Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Erdoğan: “ Terörsüz Türkiye süreci devletimizin ve milletimizin projesidir "

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Erdoğan: “ Terörsüz Türkiye süreci devletimizin ve milletimizin projesidir
GÜNDEM 28.07.2025 18:56:00 0

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Terörsüz Türkiye süreci, sadece Cumhur İttifakı’nın değil; aynı zamanda hükûmetimizin, devletimizin, hepsinden önemlisi milletimizin projesidir. 86 milyonun tamamının özlemi, beklentisi, hayalidir. Bu hayalin adım adım gerçeğe dönüşmekte olduğunu görüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Konuşmamın hemen başında geçen hafta Eskişehir’de yangına müdahale sırasında şehit olan beş orman işçimiz ile beş AKUT gönüllümüze bir kez Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum.

 

 

Şehitlerimizin ailelerine, yakınlarına, sevenlerine sabrı cemil niyaz ediyor, yeşil vatanın bütün muhafızlarına fedakârlıkları dolayısıyla ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Yine Hatay İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı’nda aşırı sıvı kaybına bağlı olarak şehit olan iki Mehmetçiğimize de Yüce Mevla’dan rahmet diliyorum.

Şehitlerimizin kederli ailelerinin acılarını samimiyetle paylaşıyoruz.

Her iki elim olayla ilgili soruşturmalar devam ediyor. Milletçe hepimizi yasağa boğan bu iki hadisenin nedenleri en kısa zamanda ayrıntılarıyla netleşecek, akabinde ihmali olan varsa gereken yapılacaktır. Devletimiz tüm imkânlarıyla şehit ailelerimizin yanındadır.

Benzer acıları bir daha yaşamamak temennisiyle milletimizin tekrar başı sağ olsun diyorum.

 

 

“TÜRKİYE, SAVUNMA, GÜVENLİK, DIŞ POLİTİKA BAŞTA OLMAK ÜZERE BİRÇOK ALANDA SON ASRIN EN PARLAK DÖNEMİNİ YAŞIYOR”

Ülke olarak sağlıktan eğitime, adaletten emniyette, tarımdan sanayiye, turizmden savunmaya uzanan geniş bir yelpazede çok yönlü bir atılım içindeyiz. Türkiye’yi bir başta diğer başa saran otoyollar, hava limanları, hastaneler, okullar, üniversiteler, konut projeleri, fabrikalar ve daha nicesi kalkınma yolculuğumuzun kilometre taşları olarak vatan topraklarını süslüyor. Türkiye, savunma, güvenlik, dış politika başta olmak üzere birçok alanda son asrın en parlak dönemini yaşıyor.

Devletimizin tüm birimleri tam bir uyum içinde millete karşı görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Biz de hükûmet olarak gündemimize en üst seviyede hâkimiz. Önümüze çıkan engellere ve kurulan tuzaklara takılmadan hedeflerimize doğru adım adım yürüyoruz.

Bir defa şunu 86 milyonun bilmesini arzu ediyorum: Felaket tellalları ne derse desin ülkemizin yolu da, bahtı da açıktık. Büyük ve güçlü Türkiye idealimize bölgemizdeki tüm krizlere, çatışmalara rağmen daha önce hiç olmadığı kadar yakınız. Zorluklarla beraber kolaylıkların da bizleri beklediğinin gayet bilincindeyiz. Milletimizin duası ve desteğiyle yılmadan, yıkılmadan Türkiye’yi aydınlık yarınlara kavuşturma mücadelemizi hamdolsun azimle sürdürüyoruz.

Bugünkü Kabine Toplantımızda yine kritik meseleleri etraflıca ele aldık. Dış politikadaki gelişmeleri enine boyuna istişare etme fırsatı bulduk. Yaz mevsiminin gelişiyle tüm dünya ile birlikte ülkemizde de artan orman yangınlarını masaya yatırdık. Ekonomide ülkemizin kredi notunun yükseltilmesi ve Merkez Bankası rezervlerimizin 169 milyar dolara çıkması başta olmak üzere son günlerde aldığımız olumlu haberlerin değerlendirmesini yaptık. Terörsüz Türkiye sürecimize dair güncel durumu mütalaa ettik. Savunma sanayii alanında tüm dünyanın gıptayla baktığı atılımlarımız gündemimizdeki bir başka konuydu. Bütün bu başlıklarda ülkemizi hedeflerine biraz daha yaklaştıracak önemli kararlar aldık. Bu vesileyle, aklıyla, emeğiyle, gayretiyle, alın teriyle Türkiye Yüzyılı7nın inşasına destek olan herkese bir kere daha şükranlarımı ifade ediyorum.

Gündeme dair detaylara geçmeden evvel, son toplantımızdan bu yana millete hizmet yolunda neler yaptığımızı kısaca hatırlatmak istiyorum.

18 Temmuz Cuma günü Millî Savunma Üniversitemizde kurmaylık eğitimlerini tamamlayan subaylarımızın mezuniyet törenindeydik. Orada 80’i dost ve kardeş ülkelerden gelen askeri misafir personel olmak üzere toplam 241 subayımızın mezuniyet heyecanına şahitlik ettik.

Yine tören vesilesiyle Millî Savunma Üniversitemizde ve bağlı birimlerinde inşası tamamlanan altı yeni camimizi ibadete açtık.

Buradan bir kez daha kurmaylık eğitimlerini alınlarının akıyla tamamlayan 241 subayımızı tebrik ediyor, hizmete açtığımız camilerimizin kahraman ordumuz ve üniversitemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

20 Temmuz’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeydik. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümünü Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizle birlikte yine büyük bir coşkuyla kutlarken, kahraman şehitlerimizi rahmetle yâd ettik.

Ziyaretimizi Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Köprülü Kavşağı ve bağlantı yollarıyla Maraş Sağlık Merkezi’nin açılışıyla adeta taçlandırmış olduk.

Aynı programda 50 bin metrekare kapalı alana ve 320 yatak kapasitesine sahip Lefkoşa Yeni Devlet Hastanesi’nin ilk etabının temellerini attık.

Açtığımız ve temelini attığımız yatırımların Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.

Anavatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs Türk’ünün müreffeh bir geleceğe doğru attığı adımlarda inşallah her zaman yanlarında olacağız.

 

“IDEF 2025’TE İMZALANAN SÖZLEŞMELERİN TİCARİ HACMİ 9 MİLYAR DOLARI AŞMIŞTIR”

22 Temmuz’da 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF 2025’in açılışını yapmak üzere İstanbul’daydık. Kendi alanında dünyanın en etkili ve en kapsamlı ilk üç organizasyonundan biri olan fuarımıza yönelik ilgili yine oldukça yoğundu. Son teknolojiye sahip ürünlerin görücüye çıktığı IDEF 2025’e 103 ülke ve uluslararası kuruluşlardan 231 heyet ve 980 heyet üyesi iştirak etti. Fuarda 907 yerli ve 584 yabancı olmak üzere toplam 1491 firma 5 bine yakın ürününü sergi, bunların 1.100’den fazlası ilk kez tanıtıldı. Yaklaşık 120 bin kişinin ziyaret ettiği bu muhteşem organizasyonda TAYFUN Blok-4 hipersonik balistik füze, Ejderha Anti Drone sistemi, ASELFLİR 600 elektro optik kamera, GÖKBORA görüş ötesi hava füzesi, Şimşek-2 uzay fırlatma aracı gibi ürünlerimiz büyük beğeni topladı. Ataköy Marinada ise 18 farlı deniz platformu sergilendi. IDEF 2025’te toplam 270 imza töreni düzenlenmiş, bu imzaların yüzde 65’i ihracat odaklı olmuştur. Fuarda imza edilen sözleşmelerin ticari hacmi 9 milyar doları aşmıştır. 48 adet KAAN uçağının Endonezya’ya tedarikini öngören sözleşmeyle Eurofighter alım mutabakatı ülkemiz açısından fevkalade önemlidir. Böylece bir taraftan ihtiyaçlarımız kapsamında caydırıcılığımızı arttırma, diğer taraftan kendi projelerimizi hayata geçirme irademizi teyit ettik.

Savunma sanayii alanında son 23 yılda yerlilik oranını yüzde 20’lerden alıp, yüzde 80 seviyesinin üzerine çıkardığımız savunma yatırımlarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.

Burada şunu da ifade etmekte fayda görüyorum: Ana muhalefet partisi genel başkanının kameralar önünde şikâyet ettiği ülkesine kapalı kapılar ardında sahip çıktığını iddia etmesi şayet doğruysa, muhalefetin yerlileşmesi ve millileşmesi adına elbette kıymetli bir adımdır. Biz bundan kesinlikle rahatsız olmayız. Dünyanın hemen hiçbir siyasi partisinde olmayan kendi ülkesini kötüleme alışkanlığından muhalefetin kurtulması bizi sadece memnun eder. Bunun somut işaretlerini görürsek hiç merak etmesinler, onları teşekkür dilenme zahmetinde bırakmaz, kendilerini takdir ve tebrik etmekten asla yüksünmeyiz. Yeter ki Türkiye partisi olmayı başarsınlar. Yeter ki Ankara merkezli siyaset yapsınlar. Yeter ki bu ülkeye ve millete zarar vermekten vazgeçsinler.

IDEF 2025’e katılan uluslararası heyetlere ve kuruluşlara, Millî Savunma Bakanlığımıza, Savunma Sanayii Başkanlığımıza, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Güçlendirme Vakfı’na ve tüm savunma sanayii şirketlerine teşekkür ediyor, 2027 yılında 18’incisini düzenleyeceğimiz fuara şimdiden kendilerini davet ediyorum.

“BARIŞ DİPLOMASİSİNE HIZ VERMİŞ DURUMDAYIZ”

Yakın çevremizde krizler, çatışmalar, savaşlar ve gerilimler artarak devam ederken, Türkiye olarak barış diplomasisine hız vermiş durumdayız. Rusya-Ukrayna Savaşında ilk günden beri dengeli, hakkaniyetli ve barışı savunan bir politika benimsedik. Savaş baronlarının sözcülüğünü yapan muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik. Tahıl koridoru mutabakatı, esir takasları ve İstanbul, Antalya gibi şehirlerimizde yapılan görüşmeler, barışa olan inancımızın neticeleridir. İstanbul’da 16 Mayıs’ta gerçekleştirilen ilk tur müzakerelerin ardından karşılıklı 1.000 esir takası yapılmıştı. 2 Haziran’daki ikinci turun ardından ise, 7 bin 60 kadar Ukraynalı askerin naaşına karşılık, 97 Rus askerin cenazesi teslim edilmiş, 1.200 kişiden müteşekkil esir takası tamamlanmıştı. Dışişleri Bakanımızın kolaylaştırıcılığında 23 Temmuz’da yapılan üçüncü tur müzakerelerde ise en az 1.200 kişi olmak üzere savaş esirlerinin takası kararlaştırıldı. Bu savaşın artık bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Liderler düzeyinde bir görüşmeye, ev sahipliği yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta vurguluyorum.

Türkiye’nin samimi temennisi şudur değerli arkadaşlar: Nasıl müzakere masası İstanbul’da kurulduysa, uzak olmayan bir tarihte barış masası da yine Türkiye’de kurulacak, bu kanlı savaş noktalanacaktır. 23 Temmuz’da İstanbul’da bu kritik toplantı icra edilirken biz de Ankara’da Polis Akademimizin mezuniyet törenine katıldık. Polis Akademimizin farklı birimlerindeki eğitimlerini tamamlayan toplam 8 bin 238 öğrencimizin mezuniyet sevincini paylaştık. Genç polislerimizi buradan bir kez daha tebrik ediyorum, Allah ayaklarına taş değdirmesin diyorum.

Şunu da açık ve net söylemek isterim: Rüşvet, irtikâp ve yağma düzenlerini deşifre ettiği için polisimizin ve yargı mensuplarımızın hedef hâline getirilmesine müsamahamız yoktur. Hırsıza değil de, hırsızı ve rüşvetçiyi suçüstü yakalayana kızanlar ya kumpas iddialarını ispat etmelidir ya da çıkıp hakkına girdikleri emniyet ve yargı mensuplarından özür dilemelidir.

Hükûmet olarak bölgemizde barış için çabalarken, kendi içimizde huzuru zedeleyen, millî birlik ve beraberliğimizi örseleyen, şer güçlere istismar zemini sunan sorunların üzerine de kararlılıkla gidiyoruz. Terörsüz Türkiye süreci sadece Cumhur İttifakı’nın değil; aynı zamanda hükûmetimizin, devletimizin, hepsinden önemlisi milletimizin projesidir. 86 milyonun tamamının özlemi, beklentisi, hayalidir. Bu hayalin adım adım gerçeğe dönüşmekte olduğunu görüyoruz.

“TÜRKİYE’NİN TERÖR PRANGASINDAN KURTULMA MÜCADELESİ, KISIR ÇEKİŞMELERE VE FARKLI İKBAL HESAPLARINA KURBAN EDİLMEMELİ”

Şunu bir kere daha önemle ifade ediyorum: Kimsenin endişesi olmasın, evvelallah girdiğimiz bu yol bizi demokrasisiyle de, ekonomisiyle de güçlü bir Türkiye’ye ulaştıracaktır. Yolun sonunda kardeşlik vardır, kalkınma vardır, barış, huzur, dayanışma ve istikbali birlikte inşa etme iradesi vardır. Dolayısıyla sorumluluklarımızın ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Bunun için ne umut tacirliği, ne de muhalefet gibi ucuz popülizm yapıyoruz. Devlet ciddiyetine, bulunduğumuz makamın ağırlığına ve itibarına yakışır şekilde bu yolda itina ile ilerliyoruz. Milletimiz de bizim bu çabalarımızı, hasbi ve harbi mücadelemizi yakından görmekte, menzile kazasız belasız varmamız için dua etmektedir. Süreç ilerledikçe zihinlerdeki soru işaretleri hızla kaybolmakta, temkin ve ihtiyatın yerini güven ve umut almaktadır. Terörden ve şiddetten beslenenlerin tezviratları milletimizin engin basiret ve feraseti karşısında tuz buz olmaktadır. Bilhassa Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde büyük bir iyimserlik havası hâkimdir. Biz bu umutları boşa çıkarmamak için canla, başla çalışıyoruz. Sürecin şeffaf ve olabilecek en geniş katılımla devam etmesine ehemmiyet veriyoruz. Bu konudaki hüsnüniyetimizi farklı vesilelerle çok net ortaya koyduk. Meclis’teki tüm siyasi partilerin terörsüz Türkiye faaliyetlerine yapıcı katkı vermesini istediğimizi açıkça dile getirdik. Bu irademizin somut bir nişanesi olarak geçen hafta MİT Başkanımız, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi. Ziyaretlerin akabinde yapılan açıklamaları dikkatle takip ettik.

Bakın, şunu burada altını çizerek tekrar hatırlatmak mecburiyetindeyim: Türkiye’nin terör prangasından kurtulma mücadelesi, kısır çekişmelere ve farklı ikbal hesaplarına kurban edilmemelidir. Siyasette pek çok şeyin kazası olur, ama bu konuda ayak diremenin, işi yokuşa sürmenin, süreci sulandırmaya çalışmanın mazereti olmaz. Bunu ne millet affeder, ne tarih affeder. Terörsüz Türkiye süreci özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır. Bu fırsatın değerlendirilmesi bir nebze de olsa yapılan hataların telafisine vesile olacaktır. Ana muhalefetin sürece daha geniş bir mercekten bakarak tarihin doğru tarafında konumlanması, milletimizin de beklentisidir. Siyaset kurumu, milletin müşterek menfaatleri söz konusu olduğunda görüş ayrılıklarını bir süreliğine rafa kaldırıp ortak zeminde buluşacak, sorunlara diyalogla çözüm arayacak olgunluğa erişmiştir. Terörsüz Türkiye süreci bunun için önemli bir referans olacaktır. Meclis Başkanımızın yürüttüğü çalışmaları, verdiği kapsayıcı ve uzlaştırıcı mesajları bu bakımdan memnuniyetle karşılıyoruz. 86 milyonun tamamını ilgilendiren, sadece bugünümüzü değil, ülkemizin istikbalini de şekillendirecek böyle bir mücadelede aklıselimin, sağduyunun, millî sorumluluk şuurunun en sonunda galip geleceğine inanıyorum. Bu meseleyi iktidarı ve muhalefetiyle dayanışma içinde kalıcı biçimde çözmeyi temenni ediyor, bu konudaki iş birliği çağrımızı yineliyoruz.

ORMAN YANGINLARI

İklim değişikliğinin bir sonucu olarak orman yangınlarındaki artış artık küresel bir sorun haline gelmiştir. Öyle ki, 2002-2012 arasında dünyada yanan orman alanı 44 milyon hektar iken, 2013-2023 arasında bu rakam 94 milyon hektara çıkmıştır. Dünyada son dokuz yıl 1880’den bu yana en sıcak dokuz yıl olmuş, geçen yıl son 145 yılın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçmiştir. Birleşmiş Milletler’e göre orman yangınlarında 2030 yılına kadar yüzde 14, 2050 yılına kadar ise yüzde 50 artış beklenmektedir. Avrupa orman yangınları bilgi sistemine göre yılbaşından bu yana kıtada toplam 238 bin hektarlık alan yanmıştır. Geçen yıl aynı dönemde yanan orman alanı 133 bin 320 hektardır, yani geçen yıla göre Avrupa’da yanan alan, miktar olarak söylüyorum, yaklaşık iki kat artmıştır.

Bu yılın ilk altı aylık kuraklık haritalarına baktığımızda, ülkemizde son beş yılın en kurak günleri yaşanıyor. 25 Temmuz’da bazı yerlerde görülen 50 derece ile ülkemizde tarihin en yüksek sıcaklık değeri kaydedildi. Aşırı sıcaklar düşük nem ve şiddetli rüzgâr maalesef yangın riskini daha da yükseltiyor.

“ORMAN YANGINLARINDA İNSANSIZ HAVA ARACI KULLANAN İKİ ÜLKEDEN BİRİYİZ”

Devlet olarak bütün planlarımızı bu ürkütücü veriler temelinde yapıyoruz. Artık tehditler karşısında yeşil vatanımız olan ormanlarımızı korumak için her türlü tedbiri alıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız sonbahardan itibaren yangına hassas illerimizdeki bütün köylerimizde bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirdi. Ormanların temizliğinden bakımına kadar gerekli bütün hazırlıklar çok büyük özenle yapıldı. Yeni araç ve ekipmanların eklenmesi ile hava ve kara filomuz yangınlara hazır hâle getirildi. 27 uçak ve 105 helikopter ülke genelinde 65 noktada, 6 bine yakın kara aracımız ise 1600 noktada konuşlandı. Orman teşkilatımız 25 bin yangın personeli ve ihtiyaç halinde desteğe gelen 132 bin gönüllüsüyle 1 Mayıs’tan itibaren teyakkuz durumuna geçti.

Ormanlarımızı 14 insansız hava aracı ve 776 gözetleme kulemizle yedi gün 24 saat takip ediyor ve yangın meydana geldiğinde sadece iki dakika içinde tespit ediyoruz. Bakın bu alanda insansız hava aracı kullanan iki ülkeden biriyiz. Kendi geliştirdiğimiz meteorolojik erken uyarı sistemimizle riskli bölgeleri önceden görüyor, önlemleri artırıyoruz. Dünyada sadece beş ülkenin sahip olduğu yangın yönetim uçağımız Otağ da bu konuya ne kadar ehemmiyet verdiğimizin bir başka göstergesidir.

Şurası özellikle dikkat çekicidir: Sahip olduğumuz bu teknolojiler sayesinde yangına ilk müdahale süresini 40-45 dakikalardan 10-11 dakikalara kadar düşürdük. Hava ve kara araçlarımızın daha hızlı su alabilmesi için göreve geldiğimizde hiç olmayan yangın gölet ve havuzlarının sayısı bugün 4 bin 796’ya ulaştı. Yine 2002’de 73 ton olan havadan su atma kapasitemiz bugün 438 tona yükseldi.

“TARİHİMİZİN EN GÜÇLÜ HAVA VE KARA FİLOSUYLA YILBAŞINDAN BU YANA TOPLAM 4 BİN 247 YANGINLA MÜCADELE ETTİK”

Tarihimizin en güçlü hava ve kara filosuyla yılbaşından bu yana toplam 4 bin 247 yangınla mücadele ettik. Bu yangınların 3 bin 102’si 1 Haziran’dan bu yana meydana geldi. Devam eden iki yangın dışında diğerlerinin tamamını kontrol altına aldık. Bu yıl şu ana kadar çıkan yangınların yüzde 96’sı insan kaynaklıydı, yani sigara izmaritinden söndürülmeyen piknik ateşine, ormana bırakılan camlardan anız yakmaya kadar çoğu zaman önemsiz görülen ihmallerin bedelini milletçe hep beraber ödedik, hâlen de ödüyoruz. Elbette çok az da olsa sabotaj ve kasıtlar da var. 1 Haziran’dan bu yana 149 şüphesi gözaltına alınmış, 38 kişi tutuklanmış, 61 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.

Son olarak Bursa’daki yangını çıkardığı düşünülen, daha önce hakkında FETÖ’den işlem yapılmış bir şahıs yakalanmıştır.

Bu vesileyle Bursa Kestel’deki orman yangınına destek için görev yapan su tankerinin dün kaza yapması sonucu şehit olan üç gönüllümüze Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Burada şunu da belirtmek durumundayım: Yangınlara hızlı ve etkin müdahalemizin neticesini diğer ülkelerle kıyasladığımızda da çok net görüyoruz. 2020-2024 arası orman varlığına göre yanan alan oranına baktığımızda ülkemiz binde 17’lik oranla İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’dan çok daha iyi durumdadır. Aynı şekilde Akdeniz kuşağında yer alan ülkelerin tamamından daha fazla hava aracına sahibiz. Ancak iklim değişikliği şiddetini her geçen yıl artırıyor ve arttıracak. Bunun için ilave tedbirler alıyoruz, almayı da sürdüreceğiz. Unutmayalım ki, bu bir savaş, bir yeşil vatan müdafaası. Bu sinsi düşmana karşı şunu herkes bilsin ki, gereken neyse yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Ülkenin başına gelen her felaketten hemen siyasi rant devşirmeye çalışan fırsatçılara bütün bunlara rağmen yapacağız. Ellerini ovuşturanlara, dezenformasyon yayanlara, her fırsatta ülkesini kötüleyen bedhahlara rağmen bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Ama bu savaşı milletimiz olmadan kazanamayız. Bu savaşta 86 milyonun desteğini ve gayretini bekliyoruz.

Yeşil vatanı canları pahasına savunan Tarım ve Orman Bakanlığımıza, Orman Genel Müdürlüğümüze, illerimizde AFAD koordinasyonunda çalışmalarını sürdüren tüm kurumlarımıza, mücadeleye destek veren yönetimlerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum.

Şunu da burada açıklamak durumundayım: Malum 30 büyükşehrimiz var. İtfaiyecilik, belediye başkanlığından gelmiş bir Cumhurbaşkanı olarak, büyükşehirlerin işidir. Büyükşehirler, itfaiye birimlerini en ideal şekilde kurmak suretiyle bu işi üstlenecektir. 30 büyükşehrin dışında 51 ilimiz var. 51 ilimizde de bundan böyle AFAD’ımızla bu işi örgütleyeceğiz. AFAD, 51 ilde teşkilatlanmasını en güzel şekilde, en güçlü şekilde yapacak ve böylece 81 vilayetimizi örgütlemiş olacağız. Su tankerleriyle, traktörleriyle, elinde hangi imkân varsa AFAD bu 51 vilayetin tamamında en güçlü şekilde inşallah bu işi planlayacaktır. Böylece AFAD Teşkilatımız şu andaki gücünü, yükümlülüğünü daha da arttıracak ve böylece Türkiye genelinde bundan böyle nerede ne tür bir felaket olursa AFAD nasıl her yere koşuyorsa, bundan sonra da aynı şekilde bütün ülke genelinde her yere inşallah yetişecektir.

Ben tüm ülke halkımıza, vatandaşlarımıza, aynı şekilde ormanlarımızı korumak ve afetten etkilenen kardeşlerimize yardımcı olmak amacıyla sahada ter döken tüm genç kardeşlerimi tebrik ediyorum. Selden kütük kapma yarışında olanları ise milletimizin vicdanına havale ediyorum. Sosyal medyanın karanlık dehlizlerinden millete nefret kusanlar, bugüne kadar hedeflerine ulaşamadı, inşallah hiçbir zaman da ulaşamayacaktır. Bir olacağız, birlik olacağız, iri, diri olacağız, dilinden ve klavyesinden kin damlayan nifak tüccarlarının oyunlarına asla gelmeyeceğiz. Devam eden yangınlardan da en kısa zamanda iyi haber alacağımıza inanıyorum. Rabbim her türlü afetten ülkemizi ve milletimizi muhafaza eylesin diyorum.”

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR