Kaan Mehmet Tarhan
İğrenç bir yazı..
Bir kere şunu belirteyim. Bizim için İttihat ve Terakki, 1906'da Talat Beyin öncülüğünde kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile Mustafa Kemal'in Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin 1907'de Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti birleşmesiyle kurulan İttihat ve Terakki'dir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı’nın yaklaşık iki yüzyıllık duraklama, gerileme ve çöküş dönemine karşı bir tepki olarak doğmuş; bu süreçte Osmanlı modernleşmesinin doğal ve kaçınılmaz bir unsuru haline gelmiştir.
Kapitülasyonlar kapsamında, yabancılara ait bina ve konutlara konsolosların izni olmadan girilemiyordu. Sultan Abdülhamid'in bile müdahale edemediği mason locaları da bu kapsama dahildi.
Mason locaları, Sultan Abdülhamid’in Avrupa’nın baskısıyla verdiği bir imtiyaz sayesinde aranamıyordu. Bu localara ait dergiler ise özgürce basılıyor ve dağıtılıyordu. İttihatçıların masonlukla ilişkisi de bu çerçevenin ötesine geçmemiştir. Çünkü mason locaları, toplantıların hafiyelerin takibinden uzak yapılabildiği tek yerlerdi.
İttihatçılar ölür ittihatçılık ölmez anlayışında olanların İttihat Terakki'den daha üst, daha önemli, daha onurlu bir teşekkül ve mertebe kabul etmediğini de herkes biliyordur.
Talat Paşa'nın da masonluğu ideolojik bağlılıktan ziyade dönemim şartlarında stratejik bir zemin olarak gördüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.
İttihatçılar, Türk milliyetçiliğini bir fikir ve proje haline getirmiş, Türk Milleti’nin Anadolu’dan çekilmesini engellemişlerdir.
Yazarın (E.B.Ekinci) ; Laiklik, Harf İnkilabı, Şapka İnkilabı İttihatçıların eseridir ifadesi Cumhuriyet’i kuran kadroların İttihatçı kökenlerine vurgu yapmak için. Bir ölçüde haklı. Çünkü Cumhuriyeti var eden düşünsel temel de büyük ölçüde İttihatçılar tarafından oluşturulmuştur. Yazar bunu doğru bulduğundan yazmıyor. Atatürk'e doğrudan sövemediğinden böyle ifade ediyor.
İttihatçılar, zor zamanlarda omuzlarına ağır sorumluluklar yüklenmiş bir nesil olarak, sonuna kadar sadık kaldıkları devletlerine ve uğruna ömür adadıkları milletlerine karşı, adil gözlerin önünde yüzleri ak bir şekilde tarih sahnesinden çekilmiş; ancak onurlarını ve ideallerini gelecek nesillere bir pusula olarak miras bırakmışlardır.
Onların katili Türk Milletinin katilidir. Bu cinayetleri işleyenleri ''aileleri sürülmüş bir kaç Ermeni genci, mahkemeleri bile ceza vermedi...'' diyerek masumlaştırmak, işledikleri suçları haklı bir zemine oturtmak alçaklıktır.