Başbuğ Alparslan Türkeş’in şöförü anlatıyor; 
Bizzati kendisinden dinledim.

(1974 yılı bir gece yarısı)

Başbuğun evindeyiz ve gece yarısı telefon çaldı.

Başbuğ yüksek sesle bağırıyor telefondaki kişiye;

Hayııır …!
Kıbrıs’ın tamamını alacaksınız.
Eğer Kıbrıs’ın tamamını şimdi almazsanız ileride bizi ordan tekrar çıkarmaya kalkarlar.

O sırada hükümet ortağı olan Alparslan Türkeş bilgilendirildiği sırada verdiği talimat bu idi.

Kıbrıs’ın tamamını O sırada İngilterede olan Ecevit efendi yüzünden almadık.

Oysa kucağımızda idi.
Verdiğimizden çok daha şehit vermezdik.

Fakat İngiliz baskısı, American ambargosu falan derken harekat emri vermeye maçası yemeyen Ecevit harekatı durdurma emri verirken aslan sosyal demokrat kesildi.

Basstııır garaoğlan bassstırrrr.

Garaoğlan  bastırdı ve harekat durduruldu.

Bilmeyenler için söylüyorum ; “bu bastır garaoğlan “ slogan haline geldi ve ilk seçimlerde CiHiPi seçim sloganı oldu şarkılar bestelendi.

Oysa garaoğlumuz İngiltere-yunan-america lehine bize bastırıvermişti.

CiHiPi bugün olduğu gibi herdaim algı uzmanıdır ya 74 harekatını da sahipleniverdi.

İşin aslı şu şekilde idi;

Halbuki,

Ecevit efendi başbakan iken harekat emri vermemek için İngiltere seyahati uyduruldu.

Başbakan yardımcısı olarak merhum Erbakan, Ecevit efendiyi uçağa bindirdikten sonra havalimanında hemen oracıkta hazirun uğurlama heyetinde olan Genel Kurmay Başkanı Org.Semih Sancar’a harekat emri verdi.

Sancar; bu defa geri çağırırsanız dönmeyiz uyarını yaptı.

Çünkü daha önce birkaç sefer Ordu yarıyoldan döndürülmüştü dış baskılar sebebiyle.

Erbakan 20 Temmuz 1974 günü dönüşü olmamak üzere “Ayşe tatile çıksın” parolası ile savaş emrini verdi.

Bana inanmayın abi

Bu gerçekleri YouTube üzerinden hem Rauf Denktaş hem de İlker Başbuğ’dan dinleyebilirsiniz.

Milli şef İnönü ve onu takip eden zihniyetin azılı temsilcisi garaoğlan Kıbrıs’ı vermeye doymadılar.

Tıpkı Lozan'da Yunan’ın tazminat ödemesinden feragat eden ustası milli şef İsmet İnönü gibi.

Hatta hayatı boyunca araştırıp arşivleri tarayıp sırf kendi çabası ile diplomatik olarak adada garantörlük hakkı elde etmemizi sağlayan devrin Dış İşleri Bakanı şehit bakan; Fatin Rüştü Zorlu’yu Menderes ile birlikte idam ederek ödüllendirmiş idi beyaz tirenli milli şefimiz.

74 harekatı ile adaya müdahale etme hakkımızı şehit bakanımız sayesinde elde etmiştik oysa 

Tabiki bu gerçekleri gündemi sadece instagram algılarından takip eden mongol kesimlerimiz bilmez.

Aha geldik bu güne 

Kıbrıs’taki seçimleri Yunan, İngiliz, Amerikan yanlısı CTP partisi kazandı.

CTP partisi Özgür Özel'in de deklere ettiği gibi CiHiPi’nin kardeş partisidir.

Öyleyse Kıbrıs’ta kimlerin kazandığı aşikardır.

Rauf Denktaş gibi ömrünü Kıbrıs mücadelesine adayan bir vatanseverin ardından en son Ersin Tatar kalbi Ankara ve şehitlerimiz için atan son devlet başkanı idi.

Ve Kıbrıs'ta Ersin Tatar yani Ankara seçimleri kaybetti.

Bu seçim sonuçları hem iç siyaset hem de dış siyaset açısından tam bir fiyaskodur.

Bu hezimetin tek sorumlusu TC hükümetidir.

Sadece KKTC'nin değil TC'nin ve tüm Türk devletlerinin varlığı ve huzuru tehdit altına girmiştir bundan gayri.

CiHiPi Türkiye için nasıl bir milli tehdit ise CiTiPi de aynı şiddette Kıbrıs için milli bir tehdittir.

Bu iki parti ve zihniyeti açık açık itiraf ettikleri gibi müstemleke valisi olma garabetindedir.

Güney ve Güneydoğu’nun fetö yordamıyla yıllarca ihmal edilmesinin diyetini nasıl yüzbinlerce şehit vererek ödediysek, bu dakikadan sonra Kıbrıs’ın ihmal edilmesinin diyetini de ödeyeceğiz malesef ağalar.

Yıllarca yavru vatan kabul ettiğimiz Kıbrıs’ı kumar ve karapara aklamak  için kullanılmasına müsade edersek,nesillerin 74 ruhundan ve Cengiz Topel maneviyatından uzak yetişmesine seyirci kalırsak olacağı budur.

Son yerel seçim hezimetinden sonra yaşadığımız Kıbrıs rezaleti 2028 için hiçte iyimser umutlar doğurmuyor.

Hükümet bu rezaleti bir şekilde telafi etmelidir.

Muhalefet arada bir demez mi zaten demokrasi her zaman sandıkta değildir diye

Bu siyaset üstü bir vazifedir.

Mevcut durum ne siyaset nede demokrasi açısından bakılacak bir durum değildir Kıbrısta.

Savaşla kazanılan sandıkla kaybedilemez.

Yetti artık cephede kazandıklarımızı masada kaybetmek.

Bu gidişatın sonu çok kötü;

İsrailoğulları Güney Kıbrıs’ı zaten ele geçirmişler.
Meslek gereği biliyorum ki KKTC'den de harıl harıl arazi ve konut satın alıyorlar.

Sözde vadedilmiş topraklarının içerisinde Kıbrısta var hangi müptezel onlara vadettiyse.
Adamlar gaipten vaadleri dünyaya dayatıyorlar ağa.

Bize gelince ;

Daha kapalı Maraş’ı açamadık Ayasofya ile avunuyoruz.

Tamam Allah büyüktür emme mermi de gerçektir.

Bomba varken ebabil kuşlarını beklersek o kuşlar önce bizi taşlar rahmetli Erbakan’ın dediği gibi.

Kıbrıs’ı bir kere masada kaybettik Lozan'da.

Ardından kan döktük.

Kan ile kazanılan kan ile kaybedilir.

Kıbrıs Gazze olma yolunda efendiler aklınızı başınıza alın.

Gereken neyse yapın,
İhmallerinize kefalet olsun
Derhal.

Derhal…