Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Dr. Vahapoğlu İran’ın büyük zaiyatını değerlendirdi

Dr. Vahapoğlu İran’a yönelik son iki saldırının İran’ın stratejik ve taktik istihbarat krizi yaşadığını ve İran’ın stratejik tesisleri ile kritik personeline ait hiçbir mahremiyetinin kalmadığını ortaya koyduğunu bildirdi.

Dr. Vahapoğlu İran’ın büyük zaiyatını değerlendirdi
GÜNDEM 13.06.2025 14:23:00 0

Milliyetçi Hareket Partisi 27.Dönem Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu İsrail'in İran'a saldırıları ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. Dr. Vahapoğlu “İran’ın sürekli olarak hazırlıksız yakalanması, önemli askeri tesisleri  ile kritik personelini kaybettiği zayiatlar vermesi İran’ın gerçek gücünü tartışmalı hale getirmiştir” dedi.

Dr. Vahapoğlu İran’a yönelik son iki saldırının İran’ın stratejik ve taktik istihbarat krizi yaşadığını ve İran’ın stratejik tesisleri ile kritik personeline ait hiçbir mahremiyetinin kalmadığını ortaya koyduğunu bildirdi.

Milliyetçi Hareket Partisi 27.Dönem Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu şunları söyledi:

"Bölgesel ve küresel barış için tehdit haline gelen İsrail’in son İran saldırısına farklı bir bakış: 
İran; bölgesel güç ve islam ülkeleri arasında lider haline gelebilme heva ve hevesinde olan, Türkiye’yi rakip ve hasım olarak gören, Türkiye’nin Türk dünyasına ulaşmasını ve Nahçivan ile Azerbaycan’ın bütünleşmesini sağlayacak Zengezur koridorunu engellemeye çalışan, Türkiye ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki anlaşmazlıklarda alenen Ermenistan’ın yanında yer alan, PKK’ya her zaman destek olmuş, Türkiye’nin demografisini ve güvenliğini tehdit edecek düzensiz göç olayını vb. tahrik eden bir komşu ülke. 
Aylardır İsrail’in  İran’a saldırı düzenleyeceği, bu maksatla hazırlık yaptığı sağır sultanın bile duyduğu bir konu. 
Buna rağmen İran’ın sürekli olarak hazırlıksız yakalanması, önemli askeri tesisleri  ile kritik personelini kaybettiği zayiatlar vermesi İran’ın gerçek gücünü tartışmalı hale getirmiştir. 
İran’a yönelik son iki saldırı;
- İran’ın stratejik ve taktik istihbarat krizi yaşadığı, 
- İran’ın stratejik tesisleri ile kritik personeline ait hiçbir mahremiyetinin kalmadığı, 
- Yapılan saldırıları önceden algılayıp etkisiz kılacak imkanlara sahip olmadığı ya da kullanamadığı, 
- Saldırılara karşı anında cevap verecek imkan, kabiliyet ve  personelinin olmadığı,
- Askeri olarak verdiği cevabın ise beklenenden çok daha zayıf, geç ve etkisiz olduğu, 
- İslam dünyasının yanında küresel güç ve karar merkezlerinde diplomatik etkisinin sıfıra yakın olduğu,
- Ekonomik olarak petrol ve petrol ürünleri dışında önemli bir silahının olmadığı, petrol ticaretinin engellenmesi yani Hürmüz Boğazı’nın kapatılması halinde çökecek bir ekonomik kırılganlığa sahip olduğu anlaşılmaktadır. 
Tüm gelişmeler; İran’ın; 1979 Humeyni darbesinden sonra oluşturulan sözde siyasal islamın şia yorumunun, ülkenin belli bir zümre tarafından soyulması ve edindikleri servetin İran dışına çıkarılması dışında ülkeye hiçbir katkısının olmadığı, küresel güçlerin İslam görüntülü kuklaları haline geldikleri, İran’ın aslında içi boşaltılmış bir aslan ve ışığı sönmüş bir güneş (İran’ın  milli sembolü arkasına doğan güneşi almış aslandır) olduğu bir başka anlatımla acem palavrası ile ayakta durdukları, Ön Asya’da (OrtaDoğu’da) geçerli fitne ve fesata kuluçka görevi yaptıkları , bölge ülke ve insanlarını şia yorumlu mezhepçilik bataklığında boğdukları anlaşılmaktadır. "

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR