Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Bursa Osmangazi İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen üye katılım töreninde yaptığı konuşmada, günlük siyasi hesaplarla değil, lkalplerindeki Türkiye sevdasıyla, yol yürüdüklerini bildirdi.
MHP’nin varlığının, Türkiye’nin geleceği ve millî bekası açısından hayati önemde olduğuna dikkat çeken Büyükataman, İran’a yapılan operasyonun, Türkiye’ye verilmiş sinsi bir mesaj olduğunu ifade ederek “İsrail’in siyasi ve stratejik hedefi; terörsüz Türkiye hedefimizi baltalamak, Türkiye’yi kuşatmak ve savaşları Anadolu topraklarına taşımaktır. Bu gerçeği görmek, buna göre tavır almak, millî bir sorumluluktur” diye konuştu.
Osmangazi İlçe Başkanlığı'nın düzenlediği üye katılım törenine katılarak, MHP'ye yeni katılan üyelere rozetlerini takan MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen şanlı bir mücadelenin, ahlâkın, imanla yoğrulmuş bir duruşun siyasi temsilcisidir.
Kurulduğu günden bu yana Türk milletinin birlik ve dirliğini esas alan partimiz, milletimizin menfaatleri doğrultusunda siyaset yapmaktadır.
Geçmişin mirasından aldığımız güçle bugünü yorumluyor, geleceği bu bilinçle inşa ediyoruz.
Ülkemizin tüm sorunlarına köklü çözümler üretmek, aziz milletimizi hak ettiği gelişmişlik seviyesine ulaştırmak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin güvence altına alarak ilelebet yaşatmak için yorulmadan çalışıyoruz.
Bizler başkaları gibi günlük siyasi hesaplarla değil, kalbimizde Türkiye sevdasıyla, yol yürüyoruz.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak; tarihimizi doğru okuyor, ne yaptığını bilen bir irade ile geleceği inşa edebilmek için çalışıyoruz.
Her adımımızı Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben” anlayışıyla atıyoruz.
Biliyoruz ki; Milliyetçi Hareket Partisi, yalnızca bir siyasi parti değil; Türk milletinin varoluş iradesini temsil eden kutlu bir davanın adıdır.
MHP’nin varlığı, Türkiye’nin geleceği ve millî bekası açısından hayati önemdedir.
Milliyetçi-Ülkücü hareketin varlığı milletimizin huzurunun, devletimizin gücünün ve Cumhuriyetimizin devamının en sağlam teminatıdır.
Her dava arkadaşımız, bu tarihî misyonun bilinciyle hareket etmekle mükelleftir.
Bölgemizde ve küresel çapta her geçen gün artan istikrarsızlık ve çatışma ortamı, insanlığın tamamını tehdit etmektedir.
Bu yüzden içinde bulunduğumuz coğrafyanın şartlarını iyi okumak ve yanı başımızda her gün artarak bize yaklaşan tehlikelere karşı hazırlıklı olmalıyız.
Coğrafyamızı şöyle bir gözden geçirdiğimizde, etrafımızın adeta krizler ve savaşlarla çevrildiğini görmek çok zor olmayacaktır.
Türkiye’nin çevresi, emperyalizmin ve siyonizmin kanlı planlarıyla kuşatılmış durumdadır. Ülkemizi parçalamak isteyen odaklara karşı, millet olarak kenetlenmemiz hayati derecede önemdedir.
Terör devleti İsrail’in İran’a yönelik başlattığı geniş kapsamlı saldırı, sadece İran’ı değil, bölgedeki tüm ülkeleri ve özellikle Türkiye’yi hedef alan kirli bir stratejinin parçasıdır.
Zira İran’a yapılan operasyon, Türkiye’ye verilmiş sinsi bir mesajdır.
İsrail’in siyasi ve stratejik hedefi; terörsüz Türkiye hedefimizi baltalamak, Türkiye’yi kuşatmak ve savaşları Anadolu topraklarına taşımaktır. Bu gerçeği görmek, buna göre tavır almak, millî bir sorumluluktur.
İsrail’in bu gözü dönmüş saldırganlığının durdurulması; hem millî güvenliğimiz hem de bölge barışı için tarihî bir zorunluluktur.
Türkiye, üzerine düşen millî ve insanî sorumluluğu yerine getirecek kudrettedir.
Hedef; milletimizin dayanışma ruhunu kırmak, devlet-millet bağını zayıflatmaktır. Bu oyunu bozacak olan; inançla kenetlenmiş bir millet ve kararlı bir devlet aklıdır.
Bu anlayışla savunduğumuz “Terörsüz Türkiye” hedefi; sadece bir güvenlik politikası değil, millî varlığımızın teminat altına alınmasıdır. Bu mücadele; milletimizin bin yıllık kardeşliğini, devletimizin bölünmezliğini, sınırlarımızın güvenliğini esas almaktadır.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin şu veciz sözü bizlere ışık tutmaktadır:
“Dışımız yanarken, dünya savaşı tartışılırken, içimizi barış ve kardeşlik seferberliğiyle pekiştirip kalemizi güçlendirmemiz herkesin millî ve manevî vecibesidir.”
Bu vecibeyi yerine getirmek, sadece yönetenlerin değil, milletçe hepimizin boynunun borcudur.
İşte bu yüzden Türk milletinin her ferdiyle omuz omuza birlik ve beraberliğimizi yaşatmak için var gücümüzle mücadele ediyoruz.
Biz “Terörsüz Türkiye” diyerek kadim bir devlet aklıyla ülkemizden terör belasını tam anlamıyla temizlemeyi hedefliyoruz.
Biz milletimizin kardeşliğini yaşatmaya, emperyalist ve siyonist kuşatmayı bölgemizden söküp atmaya kararlıyız.
Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimize bu kararlılık ve inançla yürüyoruz.
Muhterem Misafirler
Bugün Türk Devlet aklını küçümseyen, millî güvenlik politikalarımızı hedef alan, içeride ve dışarıda Türkiye’nin yükselişinden rahatsızlık duyan çeyrek kalibreli muhalefet partileri; aslında kendilerini milletin vicdanında çoktan hükümsüz hâle getirmiştir.
Emperyalizmin aklıyla yön belirleyenlerin, “Türk Devlet Aklı”nın ortaya koyduğu stratejik hamleleri idrak etmesini beklemiyoruz.
Çünkü biliyoruz ki yolsuzluk batağına saplanmış CHP’nin, sözde milliyetçi İP’in ve yedeklerinin pusulası yabancı başkentlerde dönüyor.
Bizim yönümüz ise Türk milletinin belirlediği istikametten bir santim dahi sapmıyor ve asla da sapmayacaktır.
Biz, ülkemizin menfaatlerini her şeyin üzerinde tutarken; onlar dar siyasi çıkarlarını korumanın, koltuklarını sağlamlaştırmanın derdindedir.
Çok şükür Türk milleti, bu dış güdümlü, siyasi menfaat peşindeki zihniyete hiçbir zaman geçit vermemiştir; bugün de vermeyecektir.
Aziz Milletimiz, istiklal ve istikbal için kararlılıkla yol yürüyen Milliyetçi Hareket Partisi’yle, Cumhur İttifakı’yla beraberdir.
Gün, kısır çekişmelerin günü değildir.
Gün, istismar siyasetine tahammül edilecek gün değildir.
Gün, Türk milletinin topyekûn ayağa kalkma, kenetlenme, tek yürek olma günüdür.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu şuurla çalışıyor, bu iradeyle yürüyor ve bu sorumlulukla mücadele ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle aramıza yeni katılan, gücümüze güç katan dava arkadaşlarımıza hoş geldiniz diyor, bu güzel organizasyonda emeği geçen tüm ülküdaşlarımıza teşekkür ediyorum.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!