MHP MYK Üyesi Bahadır Bumin Özarslan, sosyal medya hesabından “Türkiyeli” tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) MYK Üyesi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan, "Türkiyelilik taraftarları" içinde cehalet, geçici bir duruma işaret eder. İki yüzlü ve korkaklar için ise kalıcı bir durumdur. Dikkate alınması ve zaman zaman "kılıç"ın hatırlatılması gerekenler, bu ikincilerdir" dedi.
Sanatçı Oktay Kaynarca'nın “Türkiyeli” tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan MHP MYK Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Türk'ün ödediği bedeli bilirler
"Türkiyeli" kavramını savunanlar için iki ihtimâl akla geliyor: Ya kelimelerin/kavramların kökeniyle ilgili cahildirler ya da iki yüzlü ve korkaktırlar.
Cahile anlatırsın, öğretirsin; öğrenir veya öğrenmez. Onlar, ihanete varmadıkça büyük tehlike değildir.
İki yüzlüdürler çünkü Türkiye'nin "Türklerin ülkesi" anlamına geldiğini bilirler ama nihaî hedefe ulaşmak ve "Türk"ten kurtulmak için bir ara söylem olarak "Türkiyelilik" derler. Aslında ona da karşı olmaları gerektiğinin farkındadırlar ama bir yandan da korkarlar.
Korkaktırlar zira Türk'ün ödediği bedeli bilirler ama kendileri onu ödeyecek cesarete sahip değildirler. Ayrıca böyle bir deneme hâlinde, Türk'ün kılıç oynatacağını bilirler. O kılıç oynadı mı artık Akdeniz'e değil de Basra Körfezi'ne kaçmaları gerektiğinin idrakindedirler.
"Kılıç"ın hatırlatılması gerekenler
Kısacası, "Türkiyelilik taraftarları" içinde cehalet, geçici bir duruma işaret eder. İki yüzlü ve korkaklar için ise kalıcı bir durumdur. Dikkate alınması ve zaman zaman "kılıç"ın hatırlatılması gerekenler, bu ikincilerdir.
Bunlar, ilk fırsatta hep bir (d)ayıya da sığınırlar. (D)ayının kimliği önemli değildir, yerli veya yabancı çok fark etmez. Kılıç hatırlatıldığı veya azıcık oynadığı zaman, önce (d)ayı "barış çubuğu" tüttürmek ister. Sonra da bu güruh af diler.
Önemli olan, o gün geldiğinde, çubuğu kırmak ve affı unutmaktır. Aynı ırmakta, değil pek çok kez, iki kere bile yıkanılmaz. Biz Türkler, işte asıl bu kötü alışkanlığımıza yani kendimize bir çare bulmalıyız.
ANKARA / www.ucuncusayfahaber.com.tr
