TARİHTEN YAPRAKLAR

TARİHTEN YAPRAKLAR Haberleri

Ali KUZENCİK yazdı: Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu: LOZAN

Ali KUZENCİK yazdı: Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu: LOZAN

Ali KUZENCİK yazdı: Türkiye Cumhuriyeti
TARİHTEN YAPRAKLAR 23.07.2023 11:09:00 0

YARIN 24 TEMMUZ….LOZAN… 
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NIN TAPUSUDUR.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ VAR OLDUKÇA GEÇERLİLİĞİNİ KORUYACAKTIR.

GİZLİ MADDELERİNİN OLMASI 
MÜMKÜN DEĞİLDİR.

LOZAN… İki ülkenin değil, birçok ülkenin imzaladığı bir anlaşmadır. Onaylı birer örneği tüm imzacı ülkelere verilen Lozan'ın bir veya birkaç ülke için gizli maddelerinin olması mümkün değildir.

Bugünlerde “Lozan’dan yana, Lozan’a karşı olanlar” tasnifine tevessül eden bazı “güdük akıllılar” zırvanın ve tarihten nifak üretmeye çalışmanın damgalı failleridir.

Para ve makam için tüm tarihi değerlerini satacak adamların “dava, ideoloji, insanlık, erdem, ahlak” gibi kavramlar üzerinden nutuk atmaları yüzsüzlüktür ve tiksinti vericidir.!

Meğer utanmak ne büyük şeref. Ondan mahrum olmaksa ne iğrenç bir zilletmiş!

Birgün mutlaka suret-i haktan görünen Dırar Mescidi’nin fitne-münafık cemaatinin maskeleri yavaş-yavaş düşecektir.!

İstiklâl Harbine ve Lozan’a çemkirenleri görünce… Büyük Türk dostu ve Pakistan’ın milli şairi İKBÂL’e hak veriyorum;
“SÖZDE MÜSLÜMANLARDAN KAÇIP…İSLAMA SIĞINDIM.”

Mesnevi’ye bakarız ki… Hz. Pir bu tip ÇEMKİRENLER için ne demiş;

“Köpekler havladı diye kervan yoldan kalmaz.”….

Ve devam eder;

“Ay ışığını saçar durur, köpekse ürür durur.
Ayın ne suçu var a oğul, köpeğin huyu budur.”

Tekrar konumuza dönersek; Lozan Antlaşması’nın meşrep ve mizaca göre tefsiri yerine, milli ve tarihi duruş noktasından okumak en doğru, en sağlıklı, en isabetli seçenektir.

Tarihi gerçekleri bugünün penceresinden bakıp maksatlı ve marazi şekilde analiz etmek iyi niyetten mahrum bir yanılgıdır.

LOZAN… Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusudur…Bu tapuyu yıkmak isteyenler çokça “Lozan yalanı” üretip genç beyinleri bu yalanlarla zehirliyorlar.!

Sümüklü FETÖ’Ş ve ABD’de yetişen akıl hocaları/üst akıl  bizim gençlik yıllarımız olan 70’li yıllarından beri ileride Türkiye’yi Yunanistan’la savaş ettirmek, zor durumda bırakmak, Anadolu’yu parçalamak için “FISILTI” olarak dile getirilen “Lozan Barış Antlaşmasının 2023’te sona ereceği” uydurması tamamen yalandır ve maksatlıdır.

Dil-tarih’deki değerli hocalarımız tarihi anfilerde ders anlatırlarken; “Hem Türkiye’de hem İngiliz arşivlerinde neredeyse görmediğimiz belge kalmadı.Bu belgelerin hiç birisinde bu antlaşma 100 yıl sonra sona ercektir veya bitiş tarihi vardır diye bir şey yok.!” demişlerdir.

Ayrıca… 12 ADALAR…Lozan’da değil…Osmanlı Hükümetince 1912’de Uşi Antlaşması ile İtalya’ya verildi.!

Peki Uşi neresi.? Lozan’ın bir semti…İki Lozan bilerek ve maksatlı olarak karıştırılıyor.!

Türkiye Coğrafyasının her türlü haritasında…Adalar Denizine  bakanlar ve bütün dünyaları MASA-KASA-NİSA üçlüsü olan ve Tarih okumayanların aklına hemen “savaşı kazandık;adaları Yunan’a verdik.!”düşüncesi gelir.

