Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç, MHP’nin fikir ve ülküleri şekilden şekle, kalıptan kalıba sokulmaz" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç, MHP’nin fikir ve ülküleri şekilden şekle, kalıptan kalıba sokulmaz. Bu sebeple MHP’li bin bir surat olmaz; kılıktan kılığa girmez. MHP’li bukalemun da olmaz; parti parti, mahfil mahfil gezmez" dedi.
Türkiye’nin geleceğini dış güçlerin, zillete düşmüş siyasi zihniyetlerin değil, bizzat Türk milletinin tayin ve temin edeceğini ifade eden Prof.Dr. Kılıç "Geleceğe güvenle bakmak varken, cahilce polemikler yapmak yalnızca kriz severlere hizmet, yalnızca Türkiye’nin düşmesini gözleyenlere himmettir" diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili ve Nevşehir Milletvekili Prof. Dr. Filiz Kılıç’ın, “Kayseri Bölge Toplantısında” yaptığı konuşma şöyle:
"Kırşehir, Nevşehir ve Kayseri’mizden gelen bu salonu şereflendiren değerli teşkilat mensuplarımız, Genel Başkan Yardımcımız, Milletvekilimiz, MYK Üyelerimiz, MHP Kırşehir, Nevşehir ve ev sahibi Kayseri İl Başkanlarımız, İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız, çok kıymetli KAÇEP’imiz, İl Genel Meclis ve Belediye Meclis Üyelerimiz, Ülkü Ocaklarımız, STK’larımız-Sendikalarımız ve kıymetli basın mensuplarımız; Sayın Genel Başkanımızın talimatlarıyla tertiplenen Bir ve Birlikte Hilal’e Doğru Türkiye Toplantımıza hoş geldik, şeref bulduk.
Milliyetçi-Ülkücü Hareketin fedakar, iman etmiş saygıdeğer gönül dostları, dava arkadaşlarım; Milliyetçi Hareket Partisinin davetine icabet eden kıymetli büyüklerimiz, Türk Milletinin göz bebeği gençlerimiz, yiğit kardeşlerimiz bizlere ev sahipliği yaptığınız için teşekkür ediyorum.
Tüm yurtta sürdürdüğümüz “Bir ve Birlikte Hilal’e Doğru Türkiye” toplantıların Kayseri ayağında aranızda olmaktan memnuniyet duymaktayız.
Bizler Milliyetçilik ve Ülkücülük kavramlarıyla yek vücut bulmuş Milliyetçi-Ülkücü Harekete gönül vermiş Ülke ve Ülkü sevdalıları olarak birlik ve beraberlik mesajını elhamdülillah buradan, Avşar diyarından, Başbuğumuzun doğduğu topraklardan tüm dünyaya duyuruyoruz.
Değerli dava arkadaşlarım,
Bilge Liderimizin ifadeleriyle; “Ülkücü olmanın zor, ülkücü kalmanın daha zor olduğu bir zamanda, ülkücü görünen, ülkücülükten geçinen, ülkücülüğü meslek edinen muhterislerin kirli oyunlarını da teker teker bozuyoruz.”
Elhamdülillah, Ülkücü olmak, Ülkü Ocaklı olmak ve Milliyetçi Hareket Partili olmak fikir ve düşünce yapımızda hayat boyunca taşıyacağım bir mensubiyet kıvancıdır.
Her şeyden önce MHP bir dava partisidir; yaslandığı ideolojik, sosyolojik ve siyasi yapı da Milliyetçi-Ülkücü Hareket’tir.
MHP’yi diğer siyasi partilerden ayıran en önemli unsur; savunageldiği doktriner milliyetçiliğin dokusunun, tavizsiz ahlaki prensiplerle örülü olmasıdır.
MHP’nin fikir ve ülküleri şekilden şekle, kalıptan kalıba sokulmaz.
Sıvı gibi her kabın şeklini almaz.
Türk milliyetçiliğinin; yani MHP özelinde Ülkücülüğün kendi kabı, kendi rengi vardır.
Kendi şekli, duruşu ve tarzı vardır.
Bu sebeple MHP’li bin bir surat olmaz; kılıktan kılığa girmez.
MHP’li bukalemun da olmaz; parti parti, mahfil mahfil gezmez.
Ülkücü tavır insanıdır.
Çiçekten çiçeğe uçan kelebekler gibi, fikirden fikre konmaz.
Yükün ağırlığı karşısında kimi dayanıksız nefisler isyan edebilir.
Nefsine Ülkücülük ağır gelenler zamanla kendiliğinden ayıklanır.
ÜLKÜCÜLÜK, DAVA ADAMLIĞIDIR.
Uzun lafın kısası:
Bölgesinde ve dünyada giderek yükselen Türkiye’de Türk milliyetçilerinin ferasetine, sağduyusuna duyulan ihtiyaç her geçen gün artarken; milliyetçilik ülküsünü müessir ve muktedir kılmanın yolu, MHP’de toplanmaktan geçmektedir.
Türk milliyetçilerinin evi, ocağı, otağı MHP’dir, Ülkü Ocakları’dır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kilit taşı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin birlik ve beraberlik çağrısına teşrif eden kıymetli gönül dostları;
Tehditler devam ediyor, oyun kuranlar, işbirlikçiler meydanlarda kol geziyor, utanmadan Bilge Liderimizin vatanseverliğini ve milliyetçiliğini sorguluyor.
Yetmiyor iftira mekanizmalarını çalıştırılıyor, algı yönetiyorlar ama bir şeyi atlıyorlar; kurulan oyunları bir bir bozarız.
Algılarını kırar atarız!
Çünkü biz Milliyetçi Hareket Partisiyiz, Cumhur İttifakıyız.
Bilge Türk Devlet Bahçeli’nin emrindeyiz!
Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız.
Utanacak, sıkılacak ve mahcubiyet duyulacak bir açığımız yoktur.
Biz gelecek seçimlerin hesabını değil, gelecek nesillerin ve geleceğin süper güç Türkiye’sinin hedefindeyiz.
Geçmişte çekilen acıların ve akan gözyaşlarının geleceği perdelemesine tahammül edemeyiz.
Torunlarımızın, aynı felaketlere muhatap olmasını asla, kata, bihakkın istemiyoruz.
Günü kurtarmanın değil, geleceği kurmanın ve kurgulamanın hedefinde sağlam adımlarla ilerlemenin düşüncesindeyiz.
Ülkücü olmanın, ülkücü yaşamanın, hayata da ülkücü olarak gözlerimizi kapamanın sırrını ve esasını bu kapsamda tarif ve telakki ediyoruz.
Gelin şöyle bir eskilere gidelim.
1980’de Darbe oldu MHP bitti dediler.
1991-1992’de MHP bölündü, MHP bitti dediler.
1997’de Başbuğ vefat etti, MHP bitti dediler.
2002’de Baraj altı kaldı, MHP bitti dediler.
2016’da Değişim olmazsa, MHP bitti dediler.
2017’de İP kuruldu, MHP bitti dediler.
2022’de Zillet kuruldu, MHP bitti dediler.
2023’de yüzde 5’i geçemez dediler.
El insaf, edep yahu edep!
1999’da yüzde 18 oy aldığımızda anket şirketleri oyumuzu yüzde 10 gösteriyordu.
2015’te yüzde 16 oy aldığımızda anket şirketleri MHP en fazla yüzde 9 oy alır baraj altında kalır diyordu.
2019’da 2023’te 2024’te yüzde 5’ten fazla oy alamıyorduk anket şirketlerine göre…
Sonra MHP bizi yanılttı diyorlar.
Şüpheniz olmasın MHP sizi yanıltmaya devam edecektir.
Dediler, dediler, konuştular, konuştular.
Lider bir tokat vurdu hepsi sustu!
Şunu kimse unutmasın; MHP’nin bitmesi için Nuh tufanı gerekir!
Çünkü, MHP; kulislerin, lobilerin, çıkarcıların, elit ve kaymak tabakanın değil, Türk milletinin eseridir. MHP önce Cenab-ı Allah’a sonra Türk milletine emanettir.
Bu da böyle biline!
Soruyorum Kayseri, soruyorum Nevşehir, soruyorum Kırşehir;
“Zor günlere çetin yürek, yüreklere heyecan gerek,
Ülkeye kurban diyerek, karşılıksız sevmedik mi?”
Evet, karşılıksız sevdik, kanımızı bu vatanın aziz topraklarına akıtmadan, bu cennet vatana asla namahrem elini sürdürmeyiz.
Kıymetli dava arkadaşlarım,
Hepsinden önemlisi de, Türk milletinin birliğinin, diriliğinin bozulması için çalışan hainlerin Türkiye düşmanlarının, PKK’yı Kürt kardeşlerimize mâl etmeye çalışan bedhahların oyunlarını bozma mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir.
Kürt kökenli kardeşlerimiz Türk milletinin şerefli mensuplarıdır.
Alçak hedef sahipleri aklını başına alsın, Türk ile Kürt kardeştir, bölücü ve şifreli mesajlarla ayırmak isteyenler millet düşmanıdır.
Bin yıllık kardeşlik hukukumuz üzerinde hesap yapanlara müsamaha gösteremeyiz.
Türk milleti 953 yıldır Anadolu coğrafyasını yurt tutmuştur.
Yaklaşık 9,5 asırdır bu aziz vatan coğrafyasını evi, hanesi, ocağı ve namusu bellemiştir.
Fetihlerle sevinmiş, bozgunlarla üzülmüştür.
Acılara katlanmış, hüzünleri yenmiştir.
Felaketleri göğüslemiş, ıstırapları geçmiştir.
Her ne olursa olsun büyük milletimiz;
Asaletinden bir şey kaybetmemiş, merhametinden ve şefkatinden uzaklaşmamış, iddiasından ve ideallerinden ayrılmamış, ülküsünden ve ilkelerinden taviz vermemiştir. Bir olmuş, iri olmuş ve diri olmuştur.
Kederlerini ağıtlara dökmüş, coşkusunu türkülerle buluşturmuş, şenliğini oyunlarla büyütmüş, sevdasını şiirlerle perçinlemiştir.
Bu doğrultuda bin yıllık sürede solmayacak, silinmeyecek, sökülmeyecek bir kardeşlik gülünü filizlendirmiştir.
Kimse kimsenin kökenini, inancını ve mezhebini araştırmamış, ayıklamamış ve ayrıştırmamıştır.
Türk milleti etnik kimlik tanım ve tasniflerle yapay ayrımların çekim alanına kapılmamış, bin yıllık kutlu varlığını harabeye çevirecek oyunlara düşmemiştir.
Kıblemiz tek, dualarımız aynıdır.
Türkiye bizimdir, hepimizindir.
Cumhur İttifakı Türkiye’nin huzurlu ve güvenli yönetimi için vardır.
Cumhur İttifakı istiklalin koruyucusu, istikbalin mimarıdır.
Çok değerli dava arkadaşlarım;
Dünyanın dört bir tarafı kaynarken, çevremiz kuşatma altındayken, Türkiye’nin iç cephesini düşürmeye, kaleyi yıkmaya azmetmek vatana ve millete ihanetle eşdeğer bir aymazlıktır.
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşlar, Kıbrıs sorunu, Balkanlar’daki anlaşmazlıklar, güney sınırlarımıza mücavir alanlardaki stratejik hesaplar, İsrail’in katliam ve soykırımları, İslam ülkelerinin sessizliği ve düşmanca hedefler devamlı tetikte ve teyakkuzda olmamızı gerektirmektedir.
Bu kapsamda istiklal onurumuza, istikbal haklarımıza adam gibi destek veremeyenler, yerel seçimlerde aldıkları belediyeleri yönetemeyenler, uçuk konser paraları ile bu milletin hakkını yiyenler “Türkiye’nin Birinci Partisi” olsalar ne yazar?
Türkiye’nin geleceğini dış güçler, zillete düşmüş siyasi zihniyetler değil, bizzat Türk milleti tayin ve temin edecektir.
Geleceğe güvenle bakmak varken, cahilce polemikler yapmak yalnızca kriz severlere hizmet, yalnızca Türkiye’nin düşmesini gözleyenlere himmettir.
Türkiye büyüyen, güçlenen ve zenginleşen bir ülkedir.
Dönemsel sorunlar geçicidir.
Geleceğin yol haritasını geçmişin tecrübeleriyle çizmekten başka yolumuz yoktur.
Ne kadar geçmişe bakarsak o kadar ileriyi görmemiz mümkündür.
Nice badirelerden geçerek bugünlere geldik.
Hamd olsun onurumuzdan, şerefimizden, var oluş haklarımızdan asla vazgeçmedik.
Biliyoruz ki, bir Türk dünyaya bedeldir, dünyalar bizim olsa da bu cennet vatandan tavizimiz düşünülemeyecektir.
Türkiye bölgesinde parlayan bir yıldız, sivrilen bir ülkedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin teşvik ve tesiriyle gücümüze güç katacağımız bir gelecek önümüzdedir.
Ekonomik sorunları yeni yönetim sistemine bağlayan peşin hükümlü zihniyetler de bize göre samimiyetsizdir, önyargılıdır, nesnel siyasi gerçeklerle ters düşmüşlerdir.
Türkiye’nin kaybedecek yılları yoktur.
Geleceğimizi ipotek ettirmeye kimsenin hakkı yoktur.
Bugün Türkiye’de siyasi istikrar tam ve hakimdir.
Şayet parlamenter sistem geçerli olsaydı, Türkiye öngörülemez bir ülke olacak, risk ve belirsizliklerin içinde sürekli bocalayacaktı.
Türkiye’nin ekonomiden güvenliğe, diplomasiden siyasete, kısaca hayatın her alanında verdiği yüksek mücadele, eğer parlamenter sistem hakim olsaydı, sekteye uğrar, düğüm düğüm biriken krizler önümüzü kapatır, yürüyüşümüze taş koyardı.
Bilinmelidir ki, geleceğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.
Geleceğin mimarı Cumhur İttifakı’dır.
Kalbi vatan ve millet sevdasıyla çarpan Kayserilileri, Nevşehirlileri ve Kırşehirlileri velhasıl ülkemin her bir vatandaşını hasretle, hürmetle kucaklıyorum.
Ecdadımızın duaları, şehitlerimizin ruhları, şehit analarının gözyaşları, yetimlerin yürek yaraları, nesillerin gelecek ümitleri, bizimledir, bizim yanımızdadır, şerefimize emanettir.
Türk ve Türkiye Yüzyılında, terörsüz bir Türkiye için; Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli‘nin birlik ve beraberlik çağrısına kulak verelim. Ailelerinize, akrabalarınıza, komşularınıza, hısımlarınıza ve dahi tanıdığınız-tanımadığınız herkese Bilge Liderimizin çağrılarını duyuralım.
Unutmayınız ki Milliyetçi-Ülkücü Hareketin bu bölgedeki en gür sesi sizlersiniz.
Bir ve Birlikte Hilale Doğru diyerek kapı kapı dolaşmaya ahd-ü peyman ediyoruz.
Kiminizin kardeşi, kiminizin ablası, kiminizin evladı olarak aranızda bulunmaktan şeref duyduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Sözlerime son verirken bir eğitimci olarak Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve rahmetle anıyor, tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü en içten dileklerimle kutluyor,
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
Ne mutlu Türk’üm diyene!"