Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı 25-26.Dönem MHP Osmaniye Milletvekili ve Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof.Dr. Ruhi Ersoy: "İstanbul'un kurtuluşu millî bir dirilişin sembolü olmuştur"  dedi.

“İstanbul’un kurtuluşu, Türk milletinin kendi benliğini, hafızasını ve istiklal ruhunu yeniden keşfetmesidir” diyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı 25-26.Dönem MHP Osmaniye Milletvekili ve Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof.Dr. Ruhi Ersoy: şunları söyledi:

"Türk İstiklâl Zaferi’nin doğrudan sonucu olan İstanbul’un kurtuluşu, uzun ve zorlu bir mücadelenin ardından gelmiştir. Dört yıl, on ay ve yirmi üç gün süren işgalin ardından, 6 Ekim 1923’te Türk ordusu İstanbul’a girmiş ve işgal resmen sona ermiştir. Bu büyük zafer; yalnızca askerî bir başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin onurunu, bağımsızlığını ve geleceğe olan inancını yeniden ayağa kaldıran millî bir dirilişin sembolü olmuştur.

Kurtuluşun mimarları; başta Gâzî Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, Kâzım Karabekir Paşa, Fevzi Çakmak Paşa ve kahraman Türk ordusudur. Bu süreçte, iletişimin ve bilgi akışının hayati önem taşıdığı bir dönemde görev yapan, tarihin en cesur telgrafçısı olarak anılan Manastırlı Hamdi Efendi de mücadelenin isimsiz kahramanları arasında yer almıştır.

6 Ekim günü, Şükrü Naili Paşa komutasındaki şanlı Türk ordusu İstanbul’a girerek, bu tarihi günü milletin hafızasına kazımıştır. Ancak bu askerî başarı kadar önemli bir diğer gelişme de, İstanbul’un işgal kuvvetlerinden resmi olarak teslim alınma sürecidir.

Bu anlamlı günün tarihi ve sembolik kıymetini çok iyi bilen Gazi Mustafa Kemal Paşa, bu kritik görevi entelektüel birikimiyle Cumhuriyet’in kuruluşuna öncülük eden; tarih, siyaset ve devlet adamı kimliğiyle öne çıkan Yusuf Akçura’ya tevdi etmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi adına İstanbul’u işgal kuvvetlerinden teslim alma görevini deruhte eden Yusuf Akçura, bu sorumluluğu, Türklüğün yeniden dirilişine atılmış sembolik bir adım olarak görmüştür.

Akçura’nın fikirleri, bu sürecin ruhunu derin bir şekilde yansıtmaktadır. Onun,

“Türklerin büyük çoğunluğu geçmişlerini unutmuşlardır. Bu nedenledir ki, her şeyden önce bir ulusal bilinç uyandırmak ve yaratmak gerekecektir.”
sözü, Cumhuriyet’in inşa ettiği zihinsel uyanışın özünü tarif etmektedir.

Yine Akçura,

“Türklüğün nereye doğru gittiğini gören, ona göre çalışan, keskin gözlü, doğru düşünceli Türkler vardır.” diyerek, Cumhuriyet’in taşıyıcı fikrini ve milletin geleceğini inşa edecek şuurlu kadroların varlığına işaret etmiştir.

Bu sözler, İstanbul’un kurtuluşunun aynı zamanda bir fikri diriliş, bir milli bilinç inşası olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Çünkü İstanbul’un kurtuluşu, Türk milletinin kendi benliğini, hafızasını ve istiklal ruhunu yeniden keşfetmesidir."