Milliyetçi Hareket Partisi 27. Dönem Bursa Milletvekili Dr. M. Hidayet Vahapoğlu, İran'da Türk asıllı Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili ilginç bir değerlendirmede bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 27. Dönem Bursa Milletvekili Dr. M. Hidayet Vahapoğlu, İran'da Türk asıllı Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili ilginç bir değerlendirmede bulundu. Cumhurbaşkanlığının İran'da en üst makam olmadığına dikkat çeken Dr. Vahapoğlu, temkinli davranmakta yarar olduğuna dikkat çekti.
Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanlığının, Güney Azerbaycan Türklüğünü teskin ve kontrol altına almak maksadıyla planlandığının düşünülebileceğini ifade eden MHP'li Dr. M. Hidayet Vahapoğlu, “Bundan sonra Güney Azerbaycan Türklerine yönelik sert müdahaleler, Ermenistan’la Türk dünyasının aleyhine olacak radikal yakınlaşmalar, İslam coğrafyasında artan İran etkisi, ABD ile gizli saklı yürütülen stratejik dostluğu artırma girişimlerini görürseniz hiç şaşırmayın. Kısaca, İran’da bir değişiklik beklemek hayaldir…” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi 27. Dönem Bursa Milletvekili Dr. M. Hidayet Vahapoğlu, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımında şu değerlendirmelerde bulundu:
İran’a sadakatinden şüphe duyulmayan mutemet birisi
"Komşumuz İran’da Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı ve seçim sonucunda batılı kaynakların ısrarla "reformist" kimliği taşıdığı iddia edilen Türk asıllı Mesud #Pezeşkiyan seçimi %53.7 oy alarak önde tamamladı. Güzel bir oy oranı, tartışmasız bir sonuç. Pezeşkiyan’a başarılar dilerim.
İran’lı bir Türk olduğunu ve evinde Türkçe konuştuğunu ifade eden ve bu konuyu sürekli gündemde tutan Pezeşkiyan’ın soyadındaki ‘yan’ eki sizi yanıltmasın, Ermenilerde olduğu gibi İran Türkleri arasında da ‘yan’ eki kullanılmaktadır.
Hayat hikayesine kısaca bakmakta yarar var. Tıp doktoru, çift ihtisaslı, rektörlük, bakan yardımcılığı, bakanlık ve 5 dönem Tebriz Milletvekilliği yapmış. Özetle mevcut rejim ve yönetimin güvenine mazhar olmuş, İran’a sadakatinden şüphe duyulmayan mutemet birisi. Nitekim, İran Anayasasındaki CB aday adaylığı için tüm şartları taşıdığı için başvurusu kabul edilmiş ve Anayasayı Koruyucular Konseyinin daha önce vermediği, güvenilir, seçimlere girebilir belgesini bu seçimde hak kazanarak seçimlere girebilmiştir.
Pezeşkiyan İran’ın bir imaj çalışması mı?
Pezeşkiyan’ın adaylığının İran’ın bir imaj çalışması olduğu, Güney Azerbaycan Türklüğünü teskin ve kontrol altına alma ile seçimlere katılımın düşüklüğü nedeniyle oluşabilecek meşruiyet sorgulamalarının önüne geçilmesi maksadıyla planlandığı düşünülebilir.
Bilindiği üzere İran’da Cumhurbaşkanlığı en üst makam değildir. Cumhurbaşkanı, anayasanın uygulanması dahil her konuda yegane yetki ve son söz sahibi olan Dinî Liderin yetki devrettiği yönetim alanlarının çalıştırılmasından sorumludur. Dolayısıyla İran Cumhurbaşkanı her konuda hatta yetkilendirildiği alanlarda dahi tek başına politika değiştirme, yeni politikalar üretme, stratejik değişiklikler yapma ve uygulatma yetkisine sahip değildir.
O nedenle İran’ı yurtiçinde uyguladığı İran’a özgü şeriat uygulamalarından ve sert tavrından, İslam dünyasına yönelik mezhep-meşrep oyunlarından, etki ve kontrol alanı oluşturma çabasından, yayılmacı politikalarından, sahte batı karşıtlığından, bölgemizde Ermeni yandaşlığından, Türkiye ve Azerbaycan düşmanlığından vs.vs vazgeçeceği sanılmamalıdır.
O nedenle temkinli davranmakta yarar olduğunu düşünüyorum.
İran'ın stratejik aklı, Güney Azerbaycan’daki Türk uyanışını kontrol edebilecek sadık bir Türk soylu buldu
Sonuç; İran’ın binlerce yıla dayalı köklü bir devlet geleneği vardır. Devletin bekası için her tür karar alınır ve uygulanır. Dış dünyanın ne dediği onlar için önemli değildir.
İran’ın stratejik aklı; İran için yakın ve orta vadeli en büyük tehdit oluşturma potansiyeline sahip Güney Azerbaycan’daki Türk uyanışını kontrol edebilecek sadık bir Türk soylu bulmuştur. Böylece İran üst aklı, Güney Azerbaycan Türklüğüne Cumhurbaşkanını sizden seçtik oturun oturduğunuz yerde deme imkanını elde etmiştir.
Bu hamle ile İran sözde bir reformisti seçerek, İran’ın değişeceği hayalini pompalayacak ve böylece imaj düzeltme imkanına kavuşacaktır.
Bundan sonra Güney Azerbaycan Türklerine yönelik sert müdahaleler, Ermenistan’la Türk dünyasının aleyhine olacak radikal yakınlaşmalar, İslam coğrafyasında artan İran etkisi, ABD ile gizli saklı yürütülen stratejik dostluğu artırma girişimlerini görürseniz hiç şaşırmayın. Kısaca, İran’da bir değişiklik beklemek hayaldir…
Ankara / www.ucuncusayfahaber.com.tr
