Ülkü Ocakları Eğitum ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, 12 Eylül darbesinin yıl dönümünde şehitleri andı ve Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in kararlılıkla mücadeleye devam edeceğini belirtti.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, 12 Eylül 1980 darbesinin 44. yıl dönümünde yaptığı sosyal medya paylaşımıyla "Başbuğumuz Alparslan Türkeş ve 12 Eylül zulmünde idam edilen dokuz yiğit Ülkücü Şehidimizi rahmetle anıyorum" dedi.
Ülkü Ocakları Eğitum ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım şunları söyledi:
"Milliyetçi-Ülkücü Hareket, Türk milletinin en zor zamanlarında direnişin, fedakarlığın ve vatanseverliğin sembolü olmuştur. 12 Eylül 1980, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihine kara bir leke olarak kazınmış olsa da Milliyetçi-Ülkücü Hareket bu karanlık günlerin üstesinden gelmeyi başarmış, inanç ve kararlılıkla yoluna devam etmiştir. Bugün, bu büyük mücadeleyi ve acı dolu ama onurlu geçmişimizi, bu yolda canını feda eden kahramanlarımızı anarken; onların bizlere miras bıraktığı değerleri gelecek nesillere aktarma gayretindeyiz.
12 Eylül, Türk milletinin iradesine, bağımsızlığına ve özgürlüğüne yapılmış bir saldırıydı. 12 Eylül darbecileri tarih huzurunda Türk milletinin değerlerine proje çerçevesinde soğukkanlılıkla kıymış, vahşete mihmandarlık, vesayete de mimarlık yapmışlardır. Hedef Türkiye'yi zayıflatmak, milletimizi birbirine düşman etmek ve diş güçlerin emellerine hizmet eden bir düzen kurmaktı. Türk milletinin bu oyunlara karşı direnişi, tarihin en büyük destanlarından birini yazdı. Milliyetçi-Ülkücü Hareket, bu direnişin en ön saflarında yer alarak, vatan, bayrak ve millet sevgisinin ne demek olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdi. Bu süreçte, birçok Milliyetçi-Ülkücü ağabeylerimiz, işkencelere maruz kaldı, hatta idam sehpalarına gönderildi. Ancak onların inancı ve kararlılığı, Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in üç hilalini asla yere düşürmedi. Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu ve Selçuk Duracık gibi adanmış Ülkücü Şehitlerimizin fedakarlıkları ve kahramanlıkları sadece kendi dönemlerinin değil, gelecek nesillerin de rehberi oldular.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket, tarih boyunca sayısız zorlukla karşılaştı. İç ve dış mihrakların oyunları, kirli kumpaslar ve hain planlar, bu hareketin yolunu kesmek için devreye sokuldu. Milliyetçi-Ülkücü Hareket, her zaman olduğu gibi bu zorluklara karşı da dimdik ayakta durmayı başardı. Çünkü bu hareketin temelleri, Türk milletinin tarihi, kültürü ve değerlerinden oluşmuştur ve bu sağlam temeller hiçbir güç tarafından sarsılamaz.
Bu vesileyle, Ülkücü Şehitlerimizi rahmet, minnet ve dualarla anarken, onların bizlere bıraktığı mirası yaşatmak için gece gündüz demeden çalışacağımızı, bu kutlu davayı nesiller boyu sürdürmek için var gücümüzle mücadele edeceğimizi bir kez daha belirtiyorum.
Aziz ruhları şad, mekanları cennet olsun.”