İyi bir öğretmen, öğrencisinin kişiliğine yön verir, şekillendirir. Örnek model teşkil eder. Gökteki yıldız gibidir. Hep yol gösterir.
YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAŞLARKEN…
“BAŞARI VE ÖZGÜVEN.”
Hayattaki seçimlerini doğru yapanların az “keşkeleri” olur.
Hayatta bazı “KEŞKELERİM” olmuştur, ancakkk bu ulvi öğretmenlik mesleğini seçmemde ASLA olmamıştır.
Kapıyı kapatıp, yoklamayı aldıktan sonra “HAYDİ CANLAR” deyip derse başlayınca bambaşka dünyalara daldığım o inanılmaz meslekte.
Uzun yıllar kurucu/müdürlüğünü yaptığım özel eğitim kurumunun seminerinde defalarca konuşmasını dinlediğim değerli ilim ve gönül insanı rahmetli Prof.Dr.Doğan Cüceloğlu derdi ki;
“-Hangi eğitim sistemi içinde olursa olursa olsun,
-Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin,
-Öğretmen öğrencisiyle gözgöze geldiği bir an vardır.
-O anda öğretmen, öğrencinin gönül kapısından girerek zihnine ulaşır...
…VE İŞTE O AN EĞİTİM BAŞLAR.”
Türk gençliği bizim has bahçemiz, parlak yüzümüz, muazzam hazinemizdir….
Gençlik hür istikbalimizin mimarı, mihmandarı, mirasçısı, mihrabıdır.
Türk gençliği milli ve manevi değerlerle teçhiz edilirse/donatılırsa anasının ve babasının hayır duasıyla yoluna devam ederse hiçbir kötülük semtine dahi uğrayamayacaktır.
Gözümüze nasıl bakıyorsak onlara da öyle bakmalıyız. Sağlam bir kafaya, imanlı bir kalbe, çalışan ve çalışkan bir kola sahip bir gençliğin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluğun olmadığı, olmayacağı inancındayız.
Bilinsin ki, teminatımız ve tesellimiz Türk gençliğidir…Tarihin hiçbir döneminde esir bir vicdan ile kutlu emanetlerin taşındığı görülmemiştir.
Bu sebeple gençliğimizi esir etmek için kuyruğa giren; bölücü ve dünya vatandaşları ateistlere ile bütün dünyaları “makam ve para” olan “mıymıntılara” katiyen izin vermeyeceğiz.
Merhum Cenap Şehabettin diyor ya, “Kalp kalbe sığdı mı göz gözü kusurlu görmez.” Bu inançla yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken gençlerle ve öğretmen arkadaşlarım ile velilerle sohbet tadında hasbıhal ederek deriz ki;
BAŞARI, bütün öğrenciler için özlemdir. Zirveye çıkmakta bir özlemdir. Ama her insanın çıkabileceği zirve, ayrı ayrıdır.
Biri için zirve Uludağ’dır, diğeri
için Erciyes’tir bir başkası için ise Everest’tir.
Önemli olan o genci, çıkabileceği zirvenin sonuna kadar taşıyabilmektir.
Yani Uludağ’a çıkabilecek birini Kirazlıyayla’da, Erciyes’e çıkabilecek birini Develi’de, Konya’daki Takkeli Dağına çıkabilecek bir başkasını yamaçtaki Sarayköy’de bırakmamak gerekir.
Her eğitimcinin amacı varlık sebebi olan sevgili öğrencisini KENDİ ZİRVESİNE çıkarmaktır.
İyi bir öğretmen, öğrencisinin kişiliğine yön verir, şekillendirir. Örnek model teşkil eder. Gökteki yıldız gibidir. Hep yol gösterir.
Bu sebeple hem bireysel hem kitlesel başarıyı yakalamak için, yüzlerce “yeşil eriği, can erik yapmak” için KAŞIKÇI ELMASI sarrafının titizliği ile çalışmak gerekir.!
Aynı titizliği ve duyarlılığı velilerinde göstermesi gerekir. Hepimiz çocuklarımızın, öğrencilerimizin ileride kimseye muhtaç olmadan, ayakları üstünde durmalarını, mutlu ve başarılı olmalarını isteriz.
Hiç bir anne ve baba çocuğunun başarısız olmasını istemez. Ancak hem sınav ve hem yaşam başarısında çocuğun en büyük destekçisinin de annesinin ve babasının olduğunu unutmamak gerekir.
Başta Türkiye Birincisi Emre Kacar, Türkiye ikincisi Ramazan Bitirgen’den Türkiye üçüncüsü Hakan Töreyim’den ve ilk 10’a-ilk 100’e giren öğrencilerimizden yakınen biliriz ki, başarılı öğrencilerimizin arkasında anne ve babanın manevi desteğinin olmasıdır.
Kaygı-stres ve panik öğrenme üzerinde “olumsuz” etkiler bırakıyor.! Baskı “KEMANTELİ” gibidir. Çok gerersen tel kopar, gevşek bırakırsan telden ahenkli ses gelmez.
Bu yüzden çocuklarımıza yapacağımız en büyük iyilik fazla eleştirmeden “tatlı dille” merhamet ses tonuyla destek olursanız çocuklarımızın, öğrencilerimizin ÖZGÜVENİ artacak ve daha başarılı olacaklardır.
Çünkü başarının altında yatan en önemli etken özgüvendir. Hem öğrencilerin hem hastaların başarılı sonuç almasında moral faktörü çok önemli.
Hedeflerimize ulaşabilmek, eğitim hizmetlerinin kalitesini yükseltmek ve eğitimde daha ileri noktalara gelebilmek için idareci, öğretmen, öğrenci ve veli işbirliğinin gerekli olduğuna inanıyorum.
Yarının Türkiye’sini yönetecek, şekillendirecek, daha iyi noktaya taşıyacak gençlerimizi yarınlara hep birlikte hazırlayacağız inşallah.
Bu vesileyle, 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı’nın hayırlara vesile olmasını diliyor, tüm idareci, öğretmen ve öğrencilerimize başarılar diliyorum.
Allah yardımcıları olsun.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER.