Kent merkezlerinde yıllarca boş kalan arsalar hem sosyal yaşamı hem de konut üretimini sekteye uğratıyor. TEDB Başkanı Akçam, bu alanların aktif hale getirilmesi için belediyelere eşgüdüm çağrısı yaptı.
Türkiye’de konut ihtiyacının hızla arttığı bir dönemde, kent merkezlerinde yıllardır boş kalan arsalar hem şehir planlamasını hem de sosyal dengeleri olumsuz etkiliyor. Tüm Emlak Danışmanları Birliği (TEDB) Başkanı Hakan Akçam, bu sorunun çözümü için yerel yönetimlere açık bir çağrıda bulundu. Akçam, “Boş arsa kalmasın, binaya dönüşsün. Konut arzı yükselsin, şehirler nefes alsın” diyerek, belediyeleri ortak bir vizyonla hareket etmeye davet etti.
İMAR HAKKI SINIRSIZ OLMAMALI
Kent planlamasında yeni bir yaklaşım öneren Akçam, belirli bir süre içinde yapılaşmayan arsaların imar haklarının iptal edilmesini gündeme taşıdı. Bu önerinin, kent içindeki atıl alanların değerlendirilmesini sağlayarak hem mekânsal verimliliği artıracağını hem de konut üretimini hızlandıracağını vurguladı. “Belediyeler, imar planlarında yapılaşma süresi için net ve bağlayıcı sınırlar koymalı. Örneğin, 5 yıl boyunca boş kalan arsalar, sadece fiziksel olarak değil, sosyal ve ekonomik açıdan da kentlerin gelişimini sekteye uğratıyor. Bu alanlar zamanla sosyal yaşamdan kopuk, güvenliksiz ve ekonomik değer üretmeyen bölgeler haline geliyor” diyen Akçam, bu alanların doğru teşvik mekanizmaları ve etkin denetimle konuta, sosyal donatıya veya kamusal kullanıma dönüştürülebileceğini ifade etti.
İmar hakkının sınırsız bir mülkiyet ayrıcalığı değil, toplumsal sorumlulukla birlikte gelen bir hak olduğunu vurgulayan Akçam, “Kent merkezinde yıllarca boş kalan arsalar, çevresindeki yaşam kalitesini düşürüyor; güvenlik sorunları yaratıyor ve kamusal alan ihtiyacını karşılamaktan uzak kalıyor. Bu nedenle, imar hakkının süreyle sınırlanması, kentlerin daha dengeli ve yaşanabilir biçimde gelişmesini sağlayacaktır” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ TÜM BELEDİYELERE AÇIK ÇAĞRI
Akçam, yerel yönetimlerin bu soruna karşı daha proaktif ve bütüncül bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini savunarak, Türkiye genelindeki tüm belediyelere seslendi:
“Boş arsa kalmasın, binaya dönüşsün. Konut arzı yükselsin, şehirler nefes alsın. Bu dönüşüm, sadece yapı üretmek değil; aynı zamanda kentlerin sosyal dokusunu güçlendirmek, ekonomik canlılığı artırmak ve vatandaşlara güvenli yaşam alanları sunmak demektir.”
Bu çağrının teknik bir düzenlemenin ötesinde, toplumsal sorumluluk taşıyan bir yaklaşım olduğuna dikkat çeken Akçam, belediyelerin imar planlarını güncellerken yapılaşma süresi için net sınırlar koymasının zorunlu olduğunu belirtti. Akçam, “Yıllarca boş kalan arsalar, kentlerin merkezinde birer boşluk yaratıyor. Bu boşluklar hem fiziksel hem de sosyal anlamda kent yaşamını zayıflatıyor. Oysa bu alanlar, doğru teşvik ve denetimle konuta, sosyal donatıya veya kamusal hizmete dönüştürülebilir” diyerek, kentlerin sürdürülebilir gelişimi için atıl alanların aktif hale getirilmesinin önemini yineledi.
BARINMA HAKKI İÇİN ORTAK SORUMLULUK
Akçam, açıklamasının sonunda yerel yönetimlere şu mesajı verdi“Barınma hakkı, anayasal bir hak olduğu kadar insani bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı karşılamak için elimizdeki kaynakları en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Kent merkezindeki boş arsalar, bu kaynakların başında geliyor. Belediyeler arası eşgüdüm, merkezi destek ve yerel katılım birlikte işletilmeli. Ancak bu şekilde şehirlerimiz hem fiziksel hem de toplumsal olarak nefes alabilir.”