Oysa ki…Osmanlı Hükümeti bugün 
12 Adalar olarak bilinen adaları “geçici” olarak İtalya'ya bırakmıştı.!

Şartlara uyulmayınca üç yıl sonra 1915’te Londra Paktı’nda adaların “tamamı”İtalya’ya bırakılıyor ve Osmanlı Hükümeti bu gelişmeye itiraz etmiyor.!

Lozan’daki Uşi’de…Osmanlı Hükümet temsilcisi RUMBEYOĞLU FAHREDDİN PAŞA’DIR…

Bu adam kim mi.?

Türk Milleti bir milli mücadele verirken, Kuvayı Milliye'yi kurmuşken, bu adam Kuvayı Milliye'nin karşısına Damat Ferit'in kurduğu Kuvayı İnzibatiye ile çıkan adamdır ve Yunan ordusunun yanında olmuştur.

Savaş kazanılınca sürgün edilenlerin arasında yer almıştır…12 Adaları İtalya'ya bırakan heyetin içerisindeki en etkili hain bu kişidir.!

Uşi ve Sevr paçavralarında incinen milli gurur,  Lozan kadar adım adım tamir ve tedavi edilmiş, 24 Temmuz 1923 tarihiyle birlikte Türkiye bağımsız, çağdaş ve milli bir devlet olarak uluslararası alanda varlığını ve hükümranlık haklarını kabul ettirmiştir.

Geçmişin ne kadar derinine inebiliyorsak geleceğin ufkunu, daha da ötesini o kadar görebiliriz.

İşte bu sebep ile…Tarihi olayları okumazsak Canlar;
-Sana ne söylenirse ona inanırsın,
-Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın,
-Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın,
-Seni herkes kandırır.
-Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...

Siyasi önyargılarla, fikri saplantılarla Lozan Antlaşması’na çemkirmek insafsızlık ve tarih bilmezliktir.

Zafer mi? Hezimet mi? 
Sorusuna cevap aramak yerine, Lozan Antlaşması’nı tanımak, kavramak ve ruhunu özümsemek lazımdır.

Lozan Antlaşması…
-Anadolu coğrafyasında Türk Kurtuluş Savaşı’nın siyasi ve diplomatik tacıdır…
-Milli Mücadele, askeri ve stratejik bir zaferin şehadet ve gazilikle yoğrulmuş kahramanlık beratıdır. 
-Lozan Antlaşması haç karşısında düşmeyen hilalin siyasi ve diplomatik başarısıdır.

Bu başarının gölgelenmesi zilletin ta kendisidir. Lozan’daki Türk delegasyonu sırtını hem tarihe hem de teslimiyeti reddeden millet iradesine dayamıştır.

Emperyalizmin kurduğu masanın karşısına Sakarya geçmiş, Dumlupınar çıkmış, Büyük Taarruz dikilmiştir.  

Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuki ve siyasi egemenliğinin hükmü şahsiyeti, aynı zamanda ebedi varlığı Lozan’da temeli atılmıştır.

Lozan'ın son kullanma tarihi yoktur…Türkiye Cumhuriyeti var oldukça geçerliliğini koruyacaktır.  

Türkiye Lozan Antlaşmasının şartlarına ciddiyetle uyarken batının şımarık çocuğu Yunanistan her fırsatta bu antlaşmanın şartlarını ihlal etmektedir.

12 Adayı silahlandırırken Batı Trakya'da yaşayan Türklerin Lozan Antlaşmasıyla garanti altına alınan haklarını  çiğnemektedir.

Ülkesini ABD askeri üstü haline getiren Yunan Gavuru başta PKK, FETÖ olmak üzere her türlü terör örgütüne sahip çıkmakta, bu kamplarda teröristlerin yetiştirilmesine destek vermektedir.

Tabii Lozan'a imza atan İngiltere ve Fransa Yunanistan'a olan desteğini esirgemez.

Lozan'ı dilinden düşürmeyen başta CHP ve diğerleri bu duruma sessiz kalmakta,hatta  "Ege'de ne işimiz var?"diyecek kadar Yunan tezlerine üstü kapalı göz yummaktadır.

Aziz Şehitlerimize ve Milli Mücadele Kahramanlarımıza Cenab-ı Allah rahmet eylesin…Kabirleri nur, ruhları şad, mekanları cennet olsun inşallah

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
 


YAZARLAR