O gece uyuyan yok! Gözler kan çanağı, yürekler buruk. Kılınan namazlarda, hıçkırarak okunan dualar var. Secdeye kapanıp ağlayanlar, Halil Esendağ ve Selçuk Duracık için gözyaşı dökenler…
Kaldıkları koğuşta 22 Ülkücü var. Komünizm rüzgarına karşı, Türk Milliyetçiliği fikriyatını devlete ve millete zırh eyleyen..
Koğuştan Halil Esendağ ve Selçuk Duracık…
Sızlamayı bilmeyen vicdanıyla "İDAM" kararını veren hakim, kalemi kırıyor.
Koğuş yasta, gözlerde damla damla yaş var.
O gün her 15 dakikada bir sela veriliyor.
Seccadeler ıslak, hıçkıra hıçkıra ağlayanlar var.
"Yağmurun hafif çiselediği bir havada asılmak isterim" diyor Halil Esendağ, yüzünde hafif bir tebessüm.
Kefen alınacak, para topluyorlar.
Tam 22 Ülkücünün cebinden bir kefen alacak kadar para çıkmıyor.
Suphanallah!
Memleketi parsel parsel satmak isteyen zihniyete karşı, gönlündeki vatan sevgisinin zenginliğiyle direnen, mücadele eden yiğitler hepsi…
* * *
O gece sabaha karşı koğuştan bir Ülkücü sela okuyor. Elini demir parmaklıktan dışarı uzattığında hafif bir yağmurun çiselediğini görüyor.
Ve o gün "Eğer Halil Esendağ, Allah'tan güneşler yağdırmasını dileseydi kabul olurdu." diyerek iç geçiriyor.
O gece uyuyan yok!
Gözler kan çanağı, yürekler buruk.
Kılınan namazlarda, hıçkırarak okunan dualar var. Secdeye kapanıp ağlayanlar, Halil Esendağ ve Selçuk Duracık için gözyaşı dökenler…
* * *
İmam anlatıyor:
"Halil ile Selçuk darağacına omuz omuza yürüdüler. Önce seni assınlar Selçuk, sen bana dayanamazsın dedi Halil, gözler buğulu, dudakalar titriyor. Sesi boğuluyor…
Cellada dönüyor ikisi, helallik istiyor.
İnfaz erkanı titriyor korkudan, bu cesaret karşısında.
"Ya bir aksilik olur da idam edemezsek bunları?" korkusu var hepsinde…
İkisi de darağacında can veriyor. Cansız bedenleri kıbleye dönünce duruyor. Tutamıyorum kendimi o an. Pırıl pırıl bir nesle kıyan zihniyete dönüp:
VALLAHİ BUNLAR ŞEHİT! VALLAHİ BUNLAR ŞEHİT! diyorum..."
* * *
Onlar, yüce bir davanın takipçileriydi. İşlemedikleri suçlarla haklarında idam kararı verildi. Devlet ve millet sevgisi karşısında hiçbir beklenti içerisinde değillerdi.
Ezan dinmesin, bayrak inmesin, vatan bölünmesin diyerek mücadelenin en çetinini, inanmışlığın en zirvesini yaşadılar.
İhaneti, iftirayı ve gıybeti paramparça ederek Ülküdaşlık hukukunun mührünü darağacından gelecek asırlara vurdular.
***
Hepsinden Allah razı olsun!
Rabbim bizlere de, Ülkücü Şehitlerimiz gibi son nefesimize dek bu çatı altında mücadele etmeyi nasip eylesin.
Yüce Allah, Makam ve koltuk hırsı için türlü oyunlar çeviren, olmadık iftiraları atan, ihanet çemberinde dans eden şerefsizlere karşı birlik ve beraberliğimizi daim kılsın.
* * *
Şehadetlerinin 41. yılında, Ülkücü Şehitlerimiz Halil Esendağ ve Selçuk Duracık'ı rahmet, minnet ve dua ile anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Rabbim, bizleri şehitlerimizin şefaatine nail eylesin.
