Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

"Çırak ve kalfalarımız eğitimden koparılmamalıdır"

ANKESOB) Başkanı Hüseyin Ar, son günlerde gündemi meşgul eden çıraklık, çıraklık eğitimi, Mesleki Eğitim Merkezleri ve çocuk işçiliği hakkında açıklamalarda bulundu.

EĞİTİM 12.12.2025 23:46:00 0

Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ANKESOB) Başkanı Hüseyin Ar, meslek öğrenmenin önünü kesmeye çalışan olumsuz, yanıltıcı söylemlerin  üretim ve hizmet sektörünün devamlılığı açısından ileri de büyük sıkıntılara yol açacağını, nitelikli eleman bulma sorununun artmasına  neden olacağını söyledi. Ar, "Üye işyerlerimizde çalışan çırak ve kalfalarımız eğitimden koparılmamalıdır." dedi.

Başkan Hüseyin Ar, son günlerde gündemi meşgul eden çıraklık, çıraklık eğitimi, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve çocuk işçiliği hakkında açıklamalarda bulundu.

ANKESOB Başkanı Ar, "Ahilik geleneği, Selçuklu-Osmanlı dönemine dayanan ve Türk toplumunun kültürel, sosyal ve ekonomik yapısında önemli bir yere sahip olan bir esnaf ve sanatkâr teşkilatlanması ve yaşam biçimidir. Ahilik, sadece bir meslek teşkilatı olmanın ötesinde, toplumsal bir yapı, dayanışma, ahlaki değerler ve bireysel sorumlulukları öğreten bir eğitim sistemiydi. Bu bağlamda, çıraklık da Ahilik geleneğinde çok önemli bir yer tutar. Ancak, çırak ve çıraklık kavramının yanlış anlaşılmaması ve yanlış yorumlanmaması gerekir. Çıraklık eğitimi, bir insanın işin inceliklerini öğrenmeye başladığı, aynı zamanda meslek ahlakı ve toplumsal değerlerle de tanıştığı bir süreç olarak kabul görmektedir.” ifadelerini kullandı.

 

 

ANKESOB Başkanı Hüseyin Ar, sözlerini şöyle devam ettirdi:  

“Çırak olmak, sadece bir mesleği öğrenmek değil, aynı zamanda bu mesleğin ahlaki değerlerini, iş disiplinini ve toplumsal sorumlulukları içselleştirmek anlamına gelir. Çırak, bir yandan ustasından işin inceliklerini öğrenirken diğer yandan da 'iyi bir insan'  olma yolunda eğitilir. Çıraklık dönemi, kişinin kendisini geliştirmesi, hem mesleki, hem de sosyal anlamda olgunlaşması için kritik bir aşamadır.

Bütün bunlara rağmen ülkemizde 12. yüzyıldan itibaren Ahilik geleneği ile süregelen Çıraklık Eğitim sistemini çocuk işçiliği ile bir tutmak anlaşılamamaktadır. Özellikle 20.06.1977 tarihli  ve 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu ile 48 yıldır uygulanagelen sistemin iyi taraflarını görmeden sadece yaşanan olumsuzlukları dikkate alarak, sistem doğrultusunda önceki adıyla 'Çıraklık Eğitimi Merkezi', Haziran 2001 tarihinden itibaren de 'Mesleki Eğitim Merkezi' (MESEM) olarak bilinen meslek okullarının bazı siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşları tarafından adı geçen okulların kapatılmasının istenilmesini doğru bulmadığımızı belirtmek isterim.

'ÇIRAK ÖĞRENCİLERİN PRATİK EĞİTİM SÜREÇLERİ DÜZENLİ OLARAK  İZLENMEKTE VE  DENETLENMEKTEDİR'

3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda ağır, tehlikeli veya özellik arz eden mesleklere alınacak çırakların öğrenim ve yaş durumu ilgili kuruluşların görüşü alınarak Milli Eğitim Bakanlığınca zaten belirlenmektedir. Bu nedenle tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde çalışan çırak ve kalfa öğrencilerimiz 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hükümleri doğrultusunda pratik eğitimlerini sürdürmektedirler. Çırak öğrencilerimiz işyerlerinde usta öğreticilerimiz tarafından, aynı zamanda mesleki eğitim merkezlerinin alan öğretmenleri olan koordinatör öğretmenler tarafından da her hafta izlenmekte ve değerlendirilmektedir. Ayrıca Esnaf ve Sanatkâr Odaları ile Birliklerimiz bünyesinde kurulan İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grupları da zaman zaman çırak ve kalfa öğrenci çalıştıran üye işyerlerimize rehberlik ve danışmanlık yaparak, pratik eğitim sürecini denetlemektedir.

Eksik ve hatalı uygulama varsa bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın İş Müfettişleri ile Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişleri de işyerlerimizde gerekli inceleme ve denetlemeyi yapmaktadırlar.

Bütün bunlara rağmen genç yaşta meslek öğrenmenin önünü kesmeye çalışan olumsuz, yanıltıcı söylemler, ülkemiz üretim ve hizmet sektörünün devamlılığı açısından da ileri de büyük sıkıntılara yol açacak, nitelikli eleman bulma sorununun artmasına da neden olacaktır.

 

 

Mesleki eğitimin işveren talebine göre sürdürüldüğünü ve çıraklık eğitiminin de çocuk işçiliğinin devlet eliyle düzenlenmesi olduğunu iddia etmeyi, mesleki eğitime indirilen bir darbe olarak görmekteyiz. Bu nedenle meslek eğitimi ile ilgili söylemlerimizde gereken özeni göstermek zorundayız.

48 yıllık sistemin son günlerde artan bir şekilde sorunlu olduğunu iddia etmek ve sistemin tasfiyesini istemek, on yıllardır çıraklık sistemi ile kalfalık, ustalık ve ustaöğreticilik belgesi alarak toplumumuza hizmet eden, üretimin içerisinde bulunan üye esnaf ve sanatkârlarımızı da üzmektedir.

Üye işyerlerimizde çalışan çırak ve kalfalarımız eğitimden koparılmamalıdır. Çırak ve kalfalarımızın güvenliği bizim için en öncelikli konular arasında yer almaktadır. Çırak ve kalfalarımızın işyerlerindeki eğitiminden sorumlu olan ustalarımız, iş pedagojisi kursundan geçmiş, usta öğretici belgesine sahip kişilerdir ve işyerlerindeki pratik eğitim, işyerlerinin eğitime elverişliliği esasları doğrultusunda periyodik olarak kontrol edilmektedir.

Kısaca, bu tür mesleki eğitime yönelik olumsuz söylemler 05.06.1986 tarihinden itibaren Mesleki Eğitim Kanunu ile uygulamaya geçirilmiş olan İşyeri Tabanlı Mesleki Eğitim Modelini tekrar geriye götürerek, hatta sonlandırarak, Okul Temelli Mesleki Eğitim Modelini ön plana çıkarmaya çalışan kişilerin serzenişleridir.”

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR