göre…Hınıslı Said…Yaygın adıyla “Şeyh Sait” İsyanı güzellemesi yapan ya HAİNDİR ya da CAHİLDİR!!

Bilinmeli ki;
-Cumhuriyeti daha doğarken boğmak amacıyla silahlı bir isyan başlatan, 
-Şehirleri işgal eden, devlet dairelerine el koyan, 
-Mehmetçiği şehit eden gerici ve bölücü bir isyanın “vatana ihanetten” asılan elebaşı Şeyh Sait’i aklama çabası, 
-Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk milletine yapılmış büyük bir hakarettir!

Çok partili siyasi hayata geçiş sürecinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılmasına vesile olan bu süreç, devletin dış politikada bazı olumsuz durumlarla karşılaşmasına neden olmuştur.

Dış politikadaki önemli sorun alanlarından biri olan MUSUL meselesi, bu süreçte devletin aleyhine sonuçlanmıştır.

-Hınıslı Sait bir vatan hainidir. 
Kim övgü ile bahsediyorsa o da haindir! 
-Yaşadığı dönemin terörist başıdır, katildir, canidir, emperyalizmin uşağıdır!

HINISLI SAİD VATANA İHANET ETMİŞTİR! TARİHÇİLERE BIRAKILACAK BİR ŞEY YOKTUR.

Çünkü…Gizli kalmış hiçbir şey yoktur. Bu konunun nesini tarihçiler değerlendirecek?

Tarihin her döneminde Türk'e ihanet eden nankörlerin akibetleri kendileri gibi çirkef olmuştur.

Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim’de 
buyurur ki;
“Muhakkak ki Allah hiçbir haini ve nankörü sevmez.”
(Hac-38)

Yakın tarihi hem yaşayarak hem de “alim” derecesindeki hocalarımdan dinleyerek ve onların kitaplardan okuyarak biliriz ki;

NANKÖR HAİNLER ÖNCE EKMEK YEDİĞİ VATANA/OCAĞA İHANET EDERLER!

İhanet ettikleri yere en şiddetli saldıranlar bunlar olur, ihanetlerine haklı bir gerekçe(!) oluşturma kaygısı ve çabasına girerler.

Dualı ve şühedalı mübarek Anadolu topraklarına ihanet edenlerin sonu ne acı ve ne rezilcedir.

Allah bize bunları tek tek seyr-i alem yapacak. Bizde ibretle izleyeceğiz sonlarını.

-Peki bu hain terör olayları yeni mi?
-Yooo… bin yıldır yani Malazgirt’ten beri var!

TÜRK’ÜN HAÇLIYLA MÜCADELESİ 
PKK TERÖRÜ İLE DEVAM EDİYOR.

Atalarımızın Anadolu'ya ayak basmasından bu yana terörle mücadelemiz devam ediyor.

Yarın da devam edecek. Zannetmeyin ki sadece yakın zamanda oluyor.

Terör belası bin yıldır başımızda, yarın da olacak. Tarih bunun şahidi.

Batınî terörü Selçuklu sarayına kadar girdi. Vezir Nizamü'l Mülk'ü şehit ettiler.

Devlet Haşhaşi terörüyle az uğraşmadı.

Hasan Sabbah Alamut'ta teröŕ devletini kurdu. Selçuklu nizamını karıştırmak için her yolu denedi.

Anadolu'yu yurt edinen Türkmen Babaî isyanlarıyla çok uğraştı, güçten düştü.

Osmanlı, Celali başıbozuklarıyla bir asır mücadele etti.

Celali eşkiyasının defteri dürüldükten sonra bu sefer de Balkanlar kaynamaya başladı ve “Şark meselesi” yani Türk’ü geldiği yere geri gönderme projesi, Batılı devletlerin özellikle Rusların Slav ırkına hamilik yaparak İstanbul'u işgal, Ayasofya'nın kubbesine haç takma ve sıcak denizlere ulaşma arzusuyla harlanarak yürürlüğe kondu.

Önce Mora'da isyanı patlak verdi. Yunan Kutsal Haçı kaldırarak ayaklandı. ABD'nin bile yardımını aldı. Bölgede ne kadar müslüman Türk varsa katlederek bağımsızlığını ilan etti.

Sırplar isyan etti. Ardından Bulgar Kutsal Haç altında isyana kalktı.

Avrupa kamuoyunun desteğini alabilmek için Bulgar isyancılar Müslüman-Çerkez kıyafetiyle işinde gücünde Bulgar köylerini bastılar. Terörün, tedhişin, başıbozukluğun her yolunu denediler.

Avrupa devletlerinin desteğini alan Rusya Tersane konferansıyla Osmanlıya ültimatom verdiler.

Ardından 93 Osmanlı-Rus harbi çıktı. Bulgar bağımsızlığını ilan etti.

Ermeni Terör örgütleri Hınçak ve Taşnak boş durur mu? Onlar da Rus ve Avrupalı devletlerinin desteğiyle en zor zamanımızda 1.Cihan Harbi sırasında isyanlar çıkardılar.

Daha öncesi Sultan Abdülhamit Han'a suikast düzenlediler. Banka bastılar...

Ancak Rusya'da ihtilal olunca hevesleri kursağında kaldı.

Bütün bu hadiseler Osmanlının gücünü her açıdan tüketmişti. 1.Cihan Harbi sonrası yaşananlar hepimizin malumu.

İstiklâl Harbinden sonra küllerimizden yeniden doğduk.

Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduktan sonra terör mahiyet değiştirdi. Ideolojik sosyalist sol terör Türkiye'yi kasıp kavurdu.

Daha sonra etnik bir hal alarak PKK terörüne dönüştü ve biz 40 yıldır bu terörle uğraşıyoruz.

Bu da yetmedi Fetöcü hainler devletin milletin kılcal damarlarına sızarak PDY kurdular. Ancak 15 Temmuzda hevesleri kursaklarında kaldı.

MİT, neredeyse hergün bir üst düzey PKKlıyı ya paketliyor, ya da etkisiz hale getiriyordu. PKKlılar inlerinden başlarını çıkaramıyorlardı.

Suriye ve Irak’ta PKK/PYD terörünün hamisi,finansatörü, lojistik destekçisi ABD'dir.

Türk Silahlı Kuvvetleri ABD destekli saldırılara sessiz kalmıyor! Gerekli cevabı veriyor Allah’a şükür…

Ancak sosyal medyada şehit olan askerlerimizin evleri paylaşılarak Türk Devletinin şehitlerimize gerekli ihtimamı göstermediği, şehit olanların sadece fakir ailelerin çocukları olduğu şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.

Böyle bir algının kabul görmesi terörle mücadelemizi sekteye uğratır.

Terörle mücadelede sadece fakir ailelerin çocuklarının görev aldığı algısı öncelikle bu görevi seve seve yapan Mehmetçiliklerize bühtandır.

Şunu iyi biliniz ki Canlar…
Bu ulvi faaliyet sadece parayla yapılacak bir iş değildir. Milli ve manevî duyguları zayıf olanlara dünyanı parasını verseniz bile bu görevde yer almazlar…

Demem o ki bu tür paylaşımlar terörle mücadelemize sekte vurur, başka bir 
işe yaramaz.

SÖZÜN ÖZÜ CANLAR….Milli tarih hainleri unutmaz.! MİLLİ VİCDAN ülkesine ihanet eden hainleri tarihin çöplüğüne atar, onları cezalandırır.

Çünkü şehit kanları ile yoğrulmuş bu mübarek Anadolu toprakları hainleri sevmez ve ilk fırsatta hesabı keser.!

Bir gün ülkemizde hainlerin hiç değilse daha az olduğunu görebilmek ümidiyle desek de…mümkün değil!

Çünkü…Atalarımız Çağrı Bey ve oğlu Sultan Alparslan çadırlarını sırtlanların yolu üzerine kurmuşlardır.

Dünyanın “kilit taşının” üzerinde oturuyoruz. Tarihin, coğrafyanın, inançlarımızın ve ideallerimizin üzerimize yüklediği vazife çok ağır.

Geçmişin ne kadar derinine inebiliyorsak geleceğin ufkunu, daha da ötesini o kadar görebiliriz.

İşte bu sebep ile…
Tarihi olayları okumazsak Canlar;
-Sana ne söylenirse ona inanırsın,
-Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın,
-Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın,
-Seni herkes kandırır.
-Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...

Anadolu’yu fethedenler…Malazgirt Savaşına katılan Oğuz Beylerinin torunlarıdır…Rahmetli Necdet SEVİNÇ ağabeyimiz gerçeği ne de güzel tespit eder ve haykırır:

“-Anadolu’nun tapusu, Malazgit’le başlayan süreç içinde Türklerin eline geçmiştir. Bu tapuda Türk Milletinin evlatlarından başka, Allah’ın hiçbir kulunun hakkı yoktur! Cumhuriyet Türkiyesi’nin tapusu da öyle! Anadolu nasıl Türk ırkının evlatları sayesinde vatanlaştırıldı ise Türkiye Cumhuriyeti de Türk evlatlarının kanı sayesinde kurulmuştur.”

Bugün Cuma…Cumanın hayrı, 
bereketi, mutluluğu ülkemizin, 
milletimizin, bütün Türk-İslam 
Âleminin, üzerine olsun inşallah.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
 

4 Temmuz 2025
Taş Medreseli 
Tarih Öğretmeni 
Ali KUZENCİK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —