Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Prof.Dr. Ruhi Ersoy Lider Devlet Bahçeli'nin kritik çözüm hamlelerini hatırlattı.

Prof.Dr. Ruhi Ersoy Lider Devlet Bahçeli'nin kritik çözüm hamlelerini hatırlattı.

Prof.Dr. Ruhi Ersoy Lider Devlet Bahçeli
SİYASET 18.06.2025 01:11:00 0

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı 25-26.Dönem MHP Osmaniye Milletvekili ve Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, süreç içinde Lider Devlet Bahçeli'nin kritik çözüm hamlelerini hatırlattı.

Prof. Dr. Ersoy "Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin liderliğinde iç ve dış sınamalara ve dayatmalara kaşı Türkiye'deki kırılma noktalarında son gelişmeleri de içeren alınan inisiyatifler ve çözüm hamlelerini anlattı.

MHP Genel Başkan Başdanışmanı 25-26.Dönem MHP Osmaniye Milletvekili ve Ahmed Cevad Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy'un açıklamaları şöyle:

"Milliyetçi Hareket Partisi 2007 yılında meclise girmiştir. O dönem adeta bir krize dönüşen ve geçmişte olduğu gibi Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde yaşanan dış destekli askeri müdahale zeminin oluşturulması tehlikesi 367 krizi olarak bilinen Cumhurbaşkanlığı seçim süreci sorunuyla iyiden iyiye kendisini hissettirmiştir. Tam bu noktada; Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli "Eğer konu Anayasa Mahkemesi'nin son kararına göre 367 sayısı açısından değerlendiriliyorsa MHP Cumhurbaşkanlığı seçiminde orada olacaktır" diyerek kriz için elini ovuşturanları boşa çıkartmış, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Liderliğinin çözüm üretme kabiliyetini de ortaya koyarak krizin sonlandırılmasına vesile olmuştur. Çankaya Köşkü’nün yolunu açarak Türkiye’yi yeni ve etkisi belki de onlarca yıl sürece bir krizden kurtarmıştır.

2007 Seçimleri öncesinde FETÖ Terör Örgütünün MHP’yi yönlendirme çabasını gören Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli söz konusu terör örgütünün MHP’ye sızma girişimlerine karşı refleks göstermiş, O dönem Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Temsilciliklerine yönelik FETÖ destekli operasyonlara rağmen geri adım atmamıştır.

Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli 2010/2011 yıllarında FETÖ’nün operasyonel kabiliyet kazandığını defaten ifade etmiş, FETÖ’nün bir milli güvenlik sorunu haline gelmeye başladığına dikkat çekmiş, ve 31 Mart 2011’de FETÖ tehdidine açık bir şekilde dikkat çektikten sonra “Gülen cemaati mensuplarının bu konularla hiçbir şekilde ilgisi olmadığını göstermek bakımından cemaatin faaliyetlerini durdurduğunu veya askıya aldığını açıklamasının yerinde ve yararlı olabileceği akla gelmektedir.” İfadelerini kullanmıştır. Söz konusu uyarı Hükümet tarafından da dikkate alınmıştır ki 2011 yılı FETÖ Terör Örgütünün devlet tarafından da bir güvenlik tehdidi olarak ilan edilmesi sürecine giden yolda milat olmuştur.

2013 Gezi Parkı olaylarının farklı bir boyut kazandığını öngörüp devlete meydan okuma yeri olduğunu söyleyen Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli “İnşallah, Bu tür olaylardan yararlanarak adını Türk Baharı koyarak ülkeyi kargaşaya sürükleyecek olaylardan herkes vazgeçer, MHP’nin hiçbir ferdi bu tür eylemlerin içinde olmamıştır ve olmayacaktır” ifadelerini kullanarak söz konusu olayların dış destekli olduğuna ve provokasyona açık bir hal aldığına dikkat çekerek Ülkücüleri sağduyuda birleştirerek önü alınamaz hadiselerin cereyan etmesinin önüne geçmiştir.

7 Haziran 2015 seçim sonuçları sonrası kendisine sunulan Başbakanlık teklifine Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli sert bir dille: "Bu Çin'den gelen yeni oyuncak türü mü? Küçük hevesler peşinde koşmuyoruz. Devlet yönetimi söz konusu, Başbakanlık sende kalsın ne demek? Biz koltuk meraklısı değiliz. Bu işin ciddiyetinden çok uzak yaklaşım. Ciddiye alınacak yanı yok" sözleriyle yanıt vermiş “Biz ikbalin değil, istikbalin peşindeyiz.” diyerek istikrara ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Bu açık irade beyanı teröristle ve terörizmle mücadelenin bütün dinamikleri en etkin şekilde kullanarak yeniden başlamasına sebep olduğu, kazılan hendeklerin kahraman güvenlik güçlerimizin ve destansı mücadelesiyle kapatıldığı sürecin başlamasına da vesile olmuştur.

1 Kasım 2015 seçimleri sonrası henüz FETÖ ihanet gecesi yaşanmamışken, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ön görüleri ve gerek basın açıklamaları gerekse sözlü açıklamaları sonrası devlet inisiyatif almış TBMM’de FETÖ yapılanmasına karşı önemli yasalar çıkartılmıştır. Bunun yanında MGK’da FETÖ ile ilgili alınan kararların alınma sürecinde ihtiyaç duyulan siyasi ve milli destek de FETÖ’ye karşı hükümete verilerek çok daha vahim hadiselerin yaşanmasının önüne geçilmiştir.

15 Temmuz 2016 tarihinde, millet ve devlet varlığına karşı FETÖ tarafından kalkışılan; hain darbe girişimine karşı Liderimiz Sayın Devlet Bahçelinin tarihe geçen ve tarih yazılmasına vesile olan bir duruş sergilediği tartışmasız bir gerçektir. FETÖ işgal girişiminin gerçekleştiği gece Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli ilk önce dönemin Başbakanı Sn. Binali Yıldırım'ı aramış ve "yanınızdayız" demiş, ardından yaptığı açıklamada demokrasi dışı arayışların karşısında olduklarını sert bir şekilde vurgulamıştır. FETÖ Araştırma Komisyonu tutanaklarında da yer aldığı şekliyle o gün 22:00’da her türlü darbenin karşısında hükümetin yanında olduğunu beyan eden ilk Liderin Sn. Devlet Bahçeli olduğu da unutulmamalıdır.

11 Ekim 2016 tarihinde Sayın Devlet Bahçeli grup toplantısında yaptığı konuşma ile Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'a "başkanlık önerisini Meclis'e sunması" çağrısı yapmış ve "Fiili duruma hukuki boyut kazandırmak gerek" diyerek başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi. Ocak 2017'de iki partinin "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dediği “Türk Tipi Başkanlık Sistemini" içeren anaysa değişikliği TBMM'den geçmiştir. Referandum aralığında kabul edilen değişiklik 16 Nisan 2017'de halkoylamasına sunulmuş ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli, anayasa referandumda "Evet" diyeceklerini açıklamış ve anayasa değişikliği yüzde 51,4 "Evet" oyuyla kabul edilmiştir. Böylelikle devlet mekanizmasının ve siyaset mekanizmasının sekteye uğrayacağını bekleyen bazı çevrelerin beklentisi boşa çıkmış, Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörle mücadele başta olmak üzere uluslararası gelişmelere de ani ve milli refleks gösterebilecek bir yönetim sistemiyle Türk ve Türkiye Yüzyılı mefkuresinin temellerini sağlamlaştırmıştır.

2018 Seçimleri sonrası Karabağ Savaşı, KKTC ve MAVİ VATAN, Covid Süreci, Ukrayna Savaşı ve Terörle Mücadele, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Etme sisteminin verdiği istikrar ve güç ile yönetildi.

Onlarca yıldır emperyalist güçlerin ve uluslararası siyasetin etkin aktörü olma iddiasındaki devletlerin Türkiye’ye karşı oynadığı en önemli kartlardan birisi olan PKK terörü kartı; Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin TBMM’de 1 Ekim 2024’teki yeni yasama yılı töreninde, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve milletvekilleriyle tokalaşmasıyla farklı bir aşamaya girmiştir.  Ardından TBMM’de "Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım" diyerek bugün terör örgütü PKK’nın “fesih” açıklaması konuşulmaktadır.

Bu sürecin en can alıcı noktası ise zamanlamasının, söylem bütünlüğünün, stratejisinin ve politikalarının Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli tarafından belirlenmesidir. Bu durum Türk milletinin terör örgütüyle pazarlık olmadığı kanaatini sağlamlaştırmış, “Devlet Bahçeli’ye olan güveni” teyit etmiş, coğrafyada tarihi hadiselerin yaşanacağı bir döneme girerken Türkiye Cumhuriyetinin bir ön alma kabiliyetini güçlendirmiştir."

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR