Dr Vahapoğlu'ndan, Iran'ın füze saldırısına çarpıcı değerlendirme

Dr Vahapoğlu

Milliyetçi Hareket Partisi 27.Dönem Bursa Milletvekili Dr.Mustafa Hidayet Vahapoğlu, İran’ın İsrail'e füze saldırısı ile ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Ankara/www.ucuncusayfahaber.com.tr 

Milliyetçi Hareket Partisi 27.Dönem Bursa Milletvekili Dr.Mustafa Hidayet Vahapoğlu, İran’ın İsrail'e füze saldırısı ile ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İran'ın, yoğun psikolojik baskının savuşturulması maksadıyla bugünkü saldırıyı yapmak zorunda kaldığını ve o nedenle “kör atış-hedefi belirsiz” füze saldırısı yaptığına dikkat çeken Dr. Vahapoğlu “İran, İsrail’e verebileceği zararı vermekten ziyade onun önünü açacak fırsatı-zemini oluşturdu. Bunun emaresi olarak; füzelerin İsrail’i askeri, ekonomik, enerji, altyapı gibi açılardan çökertecek ya da en azından zafiyete uğratacak hedeflere yönelik atılmaması ve çoğunun sivil yerleşim alanları ile boş alanları hedeflemesi gösterilebilir” dedi.

Bunun yanında sivil hedeflerin ateş altına alınmasının sebep olduğu şartların İsrail’e İran’ın saldırısına karşılık verme hakkı doğurduğu gibi savaşı bölgeye yayma imkanı sağladığının da bir gerçek olduğunu ifade eden MHP 27.Dönem Bursa Milletvekili Dr.Mustafa Hidayet Vahapoğlu, şunları kaydetti:

 

 

"İran bu akşam, İsrail’e “kör atış-hedefi belirsiz” füze saldırısında bulundu. 

Bugüne kadar; Haniye’nin ve Hasan Nasrallah ile Hamas ve Hizbullah’ın ileri gelenlerinin teker teker öldürülmeleri; Gazze’de ve Lübnan’daki mezalim ve işlenen soykırım suçlarına rağmen İsrail’in karşısında bir devlet yoktu.

Müslüman Arap dünyası talimatla uyku modunda

Müslüman Arap dünyası hristiyan siyonist patronlarının talimatıyla uyku modunda idi, İsrail’le arada bir didişen Suriye canının derdine düşürülmüş, İran ise acem palavrası savuruyor, uzaktan gazel okuyor, Hizbullah ve Husi gibi maşalarını kullanarak  etkisiz tepki şovu yapıyordu. 

Buna karşılık hristiyan işbirlikçileri ve destekçilerinin himmet ve himayesindeki İsrail, Hamas’ın saldırısını bahane ederek sivil halka yönelik soykırım yapıyor, savaşın her türlü kirli taktik, silah, araç ve gereçlerini kullanıyordu. 

İkinci aşama olarak savaşın bölgeye yayılabilmesi için bölge ülkelerinden savaşma kabiliyeti olan iki ülkeden en az birinin savaşa çekilmesi gerekiyordu. Bu iki ülkeden Türkiye, hem İsrail’e fazla gelir, hem zaman uygun değildi. Ayrıca NATO ülkesi olması nedeniyle Türkiye’ye saldırının doğuracağı sonuçlar İsrail’in ağababalarının işine gelmiyordu. 

Küresel boyutlu yoğun bir psikolojik savaş

Öyleyse yıllardır kayıkçı kavgası yaptıkları İran savaşa çekilmeliydi. Bu nedenle İran’ın savaşa sokulabilmesi için küresel boyutlu yoğun bir psikolojik savaş devreye sokuldu. İran psikolojik baskı altına alındı. 

İran, yoğun psikolojik baskının savuşturulması maksadıyla bugünkü saldırıyı yapmak zorunda kaldı. O nedenle “kör atış-hedefi belirsiz” füze saldırısı yaptı.  

İsrail’e verebileceği zararı vermekten ziyade onun önünü açacak fırsatı-zemini oluşturdu. 

Bunun emaresi olarak; füzelerin İsrail’i askeri, ekonomik, enerji, altyapı gibi açılardan çökertecek ya da en azından zafiyete uğratacak hedeflere yönelik atılmaması ve çoğunun sivil yerleşim alanları ile boş alanları hedeflemesi gösterilebilir. Nitekim bu saldırı askeri açıdan değerlendirildiğinde atılan füze sayısına uygun zayiatın sağlanamayacağı sonucu çıkar. 

Bunun yanında sivil hedeflerin ateş altına alınmasının sebep olduğu şartların İsrail’e İran’ın saldırısına karşılık verme hakkı doğurduğu gibi savaşı bölgeye yayma imkanı sağladığı da bir gerçektir. 

Eğer bu saldırı İran’ın ABD ile yapılmış anlaşmalı bir gösterisi yani danışıklı bir dövüşü değilse; İran, İsrail’in oyununa gelmiş yada getirilmiş ve İsrail’in ihtiyacı olan tepkiyi göstermiş, yanlış adım atmıştır.. 

Böylece İsrail’in yürüttüğü kirli savaşı bölgeye yayabilmesi için sağlam bir gerekçe oluşturulmuştur. 

Sonuç olarak; bu olanlar ancak ve ancak İsrail’in yararına sonuç verir ve onun planladığı hedeflerine hizmet eder. "