Mesut ŞEKERLİ
Kur'an'ı okumak, düşünmek, sorgulamak, tartışmak çok güzel de bu meâl yazma hastalığı nedir?
Bir yandan meâl çeşitlerinin gereksiz fazlalığından şikâyet ederken, bu gereksiz fazlalıktan dolayı çoğalan çeviri hatalarına isyan ederken diğer yandan "bir meâl de ben yazayım" sevdasına düşmek nedir arkadaş! Roman mı yazıyorsunuz? Kur'an bu Kur'an.
Kendini allame sanıp meâl yazmaya kalkanlar…
Birkaç yıl Kur'an okuyup araştırma yaptıktan sonra kendini allame sanıp meâl yazmaya kalkanlar, kendi yazdıkları meâlin doğru olduğuna nasıl hemen ikna oldular? Arapçayı ve Arap tarihini en iyi bilen alimler bile birçok ayeti yanlış çevirirken, bunlar hangi bilgiyle yeni bir meâl yazmaya kalkıyorlar? Hem de bu kadar kısa sürede!
Ben yaklaşık 10 yıldır Kur'an üzerinde araştırmalar yapıyorum. Bu süreçte birçok ayetle ilgili yeni yorumlar ve analizler yaptım. (Meselâ Tarık suresinde farkettiğim evrim detayı ve Allah'ın o evrim üzerinden ateistlere seslenişi hâlâ beni heyecanlandırır.) Yıllardır Kur'an'da birçok konuyu aklım erdikçe anlamaya, dilim döndükçe anlatmaya çalıştım. Ama bir gün olsun "ben de meâl yazayım" diye bir proje aklımdan geçmedi.
İnsanlar hangisini seçeceğini bilemezken neden onlara yeni bir yük bindiriliyor?
İnsanlar "hangi meâli okuyalım?" diye onlarca meâlin içinden hangisini seçeceğini bilemezken neden onlara yeni bir yük bindiriliyor? Bende yirmiden fazla meâl var ve hepsi de birçok konuda hatalı çeviri yapmış. Üstelik o meâlleri yazanlar ilahiyatçı olduğu halde! Eski meâllerdeki hataları düzeltmek için meâl yazdığını söyleyen Mehmet Okuyan bile birkaç ayet dışında eski meâllerin tekrarını yazmış. Şimdi ben meâl okumak isteyene hangisini tavsiye edeyim? Ortada zaten böyle karışık ve güvensiz bir durum varken bu karışıklığa neden yenileri ekleniyor?
Ben meâl okumak isteyenlere sadece Diyanetin meâlini okumalarını tavsiye ediyorum. Evet o meâlde de çok hata var. Ama baştan sona dikkatli bir şekilde okununca hatalar kendiliğinden ortaya çıkıyor. Zaten Allah kimseden alim olmasını istemiyor. "Kur'an'ı ağır ağır ve düşünerek oku" diyor. Bunu yapınca birçok konu zamanla aklınızda netleşmeye başlıyor. Tabi bazı konular için de ciddi bir araştırma gerekiyor.
İnsanların mücadelesine yük olmayın!
Birkaç yıl araştırma yapınca kendini alim sanıp meâl yazmayı düşünenlere tavsiyem; insanların mücadelesine yük olmayın! Zaten pamuk ipliğine bağlı bir müslümanlık yaşıyoruz, o ipi de siz koparmayın! İllâ bir şey yazmak istiyorsanız gidin hikâye yazın, roman yazın, hatırat yazın. Kur'an sizin ego tatmin edeceğiniz sıradan bir eser değildir!
Ayetler hakkında tartışmalar ve yeni yorumlar tabi ki yapılır. Ama meâl yazmak çok ağır bir sorumluluktur. Yazdığınız her yanlış cümlenin altında kalırsınız. Bunun vebalini de öyle kolay kolay ödeyemezsiniz! Ayrıca sizden yeni bir meâl yazmanızı isteyen de yok. Bir iki ayette çeviri hatası buldunuz diye kendi kendinize gelin güvey olup ilahiyatçı profesör havalarına girmeyin!
Kur'an kimsenin oyuncağı değildir!
Çevirilerdeki hataları buluruz, tartışırız, yeni yorumlar getiririz. Bunları bir süre sonra değiştirebiliriz. Ancak meâl yazıp piyasaya sürdükten sonra hatalı çevirileriniz ortaya çıkınca kim bilir kaç müslümanın inancına ve ibadetine zarar vermiş olacaksınız. Hatalı eski meâlini alanlara düzeltilmiş yeni meâlini bedava gönderecek bir babayiğit de henüz doğmadığına göre, zaten bulanıklaşmış suya bir çamur da siz atmış olacaksınız.
Kur'an kimsenin oyuncağı değildir! Deneme yanılma tahtası hiç değildir! İlahiyatçılar meâli yazar, biz okuruz. Aklen ve kalben yanlış bulduğumuz çeviriyi eleştiririz, doğrusunu düşünerek ve tartışarak bulmaya çalışırız. Bize düşen budur.