Mesut ŞEKERLİ yazdı: Bil bakalım hangisi?

Mesut ŞEKERLİ yazdı: İmamoğlu mu, Yavaş mı, İnce mi? Bil bakalım hangisi?

Mesut ŞEKERLİ yazdı: Bil bakalım hangisi?
SİYASET 25.03.2025 10:47:00 0

Ekrem İmamoğlu daha İBB koltuğuna oturmadan Cumhurbaşkanı koltuğuna göz dikti. İBB Başkanı seçildiği ilk günden beri İstanbul dışında bütün şehirleri gezdi. Ne zaman ki kıymetli(!) Batılı dostlarıyla buluşması gerekti, o zaman mecburen İstanbul'da kaldı. Ha bir de seçim zamanı birkaç ay. O da yine mecburiyetten.

İstanbul'da ne zaman bir felâket yaşansa, İmamoğlu ya bir Batılı dostuyla yemekte ya da şehir dışında seçilmiş Cumhurbaşkanı havasıyla şov yapma peşinde. Aklı başında 15 yaşında bir çocuk bile "bu adam ne yapıyor?" diye sorar. Sorumluluk alanı olan şehirde peş peşe otobüsler yanıyor, Ekrem İmamoğlu başka bir şehirde saçını tarıyor. Kimse de kalkıp "aga biz seni başkan seçtik. İstanbul burada ama sen yoksun! Bu ne iş?" demiyor.

 

 

Ekrem İmamoğlu'na isnad edilen suçlarla ilgili bilgilere vakıf değilim! Her ne kadar isnad edilen suçların kat be kat fazlasını yapacak potansiyele sahip olsa da, bu konuda tahmin üzerinden yorum yapamayız. Sadece sabırla mahkeme sürecinin tamamlanmasını bekleriz. O zamana kadar Ekrem İmamoğlu kendisine isnad edilen suçlarda masumdur. Yargılama bitince her şeyi öğreneceğiz.

Ekrem İmamoğlu'nun yargılanma süreci devam ederken CHP içinde ve muhalif medyada yaşanan bölünmeler dikkat çekicidir. CHP içinde bir kesim İmamoğlu'nu desteklerken, diğer bir kesim de "inşallah çıkamaz da bu psikopattan kurtuluruz" diye dua ediyor.

Muhalif medyanın bir kesimi "İmamoğlu'nu ihbar eden CHP'li muhbirler tespit edilmelidir!" diyerek gizli tanıkları dolaylı yoldan tehdit ederken, diğer bir kesimi de "CHP bu karanlık ve tehlikeli adamdan artık kurtulmalıdır!" diyor.

Ekrem İmamoğlu rüşvet, şantaj, tehdit yoluyla CHP'ye öyle bir çökmüş ki, CHP'nin Genel Başkanı bile yatıp kalkıp "Ekrem Başkan" diyor, başka da bir şey demiyor. Kimse de çıkıp; "kardeşim tamam, Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı da sen de CHP Genel Başkanısın. Atatürk'ün oturduğu koltukta oturuyorsun. Bu ne eziklik? Bu ne rezillik? Ekrem'in ayakçısı oldun çıktın. Oturduğun koltuğun hakkını ver" demiyor.

Ekrem İmamoğlu'na isnad edilen suçlarla ilgili bilgimiz yok evet. Ancak onun CHP'ye mafya gibi çöküp diktatörlük kurduğunu görmemek için de kusura bakmayın ama süzme salak olmak lâzım. Sırf Erdoğan ve AKP nefreti yüzünden bu gerçeği görmek istemeyenlere ne kadar anlatsak yine de Ekrem İmamoğlu'nun çok tehlikeli biri olduğuna inandıramayız. Aslında onlar Ekrem İmamoğlu'nu bizden daha iyi tanıyorlar. Ama Erdoğan ve AKP'ye duyulan nefretleri onları öylesine ele geçirmiş ki, Erdoğan tepeden inene kadar neyin mantıklı, neyin mantıksız olduğu umurlarında bile değil! Hatta çocukların bu sinsi plân için sokaklarda ölmesi bile umurlarında değil!

Bir Belediye Başkanı düşünün ki, hakkında bir soruşturma başlatılıyor. Kendisine çok ağır suçlar isnad ediliyor. Bu başkan mertçe gidip yargılanacağına ne yapıyor? Aylar öncesinden kendisiyle ilgili hazırlanan soruşturma dosyalarının haberini alıyor. Apar topar bir "ön seçim" safsatası ortaya atıp gündemi kendi etrafında şekillendiriyor. Akabinde "erken seçim" naraları atmaya başlıyor. Tam seçim ortamı oluşturulmuşken, tühh şansa bak, Ekrem İmamoğlu'nun evine baskın yapılıp gözaltına alınıyor.

Tam da Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olacakken iş mi bu yapılan? Ne güzel sahte seçimle, sahte Cumhurbaşkanı olacaktı. Kesin Tayyip Erdoğan'ın işi bu. Ekrem İmamoğlu'ndan korktu tabi. Seçime daha üç yıldan fazla varken Erdoğan'ı şimdiden korku sardı. Böyle mi gerçekten? Ekrem İmamoğlu'nun sokağa döktüğü insanlar böyle sanıyor.

Kendilerini Ekrem İmamoğlu'nun siyasi hırsına ve kirli işlerini kapatmaya alet eden zavallı insanlara şu önemli gerçeği hatırlatmakta fayda var.

 

Tayyip Erdoğan siyasi arenada Ekrem İmamoğlu'nu çerez niyetine yer. Hatta çiğnemeden direkt yutar. Beni bilen bilir, Erdoğan'ı seven biri değilim! Ama onun nasıl bir siyaset kurdu olduğunu da çok iyi bilirim. Onun istemediği birisi bırakın Cumhurbaşkanı, Belediye Başkanı olmayı, muhtar bile olamaz! Algıyı çok iyi yönetir. Son belediye seçimlerinde CHP onlarca belediyeyi nasıl kazandı sanıyorsunuz? CHP'nin başarısıyla mı oldu? CHP bile "biz gerçekten bu kadar belediyeyi kazandık mı?" diyerek günlerce kendine gelemedi. Onlar da biliyordu bu işte bir tuhaflık olduğunu. Hepsi Erdoğan'ın plânıydı.

Yani demem o ki; eğer Ekrem İmamoğlu ileride gerçekten Cumhurbaşkanı olacaksa emin olun Tayyip Erdoğan ona yol verdiği için olur. Yoksa Belediye Başkanı olmayı bile beceremeyen İmamoğlu nasıl Cumhurbaşkanı olacak? Gerçi öyle bir şey olursa Ekrem İmamoğlu'nun nasıl bir psikopat olduğunu daha iyi göreceksiniz. Ve emin olun, o gün Tayyip Erdoğan'ı ağlaya ağlaya arayacaksınız.

Mansur Yavaş da Ekrem İmamoğlu gibi Cumhurbaşkanı koltuğunu ölesiye istiyor. Mansur Yavaş her ne kadar bu hırsını dizginlemeye çalışsa da bazen açık veriyor. Ekrem İmamoğlu ne kadar tehlikeli ise Mansur Yavaş da o kadar tehlikelidir. Onun farkı kartlarını gizli oynamasıdır.

Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu'nun yanında görünse de aslında en azılı rakibidir. Zaten bunu tüm muhalifler de bilir. Ekrem İmamoğlu şımarık ergenler gibi sabah akşam şov yaparken; Mansur Yavaş şov yapmayan, sadece işiyle uğraşan "ağır abi"yi oynar. Gündelik siyasi tartışmalara pek girmez, "milliyetçi" pozu kesmeyi eksik etmez, Cumhurbaşkanı adayı kavgasında millet ona gitsin ister, kendisi direkt o topa girmez. Ama adaylık konusu iyice ciddiye bindiğinde kralını tanımaz, kimseyi gözü görmez. İmamoğlu'nun aday olduğu bir ortamda kendini asla ikinci plâna çekmez!

Mansur Yavaş gizli plânların adamıdır. Plânını uygulayacağı güne kadar kimse onun hamlesini kestiremez! Perde arkasında, neyin karşılığında, kimlerle ne anlaşmalar yaptığını kimseye söylemez! O sadece hedefe kilitlenir. Arada yaptığı bazı konuşmalar nabız yoklama ve zaman kazanma taktiğidir.

Mansur Yavaş CHP'den aday olamayacağını biliyor. Aday olsa da kazanamayacağını biliyor. Çünkü o da biliyor ki CHP'yi ayakta tutan oylar sadece CHP'ye ait değil! Mansur Yavaş'ın o oyların çoğunu alması da mümkün değil! O zaman ne yapması lâzım? Milliyetçi bir parti bulup oradan Cumhurbaşkanı adayı olması lâzım. Meselâ Yusuf Halaçoğlu'nun kurduğu Kutlu Parti'den. Ya da hiçbir partiye bulaşmadan bağımsız aday olması lâzım. Bakalım zaman ne gösterecek? Gizli plânların adamı Mansur Yavaş'ın seçim hamlesi ne olacak?

"Ekrem İmamoğlu içerden çıkamaz" umuduyla CHP'ye yeşil ışık yakıp "isterseniz Cumhurbaşkanı adayınız olurum" mesajı veren kötü gün dostu(!) Muharrem İnce'yi de unutmamak gerek. Bir anda ortaya çıkıp aslanlar gibi kükremesi boşuna değildir! O da "Cumhurbaşkanı adayı" pastasından yeme peşindedir. Oldu ki Ekrem İmamoğlu dışarı çıktı. "O zaman belki CHP Genel Başkanı olurum" hesabındadır.

Dünyanın servetini harcayıp binbir mücadeleyle(!) CHP'ye çöken Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı koltuğuna oturmadan CHP Genel Başkanı koltuğunu ne Muharrem İnce'ye yedirir ne de Özür Özel'e. Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olamazsa ayakta kalacak hali yok ya! Gidip CHP Genel Başkanı koltuğuna oturacak. Özgür Özel'i boşuna mı "emanetçi" diye oraya oturttu? O da Ekrem İmamoğlu'nun B plânı.

Şu anki siyasi ortam çok karışık ve çok tehlikeli. Kimi desteklerseniz destekleyin, sizin tercihinizdir. Ama asla birilerinin koltuk savaşının cephanesi, siyasi hırsının oyun aparatı olmayın! Olan bize olur, size olur, çocuklarımıza olur, geleceğimize olur. Kimin neyin peşinde olduğunu çok iyi görmeye çalışalım!

Anahtar Kelimeler: Mesut ŞEKERLİ yazdı: bakalım hangisi?
Haberi Sesli Oku

YAZARLAR