Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş Milletvekili Doç.Dr. Zuhal Karakoç Dora, yaşanan depremlerin ardından yapılan çalışmalara değinerek, insanların aidiyet hissi duyacağı mahalleler inşa edilmesi gerektiğini ifade etti.
Depremden sonra su altı kaynaklarının yer değiştirmesiyle mevcut kaynakların kuruduğunu, artan maliyetler ve iş kısıtı nedeniyle de yenilerini oluşturmanın zaman aldığını aktaran Doç.Dr. Dora, suların akmayışının en acil gündemleri olduğunu bildirdi.
Enkaz altında araçları kalan depremzedelerin ikame araç alımlarında bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV muafiyetinden veya indiriminden yararlanmasını talep eden Dora, orta hasarlı yapı sahiplerinin, devletin sağladığı krediden faydalanması için verilen başvuru süresinin uzatılmasını istedi.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç.Dr. Zuhal Karakoç Dora'nın TBMM Genel Kurul konuşmasından satır başları şöyle:
Yeni yaşam alanları yükseliyor
"Bugüne dek barınma, altyapı, sağlık ve eğitim hizmetleri noktasında çok büyük mesafeler kat edildi.
Yüzbinlerce konutun temelleri atıldı, pek çoğu teslim edildi, yeni yaşam alanları yükseliyor.
Fakat, şunu da biliyoruz ki “Bir şehir sadece binalardan ibaret değildir!”
Bir şehir; sokağında yürüyen çocuğuyla, pazarda tezgâh açan esnafıyla, mezarında duası okunan ecdadıyla bütündür.
Biz Kahramanmaraş’ta bu bütünlüğü yeniden kurmaya çalışıyoruz.
Ben Kahramanmaraş’ın milletvekili olarak evi yıkılmış, çocuğu okulsuz kalmış, hayatı paramparça olmuş bir halkın emanetini taşıyorum.
Ve diyorum ki; “Yapılan her iş için minnet duyuyoruz, fakat görünmeyen yaralarımızı iyileştirmek ve geriye düştüğümüz yılları telafi edebilmek için önümüzde hala çok uzun yollar var.”
Deprem sonrası süreçte sadece fiziki yapıları değil, insan ruhunu da onarmamız gerekiyor.
Psikolojik ve sosyal destek çağrısı
Bu yüzden özellikle psikolojik ve sosyal destek hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını ısrarla dile getiriyorum. Okullarımızın, parklarımızın, sosyal alanlarımızın konutlarla eş zamanlı hayata geçirilmesi gerekiyor.
Depremi yaşamış bir çocuğun korkusunu, bir annenin çaresizliğini, bir yaşlının yalnızlığını ancak bu yolla hafifletebiliriz.
Afet bölgelerinde atılan her yeni adım, yalnız bugünün değil, geleceğin şehirlerini kuruyor.
Rezerv alanlar, yerinde dönüşümler, imar planları…
Tüm bu adımlar atılırken yerelin sesi, uzman kurum ve kuruluşların görüşleri ile vatandaşın iradesi göz ardı edilmemelidir.
İnsanların aidiyet hissi duyacağı mahalleler inşa etmeliyiz; çünkü BETONLA ŞEHİR OLUR, AMA İNSANLA MEMLEKET OLUR.
"Ürünlerimiz iki yıldır tarlada susuz"
Yaz mevsimine girerken Kahramanmaraş’ın en önemli gündemi yine SU. En fazla su kaynağına sahip olan şehrimiz bir an bile gözünü kırpmadan suyunu komşusuyla paylaştı ve paylaşmaya da devam ediyor. Ancak depremden sonra su altı kaynaklarının yer değiştirmesi sonucunda mevcut kaynaklarımız kurudu ve artan maliyetler ve iş gücü kısıtı nedeniyle yenilerini oluşturmak zaman alıyor. Ürünlerimiz iki yıldır tarlada susuz. Bu yıl da öyle! Ancak olanca imkansızlığımıza rağmen komşumuza suyumuzu vermeye devam ediyorken o su borularının geçtiği bölgelerde bile kendi evlerimize artık içme suyu dahi veremiyor oluşumuz, evimizin musluğundan su akmıyor oluşu en önemli acil gündemimiz. Bizler, en karanlık gecenin sabahına başı dik yürümüş, kahramanlık unvanını kazanmanın bedelini tarihinde ikinci kez ödemiş bir memleketin evlatlarıyız. Biz istemeyi seven bir toplum değiliz, kendimize yeteriz. Biz sadece kendi suyumuzu istiyoruz!
Vatandaşta hak kaybına yol açmamalı
Orta hasarlı konut sahiplerinin devletimizin sağladığı krediden faydalanması için son tarih olan 30 Haziran’ın vatandaşın başvurusu için yeterli olması, halihazırda personel yetersizliği nedeniyle yetiştirilemeyen ruhsatların vatandaşta hak kaybına yol açmaması adına belediyeler için sürenin uzatılması da yine acil gündemlerimizden.
Sözlerimi bitirirken 3. Ligden 2. Lige çim sahada destan yazarak yükselen Kahramanmaraş İstiklal Sporumuzu tebrik ediyor; asrın felaketinin yol açtığı acılara, olanca imkansızlıklara ve tesis sorunlarına rağmen başarılarıyla bizlere umut olan takımımıza ve yeni başarılara imza atmak için var gücüyle gayret gösteren diğer takımlarımıza 17 bin 500 kişilik değil, 25 bin kişilik bir stadyum yakışır diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum."