Ali KUZENCİK yazdı: Ülkücü ilk basın şehidimiz İlhan DARENDELİOĞLU

Ali KUZENCİK yazdı: Ülkücü ilk basın şehidimiz İlhan DARENDELİOĞLU

Ali KUZENCİK yazdı: Ülkücü ilk basın şehidimiz İlhan DARENDELİOĞLU

TÜRK GENÇLERİNİN SAPKIN FİKİRLERDEN ETKİLENMESİNİ ÖNLEMEYE ÇALIŞMIŞTIR…

19-Kasım…

Ülkücü ilk basın şehidimiz İlhan DARENDELİOĞLU Ağabeyimiz;

Mütevazı, ağır başlı, alçakgönüllü, sakin, ahlak sahibi kişiliğiyle herkes tarafından sevilmekle beraber Türk milletine yapılan herhangi bir çirkin, yalan ya da iftirada ateşli hitabet üslubuyla sözünü sakınmadan söylerdi.

Kitap okuma, araştırma yapma, bildiklerini herkese anlatma aşkının had safhada olduğu Darendelioğlu’nun bir dönem 
“Yeni Bozkurtlar” dergisi çıkarttığını, 
Türkçe öğretmenliği yaptığını  biliyoruz.

Adana’da…Genç iken bir süre çıkarıp yarıda bırakmak zorunda kaldığı “TOPRAK” Dergisini devam ettirme düşüncesiyle İstanbul’da basın hayatına atılmış, Toprak Matbaası’nı kurmuş ve Toprak dergisini milli ve manevi değerleri işleyen aylık “ülkü dergisi” olarak yayınlamaya başlamıştır.

 

Arif Nihat Asya, Tahsin Ünal, Erol Güngör, Nejdet Sançar, Zeki Velidi Togan, İbrahim Kafesoğlu gibi geniş bir yazar ve şair kadrosuyla yayıncılığa devam etmekle birlikte zaman zaman yazı bulmakta zorlandığı dönemlerde olmuştur.

Toprak dergisi küçük boy bir dergi olarak çıkmaya başlamasına rağmen şartlar nispetince boyutları, yazar kadrosu, sayfa sayısı azalmış, kâğıt sıkıntısı çekmiş, lakin İlhan Bey’in şehit edilmesine kadar çıkartılmış, milliyetçi insanların kalesi vasfını üzerinde taşımıştır.

Ortadoğu, Hergün gibi gazetelerde başyazarlık yapmış, Türk’e Doğru Tanrıdağ, Milli Yol, Milli Hareket, Milli Işık gibi milliyetçi dergilerde de yazılar yazmıştır.

Yazılarının muhtevasında;
-Yaşadığı dönemin memleket sorunlarının neler olduğunu, 
-Nasıl çözümleneceğini her daim belirtmiştir.

Bizi biz yapan değerlere bağlılığımızı yok etmek için sinsice çabalayan, ucundan girdiği toplumu parçalamadan çıkmayan komünizmin ne olduğunu, kullandıkları ilgi çekici maskeleri düşürerek emperyalizmin özelliklerini ve bünyesinde neler barındırdığını açıkça maşeri vicdana sunmuştur.

Dergi yayıncılığı ve dergi-gazete yazarlığının haricinde Toprak yayınları adı altında;
*Nazım Hikmet Vatan Şairi mi? 
Vatan Haini mi?, 
*Devrim Nedir?, 
*Ecevit Marksist mi?, 
*Türkiye’de Komünist Hareketleri 1-2, 
*Türkiye’de Milliyetçilik Hareketleri isimli kitapları yazmıştır.

Özellikle şahsiyetlerini oluşturma çağında olan TÜRK GENÇLERİNİN SAPKIN FİKİRLERDEN ETKİLENMESİNİ ÖNLEMEYE ÇALIŞMIŞTIR…

Allah ondan razı olsun.

Hiçbir zaman düşmanı eksilmeyen aziz milletimizin o yıllardaki kılık değiştirmiş yeni düşmanı olan KOMÜNİZMİ; TARİHİMİZİN EN BÜYÜK DÜŞMANI sayıyordu.

Her yerde ihtilaller yapan komünistlerin milletimizin bütün kutsallarını istismar ederek yakıp yıkacağını, bunu engellemek için milliyetçi dernek ve teşkilatların hızlıca çalışmalar yapması gerektiğini savunmuştur.

Darendelioğlu’nun Komünizmle mücadele faaliyetleri herkes tarafından tanınmasına ve takip edilmesine yol açarken Adalet Partisi de kendisini 1969 seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili adayı yapmak isteğini bildirmiş, kendisi de Meclis’te olunca memleket için daha faydalı işlere imza atacağı inancıyla teklifi kabul edip seçimlere girmiş ve sonucunda kazanıp Milletvekili olmuştur.

TBMM arşivinde ve meclis tutanaklarında bulunan konuşmalarında görüldüğü üzere milletimiz için elzem gördüğü, kimsenin cesaret gösterip konuşamadığı konularda UYUYAN ŞUURLARI UYANDIRMAYA  ÇALIŞMIŞTIR.

