“Çanakkale’yi geçilmez kılan ruh vatan sevgisi ile bezenmiş, bağımsızlık ve adanmışlık ruhudur”

Prof.Dr. Ruhi Ersoy “Çanakkale’yi geçilmez kılan ruh, Türk milletinin genetik kodlarında var olan vatan sevgisi ile bezenmiş, bağımsızlık ve adanmışlık ruhudur” dedi.

“Çanakkale’yi geçilmez kılan ruh vatan sevgisi ile bezenmiş, bağımsızlık ve adanmışlık ruhudur”
TARİHTEN YAPRAKLAR 17.03.2025 23:31:00 0

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı 25-26.Dönem MHP Osmaniye Milletvekili ve Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof.Dr.  Ruhi Ersoy “Çanakkale’yi geçilmez kılan ruh, Türk milletinin genetik kodlarında var olan vatan sevgisi ile bezenmiş, bağımsızlık ve adanmışlık ruhudur” dedi.

 

 

Çanakkale muharebeleri için dönüm noktasının 18 Mart 1915 tarihi olduğunu ifade eden Prof.Dr.  Ruhi Ersoy “18 Mart 1915’te, Türk Milleti kanı ve canı pahasına verdiği en önemli mesaj; ‘canımdan vazgeçerim ama vatanımdan düşmanı geçirmem’ mesajıdır. Nesilden nesile aktarılan bu kutlu mesaj, dünya var olduğu müddetçe şuurlu her insanımızın dimağlarında yankılanacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkan Başdanışmanı 25-26.Dönem MHP Osmaniye Milletvekili ve Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof.Dr.  Ruhi Ersoy şunları kaydetti:

 

 

"Bilindiği üzere fiili olarak 19 Şubat 1915 tarihinde başlayan Çanakkale muharebeleri için dönüm noktası 18 Mart 1915 tarihidir. O tarihte dünyanın en güçlü donanmaları, günlerce Mehmetçik üzerine bomba yağdırmış, âdeta ölüm kusmuştur.

O dönemde “yenilmez arma” olarak adlandırılan devrin en kuvvetli ateş gücüne sahip deniz kuvvetlerinin yaptığı yoğun bombardıman, zaman zaman karaya asker çıkartılarak desteklenmiş, savunmadaki Türk askeri saf dışı bırakılarak payitaht İstanbul işgal edilmek istenmiştir.

Ancak karşılarında emperyalist zihniyetin göz ardı ettiği/unuttuğu bir gerçek; “Türk sebatı” vardır.

Vatan coğrafyasının her yerinden başı kabak, yalın ayak cepheye koşan vatan evlatları, Çanakkale'yi geçilmez kılıp, çağlar öncesinin şuurunu, çağlar ötesine taşıyacaklardır.

Tophaneli Hakkı Bey’in komutasındaki Nusret Mayın Gemisi, Mart ayının 17’sini, 18’ine bağlayan gece büyük bir maharetle düşman donanmasının arasından sıyrılarak Boğaz’ın stratejik yerlerine mayın döşemiş ve yine aynı maharetle geri dönmüştür. 
Büyük gün 18 Mart 1915'dir.

18 Mart 1915’te, İngiliz- Fransız ortak donanması, zırhlılar, muhripler ve denizaltılarla üç filo halinde kendilerinden emin ve mağrur bir şekilde Boğaz’dan içeri girerek o güne kadar görülmedik şekilde bomba yağdırmaya başlamıştır.

Hedefte Türk toprağı ve askeri vardır.

Türk Ordusu’nun elindeki topların menzili kısa, cephanesi sınırlıdır. Yoğun bombardımanın ardından ilerlemeye başlayan düşman filoları, Türk toplarının menziline girdikten sonra işin rengi değişmeye başlamıştır.

Nusret’in bir gece önce döşediği mayınlarda can alıcı darbeyi vurur. 18 Mart 1915 akşamı düşman mevcudunun önemli bir kısmını Boğaz’da bırakarak geri çekilmek zorunda kalmıştır. 

O gün dünya anlamıştır ki; "Çanakkale Geçilmez"

Günyüzüne çıkan ve görünen odur ki, Çanakkale’yi geçilmez kılan ruh, Türk milletinin genetik kodlarında var olan vatan sevgisi ile bezenmiş, bağımsızlık ve adanmışlık ruhudur.

Türk’ün kırılan ama eğilmeyen karakteri, her şartta en güçlü düşman karşısında bile değişmemiştir.

18 Mart 1915’te, Türk Milleti kanı ve canı pahasına verdiği en önemli mesaj; “canımdan vazgeçerim ama vatanımdan düşmanı geçirmem” mesajıdır. 

Nesilden nesile aktarılan bu kutlu mesaj, dünya var olduğu müddetçe şuurlu her insanımızın dimağlarında yankılanacaktır.

Bu vesile ile bir kez daha o kutlu mesajı bizlere veren ecdâdımızı saygı ve rahmetle yâd ediyor, emanetlerine aynı o günkü adanmışlık ve inanmışlıkla sahip çıkacağımızın sözünü veriyoruz.

Geçmişten günümüze tüm şehitlerimizin aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyoruz."

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR