Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus@gmail.com

MHP'li Feti Yıldız: Devletimizi güçlü tutmak her birimizin görevidir

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, bugünlerde öncelikle mavi, gök ve siber vatanımızı, hak ve menfaatlerimizi tüm tehditlere karşı korumanın, devletimizi güçlü tutmanın her birimizin görevi olduğunu

MHP
SİYASET 20.12.2024 11:48:00 0

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, bugünlerde öncelikle mavi, gök ve siber vatanımızı, hak ve menfaatlerimizi tüm tehditlere karşı korumanın, devletimizi güçlü tutmanın her birimizin görevi olduğunu bildirdi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldız “Türk milletinin maddi ve manevi gelişmesinin önündeki engelleri kaldırmak, hürriyet, adalet, hakkaniyet, fırsat eşitliğini esas alan toplumsal barışı ve huzuru hâkim kılmak, temel hak ve hürriyetleri, kardeşlik hukukunu, dayanışma kültürünü geliştirmek ve terörü sona erdirmek etrafımızın ateşten çember olduğu bugünlerde öncelikle mavi, gök ve siber vatanımızı, hak ve menfaatlerimizi tüm tehditlere karşı korumak, devletimizi güçlü tutmak her birimizin görevidir” dedi.

Suriye'deki gelişmelere değinen MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız “Uzun süredir acı çeken bir ülkenin elli dört yıllık bir aile yönetiminden kurtulması, Baas rejiminin yerle bir olması bölgemiz için önemli sonuçlar doğurmakta ve doğuracaktır. Bu tarihî olay endüstriyel düzeyde uyuşturucu üretimi yapan diktatör Esad'ı destekleyenlerin hanesine de bir yenilgi olarak kaydedilmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız’ın 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin 5’inci maddesi üzerine MHP Grubu adına yaptığı konuşma şöyle:

“Borç, yerinde kullanıldığı zaman gerçekten önemli bir kaynaktır”

"Kamu yatırımları için kaynakların yetersiz olduğu durumlarda devletler uygun şartlarda borçlanır ve alınan borç usulüne uygun ve yerinde kullanıldığı zaman gerçekten önemli bir kaynaktır. Bu kaynağa dünyanın tüm ülkeleri, tüm devletleri aşağı yukarı zaman zaman başvurmaktadır ancak bütçe açıkları borçlanma yolundan ziyade tasarruf ve israfın önüne geçmekle kapatılmalıdır.

Genel Kurul görüşmeleri sırasında borç yükü, gelir dağılımı, vergi politikaları birçok milletvekili tarafından ağır şekilde eleştirildi. Her eleştiri kıymetlidir ancak eleştiri ile hakaret bir arada olmaz. Şu hususu rahatlıkla söyleyebiliriz:

Ekonomimizin borç yükü bakımından yapısı sağlamdır; borç stoku millî gelire oranı bakımından değerlendirilirse ki böyle değerlendirmek gerekir, onun dışında yapılan hesaplamalar bizleri doğru sonuçlara götürmez. Devlet borçlarının kamu maliyesi ve genel ekonomi için çok önemli bir sorun hâline gelmeden çözülebilmesi yürütmenin önemli bir başarısıdır.

Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak, Türk milletinin maddi ve manevi gelişmesinin önündeki engelleri kaldırmak, hürriyet, adalet, hakkaniyet, fırsat eşitliğini esas alan toplumsal barışı ve huzuru hâkim kılmak, temel hak ve hürriyetleri, kardeşlik hukukunu, dayanışma kültürünü geliştirmek ve terörü sona erdirmek etrafımızın ateşten çember olduğu bugünlerde öncelikle mavi, gök ve siber vatanımızı, hak ve menfaatlerimizi tüm tehditlere karşı korumak, devletimizi güçlü tutmak her birimizin görevidir.

“Baas rejiminin yerle bir olması bölgemiz için önemli sonuçlar doğuracaktır”

Altmış bir yıl süren Baas rejimi ve elli dört yıl devam eden Esad iktidarı sona erdi. Rejim karşıtı olduğu için cezaevinde tutulan on binlerce kişi serbest bırakıldı. Uzun süredir acı çeken bir ülkenin elli dört yıllık bir aile yönetiminden kurtulması, Baas rejiminin yerle bir olması bölgemiz için önemli sonuçlar doğurmakta ve doğuracaktır. Bu tarihî olay endüstriyel düzeyde uyuşturucu üretimi yapan diktatör Esad'ı destekleyenlerin hanesine de bir yenilgi olarak kaydedilmiştir. Muhalefetin Orta Doğu'daki yeni gerçekliği kavraması ve özellikle İsrail'e bel bağlamaması samimi dileğimizdir.
Sayın milletvekilleri, devletin zamana ve şartlara göre değişen özel bir yapısı ile genel ve değişmeyen bir ruhu vardır; değişmeyen bu ruh devlet aklıdır. Devlet aklı, her şeyden önce siyasi davranışta yüksek bir rasyonelite ve amaca uygunluk arar ve dinamiktir, daima tecrübe aktarır.

Bizim çizgimiz, duruşumuz, yolumuz bellidir; Orhun'dan seslenen Bilge Kağan, Söğüt'ten "Bismillah" diyen Ertuğrul Gazi, Bizans'ı deviren Fatih, düşmanı İzmir'de denize döken Mustafa Kemal'dir.

“Emperyalizm bugünkü konforunu sömürgelerden yağmaladığı ekonomik değerlere ve alın terine borçlu”

Emperyalizm bugünkü konforunu sömürgelerden yağmaladığı ekonomik değerlere ve alın terine borçludur. Yaşadığımız dönemde yeni sömürgeler yaratmak, ülke sınırlarını değiştirmek, haritaları da yeniden çizmek gayretindedir. Bugün ulaştığı konforun devamı için siyasi ve ekonomik alanda insanların görüş, duygu ve davranışlarını etkilemek amacıyla yeni tip casuslar kullanmaktadır. Bu faaliyetlere karşı yasal düzenleme gecikmeden yapılmalıdır.

Dante'nin İlahi Komedya'yı yazdığı yedi yüzyıl önce Hristiyan âlemi bugün olduğu gibi İslam'a hem ideolojik hem de fiilen savaş açmıştı ve Dante de İslam düşmanı dönemin yoğun kültürel ve ideolojik etkisi altındaydı. Bu savaşın temelinde İslam kültürü ve medeniyeti ve adalete duyulan korku vardı Batı'da.

Dante'nin eserini çoğunuz bilirsiniz; İlahi Komedya'da cehennem tarifi vardır ve onun kapısında "Ey buradan içeri girenler, her türlü ümidi geride bırakın." yazılıdır. Batı dünyasında mahpuslar diri diri ateşe atılırken atalarımız Muhakemat Nizamnamesi'yle modern cezaevlerinin temelini altmıştı.

“Tutuklama geçici bir araçtır ve orantılı olmak zorundadır”

Tutuklama, yargılama sürecinin sıhhati ve maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkması için sanığın hürriyetinin tedbir olarak kısıtlanmasıdır. Her şeyden önce şunun altını bir hukukçu olarak çizmek zorundayım: Tutuklama geçici bir araçtır ve orantılı olmak zorundadır. Özgürlük ve güvenlik hakkı ve mevzuat temelinde birçok yargı reformu yapıldı, bireysel güvenliğe saygı gösteren bir mevzuat da oluşturuldu ancak yine de uygulamada bazı yanlışlıklar da yapılmıyor değil, bunu da tespit etmek zorundayız.

İnfazın temel amaçlarından biri de cezaevinde tutulan hükümlülerin bu süreçte ıslah edilmeleri ve topluma kazandırılmalıdır. Aralık ayı itibarıyla 322 bin hükümlü, 56.512 tutuklu olmak üzere toplam 378.657 kişi cezaevinde bulunmaktadır.

Hükümlünün insan onuruna uygun şartlarda barındırılması hükümlü için bir hak olduğu kadar devlet için de bir görevdir, yükümlülüktür. Hapis cezasının infazında, mahpusların iyileştirilmesinde emniyet, güvenlik, disiplin elbette önemlidir, hasta tutuklu ve hükümlülerin kaldıkları cezaevlerinin revirleri de hastane şartlarını taşımalıdır ve hasta mahkûmlar mümkünse evlerine yakın yerlerde tutulmalıdır. Bizim inancımıza göre yaratılmışların en şereflisi insandır. Tek başına hayatını idame ettirmekten aciz hâlde bulunan yaşlı ve hasta hükümlülere örgütlerin tertip ve tuzakları da gözden kaçırılmadan Adli Tıp raporları doğrultusunda infaz ertelemesi yapılmalıdır. 

“Türk milliyetçileri için devlet koruyucu egemenliktir”

Türk milliyetçileri için devlet koruyucu egemenliktir. Dünyanın her yerinde devletin cezalandırma hakkıyla sanığın hakları çatışır; hukuk devletinde bu çatışmanın sınırları kanunlar, anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmesi'yle çizilir. Adaleti sağlamak bir söylem değil, bir eylem meselesidir. 31 Temmuz 2023 Covid Yasası diye bilinen yasanın 13'üncü maddesindeki "hükümlü" ibaresi birçok haksızlığa sebep olmaktadır. Aynı suçtan yargılanan biri cezası kesinleştiği için uygulamadan, çıkarılan yasadan faydalanmış, diğerininki yargı yolunda olduğu için maalesef istinaf ya da Yargıtayda faydalanamamıştır. Bu adaletsizlik de kesinlikle ortadan kaldırılmalıdır.
Yine, daha önceki konuşmamda tekerrür hükümleriyle ilgili düzensizliği anlatmıştım, tekrar etmeyeceğim. Her tarafı delik deşik hâle gelmiş İnfaz Yasası da yeni baştan yazılmalıdır.
Ülkemizin öncelikle bir darbe ürünü olan Anayasa'dan kurtulması gerekir. Bize yakışan: Sivil, katılımcı bir anayasayla demokrasimizin çıtasını daha da yükseltmek zorundayız. Ülkemizin bölgede üstlendiği rol herkes tarafından kabul edilmektedir. Mazlum milletlerin koruyucusu Türkiye'dir.
2025 yılı bütçemizin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diler, hepinizi saygıyla selamlarım."

Ankara/www.ucuncusayfahaber.com.tr


Haberi Sesli Oku

YAZARLAR