Bir taraftan bulundukları makamın icabını yapmaktan aciz kişileri AP’de gördükçe, türlü menfaat ilişkileriyle birbirlerine bağladıkları sarmalı çözememenin ıstırabını duymuştur.

Diğer taraftan yapılan hiçbir eylemin samimi bir inanç doğrultusunda olmadığını, şahsi çıkarı olmadan 
adım atmayan Adalet Partisi (AP) milletvekillerini müşahede etmiş;
“-Bizim için milletvekili sıfatı gelip geçicidir. 
-Bizim asli sıfatımız mezara kadar namuslu yaşamaktır. 
-Biz o asli vazife içindeyiz.” diyerek tavizsiz mücadelesini devam ettirmiştir.

Dönemin bitmesi için sabreden Darendelioğlu tek başına hiçbir şey yapamamanın üzüntüsüyle mecliste sık sık gidip Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in YANINA OTURUYOR, SOHBET ETTİKÇE HAYATININ SONUNA KADAR SÜRECEK BERABERLİĞİ İNŞA EDİYORDU.

Adalet Partisi’nde düşündüğü gibi faydalı işler yapamadığını görerek 1975’te istifa etmiştir. Daha sonra MHP İstanbul Yönetim Kurulu’nda Recep Haşatlı’nın yanında görev almıştır.

Türk’ün kalemiyle baş edemeyen hainler, çıkardıkları yayınlarda türlü iftiralar atarak suçladıkları ağabeylerimizin öldürülmeleri için hedef tahtasına oturtmuşlardır.

Her şeyiyle bu vatanın öz evlatlarını dönüştürmeye niyet edenler, karşılarında kaya gibi duran kadroları görünce afallamışlar,  pozisyonlarına göre ölüm listeleri hazırlamışlardır.

Bütün koruma isteklerini geri çeviren Darendelioğlu gibi İstanbul MHP İl Başkanı Recep Haşatlı da işinden evine dönerken arabasından indiği sırada 17 yaşındaki oğluyla birlikte suikasta uğrayıp şehit düşmüştü.

Her gün şehit haberleriyle uyanılan günlerde İstanbul MHP İl Başkanlığında yapılan toplantı da şehitlerimiz için mevlit okutulması  teklif edilmiş, Darendelioğlu ise Beyazıt Cami imamını tanıdığını, kendisinin bizzat ilgileneceğini söyledikten sonra ertesi hafta Çarşamba gününü mevlit okunması için ayarlamıştır.

Eli kanlı komünistler, İlhan Ağabeyimizi, 19 Kasım 1979 Pazartesi günü, sıfırdan inşa ettiği, Türk fikir hayatında yaptıklarıyla iz bırakan TOPRAK mecmuasından çıkıp arabasına doğru gittiği sırada pusuya düşürmüşler, silahlarla çapraz ateşe almak suretiyle çok sevdiği toprağa düşürmüşler, şehit etmişlerdir. Katilleri bulunamadı.

Ömrü boyunca; Türk milletinin mankurtlaşmaması, dili başka, yüreği başka, fikri başka kimselerden medet ummadan kendisinin şuuruna varması uğruna çırpınmış, büyük bir Türk Milliyetçisi olarak son nefesini vermiştir.

Bugün 19-Kasım…Büyük Türk Milliyetçisi Mütefekkirimiz İlhan Darendelioğlu'nu şehadetinin yıl dönümünde minnet duyguları ve dualarla yad ediyorum.

ABD fondaşlı sosyal demokrat geçinen solcu yazarlar için “ağıt” yakanlar/ yazanlar rahmetli ağabeyimiz İlhan Darendelioğlu İçin tek cümle etmediler!!

Kendilerini milliyetçi sayanlar bile Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümünde paylaşım yaparken, ülkücü milliyetçi gazeteci şehitlerimizi bilmezler. Çünkü onlar Türk Milliyetçisiydiler. Kalemleri satılık değildi. Aziz Türk Milletinin emrindeydiler.

Şehidimizi Rahmetle ve dualarla anıyorum..Rabbim...Bu mübarek vatan için şehit olan tüm şehitlerimize rahmet eylesin…Nezd-i İlahi’de makamları âli olsun inşallah...

Cenab-ı Allah’ın “topraktan geldiniz, toprağa döneceksiniz” buyruğuna en büyük sevgilinin, Hz. Peygamberin yanına dönmelerinde şehitlerimizin zerre üzüntüleri yoktur.

Belki  şehit olmalarına sebep, kendi vatanlarında, kendi bayrağı altında yaşayanlardan gelmiş olmasıdır tek üzüntüleri.

Biliyoruz ki...”unutmak; tükenmektir.!

Biliyoruz ki...”Ahde vefasızlık, aynı zamanda imansızlıktır.”

Rabbim…
İlhan Darendelioğlu ağabeyimizi rahmet döşeğinde ağırlasın. İmanım gereğince inanıyorum ki zaten öyledir, şehittir ve güzel makamları vardır…Nezd-i İlahi’de makamları Âli’dir inşallah.

Meram Bağları’ndan
SEVGİLER

19-Kasım-2024
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK