"Artık İstanbul'un bir numaralı gündemi deprem olmalıdır”

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, İstanbul için daha fazla kaybedecek zamanın olmadığını ifade etti.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, İstanbul için daha fazla kaybedecek zamanın olmadığını ifade ederek “Artık İstanbul'un bir numaralı gündemi deprem olmalıdır” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu’nun Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümü üzerine MHP Grubu adına konuşması şöyle:

"İstanbul için daha fazla kaybedecek zamanımız yoktur ve Genel Başkanımız Sayın #DevletBahçeli Bey'in vurguladığı gibi, artık İstanbul'un bir numaralı gündemi deprem olmalıdır. Nitekim, Hükûmet tarafından seferberlik ruhuyla ve acil gündemle harekete geçilmesi memnuniyet vericidir.

#Cumhurİttifakı çiftçi dostudur ve her şart altında çiftçilerimizin alın terinin ve helal kazancının takipçisidir.

#MilliyetçiHareketPartisi olarak afetten zarar gören çiftçilerimizin zararlarının karşılanmasını; nakit, kredi ve girdi desteği verilmesini, tarımsal kredi borçlarının ertelenmesini ve çiftçimizin SGK prim borçlarına kolaylık getirilmesini gerekli görüyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak siyaseti toplumsal meselelerin çözüm yolu olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, bugüne kadar tüm toplum kesimleriyle birlikte kamu çalışanlarımızın haklı taleplerinin takipçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz.

Nitekim, Cumhur İttifakı birlikteliğinde kamu çalışanlarının mali ve sosyal haklarını iyileştirmeye dönük önemli adımlar atılmıştır. Kuşkusuz, giderilmesi gereken eksikliklerle birlikte çalışan ve emeklilerimizin refahını daha artıracak düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Zira, kamu hizmet sunumunda etkinliğin artırılması için fonksiyonel bir teşkilatlanma ve uygun insan gücü planlamasıyla birlikte çalışanların huzur ve refahının sürdürülebilirliğinin önem arz ettiğine inanıyoruz.

Emeklilerimizi daha yüksek bir refah seviyesine kavuşturacak, kimseye muhtaç olmadan, huzur ve güven içinde yaşayabileceği bir sosyoekonomik düzenin tesisini gerekli görüyoruz. Bu sebeple, kamu çalışanları ve emeklilerinin sorunlarını köklü ve kalıcı bir çözüme kavuşturabilmek için personel rejiminin bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak günün şartlarına uygun hâle getirilmesi, eşzamanlı olarak çalışanlarla birlikte emeklilerimizi yakından ilgilendiren emeklilik rejiminin, sosyal güvenlik ve vergi sisteminin de gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bize göre, bugün kamu çalışanlarının statü, unvan, çalışılan kurum, meslek grubu ve yapılan işe göre çok farklı sorunları dile getirilebilse de işe alınma, değerlendirme, ilerleme ve yükselmede nesnel kriterlere bağlılık, alınan maaş ile emekli aylığı arasındaki yüksek farkın azaltılması; mali ve sosyal hak sisteminde hakkaniyeti esas alan bir düzenin tesisi en önemli beklentidir.

Esas olan, hizmet alan vatandaşlarımızın ve hizmet veren kamu çalışanlarımızın memnun olacağı bir kurumsal kapasite ve personel rejiminin inşa edilebilmesidir. Kamu yönetiminde yönetim ilke ve uygulamaları ile teşkilatlanma, insan kaynakları, personel sistemleri ve halkla ilişkileri içine alan performans esaslı bir yönetim kültürünün, rasyonel, üretken bir bürokrasinin oluşturulmasını gerekli görüyoruz.

Parti programımızda kamu personel rejiminin tüm boyutlarıyla ve bütüncül bir yapıda değerlendirilerek reforma tabi tutulacağı, kamu çalışanlarının nitelik, görev, yetki, sorumluluk, kıdem, risk gibi kriterler ile liyakati ve başarıyı esas alan adil bir ücret sistemine kavuşturulacağı belirtilmiştir. On İkinci Kalkınma Planı'nda da yüksek verimlilikle kaliteli hizmet sunan insan kaynağına sahip, objektif ölçütlerin ve liyakat ilkelerinin hâkim olduğu, değişen koşullara uyum sağlayan kamu personel sisteminin oluşturulması temel amaç olarak belirlenmiş, kamu personel mevzuatının geliştirilmesi, ücret düzeylerinin görev ve sorumluluk esasına dayalı olarak yeniden düzenlenmesi ve sistemin sadeleştirilmesi öngörülmüştür. Bu doğrultuda, kamu kurum ve kuruluşlarının, sendikaların ve akademinin katkı sağlayacağı verimlilikle birlikte çalışanlarımızın motivasyonunu artıracak çağdaş gelişmelere, Anayasa'ya ve ülkemiz şartlarına uygun kuralların hak ve yükümlülüklerinin düzenleneceği yeni esaslara bağlanmış bir kamu personel rejiminin katılımcı bir şekilde yapılabileceğini değerlendiriyoruz. Şüphesiz, bunu gerçekleştirecek birikim ve güç Cumhur İttifakı'nda vardır. Cumhur İttifakı birlikteliğinde atılan adımların, uygulamaya konulan politikaların sonuç vermesiyle önümüzdeki dönemde vatandaşlarımızın hayat şartlarının daha iyileşeceği bir iklimin hâkim olacağına inancımız tamdır. Nitekim, bugün açıklanan iş gücü istatistiklerine göre, 2025 yılı Mart ayında işsizlik yüzde 7,9 oranıyla aylık iş gücü istatistik verilerinin açıklanmaya başlandığı 2005 yılından bu yana en düşük seviyesine inmiş, istihdamımız bir önceki aya göre yaklaşık 400 bin kişi artarak 32 milyon 597 bin kişiye ulaşmıştır. Türk milletinin daha nice asırlara bağımsız, güçlü ve müreffeh olarak ulaşması yegane arzumuzdur. Bilinmeli ki toplumsal mühendislik hesaplarıyla Türkiye'yi kargaşa ve kaos iklimine sokmaya, millî birliğimizi bozmaya, ülkemizin rotasını değiştirmeye ve millî hedeflerinden uzaklaştırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir."