Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını inşa ederken, Türk milletinin sağlığını, huzurunu ve refahını önceleyen bir anlayışla; “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” düsturundan hareket ediyoruz. Türk hekimiyle, sağlık çalışanıyla, akademisyeniyle ve politika yapıcısıyla; kökleri bu topraklara dayanan, çağın gereklerine açık, güçlü bir sağlık sistemini hep birlikte şekillendirmek istiyoruz” dedi.
Türk sağlık sisteminin geleceğine dair, ortak aklı, bilimsel tecrübeyi, millî iradeyi ve vicdanı bir araya getirdiklerini ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Yurdakul, çalıştayın, yalnızca bugünün sorunlarını değil, yarının ihtiyaçlarını da gözeten milli bir vizyonun ürünü olduğunu bildirdi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul’un, “Sağlıkta Yeni Bir Bakış, Geleceğe Güçlü Adım” temalı “Türk Sağlık Sisteminde Yenilikler Çalıştayı” açılışında yapmış olduğu konuşma şöyle:

"Öncelikle, Türk milletinin sağlığına ve sağlık çalışanlarıyla birlikte akademiye, bürokrasiye ve uzmanlara verdiği önem vesilesiyle, bu çalıştayın hayata geçirilmesini sağlayan, Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’ye müteşekkir olduğumu belirterek, tüm katılımcılara ve konuklarımıza kendisinin selam ve sevgilerini iletiyorum.
Bilgi ve tecrübeleriyle çalıştayımızda yer alarak, ülkemizin dört bir tarafından bu çalıştaya katkı sunan, akademisyenlere, bilim insanlarına, siyasetçilere, sendikalarımızın başkan ve yöneticilerine, konfederasyon, federasyon, STK ve dernek temsilcilerine, iş insanlarına ve ilgili alandaki bürokratlar ile alan uzmanlarına, kısacası tek tek tüm katılımcılarımıza teşekkür ederek, konuşmama başlamak istiyorum.
Birçoğunuz şu sözü hatırlayacaktır; “Bir mıh, bir nalı kurtarır; bir nal bir atı kurtarır; bir at bir askeri kurtarır; bir asker, bir cengi kurtarır; bir ceng bir vatan kurtarır.”
Bizler, dünya tarihine savaşçı ve adaleti sağlayan bir millet olarak geçtiğimiz için ve karakterimiz itibariyle bu sözü biliriz. Bununla birlikte, yabancı milletler ise buna benzer olarak bu sözü, şu haliyle ifade ederler;
“Küçük gibi görünen şeyler, Bir milletin kaderini değiştirebilir.”

İşte bugün bu salonda bulunan ve her biri, birbirinden kıymetli 160 Çalıştay katılımcısı, büyük Türk milletinin kaderini değiştirmek ve millete hizmet etmek üzere, hiçbir karşılık beklemeden çalıştayımızda yer aldılar.
Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’ye bizlere sağladığı bu imkanlar nedeniyle şahsım, yakın çalışma arkadaşlarım, çalıştay komitesi ve elbette Çalıştay’daki masa sorumlularımız ve çalıştay katılımcılarımız adına şükranlarımı sunmak istiyorum.
İyi niyetlerle yola çıkanlar yorulmazlarmış; bugün burada yorulmak nedir bilmeyen vatan gönüllüleriyle birlikteyiz.
Siyaset üstü gördüğümüz bu çalıştayda, ülkemizin çıkarları ve geleceği adına, yapıcı amaçlarla, bir tuğla da biz koymak istediğimiz için, bir araya geldik.
Bilim insanlarının onuru, vatanseverlerin enginlere sığmayan çalışma azimleri, millete hizmet ederken mesai saati nedir bilmeyenlerin, 8 saatlik beyin ameliyatından çıkıp çalıştayımıza katkı sunanların, günde 1 saat bile çocuğunu göremeden çalışanların, kemoterapi tedavisini aldıktan sonra toplantılarımıza katılanların, göz nurlarını, bu çalıştayda bir araya getirme imkanı bulduğumuz için, Rabbimize de ayrıca şükrediyorum.

Dedik ya; bizler halis niyetlerle ve bir çıkar gözetmeden Büyük Türk milleti için çalıştık; bu çalıştayda 2.000 yıllık bir tecrübe olduğunu, gururla ifade etmek istiyorum.
Bu salonda; hastasıyla üzülen, hasta yakınıyla sevinen, ilk maaşını steteskopa ve tıp kitaplarına yatıran, fazla mesai ücreti almadan vatan için çalışan, çabalayan, hem hasta hakları hem de sağlık çalışanı haklarını iyileştirmek için, gecesini gündüzüne katan, ülkesine döviz kazandırmak için iş geliştiren, tıbbi cihaz üreten, bilim alanlarında ülkemizi gururlandıran ve ülkemizin en ücra mahallerine kadar sağlık hizmeti götüren insanlar var.
● Kısacası bu salonda samimi yürekler ve vatan aşkı var.
● Türk sağlık sistemine bir tuğla da biz koymak istiyoruz diyen tam 160 cesur yürek var.
Bir tıp hekimi ve hekim yetiştiren bir akademisyen olarak belki de hayatımın en önemli bilimsel ve siyasi çalışmasının ve eserinin arefesinde olduğuma inanıyorum.
Bu çalıştay Türk tıp camiasının ve ilgili branşların yüz akı olmuştur.
İbni-Sina’nın, Hipokrat’ın ve Hazreti Ömer’in izcisi olan çalıştay katılımcılarımız, geride kalan 6 ay boyunca gece gündüz demeden çalışarak, Türk milletine etkin, verimli, çağdaş ve üretken bir şekilde sıhhat sunan, bir sağlık ve sosyal güvenlik sistemini istişare ettiler ve detaylı raporlar hazırladılar.
Bugün çalıştayın son günü ve yapılacak son üç oturumda çalışmalarını nihayete erdirip, büyük Türk milletine armağan edecekler.
Ne mutlu bize ki, Liderimiz ve Genel Başkanımızın himayeleri sayesinde bu tablonun bir parçası oluyoruz.
Bu tablo, saf iyi niyet ve millete hizmet gayesiyle oluştu.
Bu tabloda hem hasta, hem sağlık çalışanları için memnuniyet var.
Bu tabloda en yeni sağlık teknolojileri var.
Bu tabloda mali verimlilik var.
Bu tabloda işinden tatmin olan sağlık çalışanı var.
Bu tabloda aldığı sağlık hizmetinden mutlu olan vatandaşlarımız var.
Bu tabloda, çağı takip eden ve geleceği tahmin eden kahramanlar var.
Bu tabloda, bir kuruş bile olsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyan cesur yürekler var.
Bu tabloda aile hekimleri var, hemşireler var, hocalar var, hasta bakıcılar var, idari memurlar var, teknikerler, teknisyenler var, bürokratlar var, ekonomistler, sosyal güvenlik uzmanları, ambulans şoförleri ve bizzat hastalar ve politika uzmanları var.
Hem sahadan hem masa başından gelen bu uzmanlar, bu çalıştayın mimarları oldular.

Bugün son rötuşlar yapılacak ve ortaya çıkan eserin sonuç bildirgesini, akşam saat 17:15’de basınımız ve kamuoyu ile paylaşmış olacağız.
Detaylı değerlendirmeleri ve nihai raporları ise Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’ye takdim ettikten sonra, kendisinin takdirleriyle, ilerleyen günlerde kamuoyuna sunmayı planlıyoruz.
Bugün burada yalnızca bir çalıştayın son gününe başlamıyoruz. Bugün; Türk sağlık sisteminin geleceğine dair, ortak aklı, bilimsel tecrübeyi, millî iradeyi ve vicdanı bir araya getiriyoruz.
Bu çalıştay, yalnızca bugünün sorunlarını değil, yarının ihtiyaçlarını da gözeten milli bir vizyonun ürünüdür.
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını inşa ederken, Türk milletinin sağlığını, huzurunu ve refahını önceleyen bir anlayışla; “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” düsturundan hareket ediyoruz. Türk hekimiyle, sağlık çalışanıyla, akademisyeniyle ve politika yapıcısıyla; kökleri bu topraklara dayanan, çağın gereklerine açık, güçlü bir sağlık sistemini hep birlikte şekillendirmek istiyoruz.
Bu çerçevede Türk sağlık sisteminin geleceğine dair görüş ve öneriler üzerinde çalışan, birbirinden kıymetli bilim insanlarımız ve uzmanlarımız şu 13 temada bir araya geldiler:
1. Halk Sağlığı - Koruyucu Sağlık Hizmetleri
2. Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerini içeren Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri
3. İkinci ve Üçüncü Basamak Sağlık Hizmetlerini içeren Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri
4. Acil Sağlık Hizmetleri
5. Sağlıkta İnsan Kaynakları, Eğitim Politikaları ve Özlük Hakları
6. Sağlık Endüstrisi, İlaç, Tıbbi Cihaz ve Yerli Üretim Ekosistemi
7. Sağlık Ekonomisi ve Finansal Sürdürülebilirlik
8. Sağlıkta Teknoloji, Sağlıkta Dijital Dönüşüm (Yapay Zekâ ve Veri Yönetimi)
9. Sağlıkta Hukuk, Sağlıkta Etik, Çalışan ve Hasta Hakları
10. Sağlık Turizmi
11. Geleneksel, Tamamlayıcı ve Fonksiyonel Tıp
12. Rehabilite Edici Sağlık Hizmetleri
13. Sağlıkta İnovasyon ve Yetkinlik: Tanı ve Tedavide Yeni Ufuklar

Çalıştay katılımcılarımız, isimlerini saydığım bu 13 masa, 13 tema etrafında toplandılar. Her masa kendi alt gruplarında çok daha detaylara girerek Türk sağlık sistemini hücrelerine kadar değerlendirdiler.
Örneğin:
Halk Sağlığı-Koruyucu Sağlık Hizmetleri ismindeki birinci masamızda,
- Anne-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleri
- Aşı ve ilaçla koruma, bulaşıcı hastalıkların önlenmesi
- Bağımlılık (madde, tütün, alkol, dijital, kumar bağımlılığı vd.)
- Akıl ve ruh sağlığı, Aile Hekimliği sistemi
- Çevre sağlığı ve iklim (Hava kirliliği, ısı değişimleri…vb)
- Gıda ve su güvenliği
- Erken tanı ve tarama (Kanser…vb) gibi konular masaya yatırılmıştır.
Bir diğer masamız olan Sağlıkta İnsan Kaynakları, Tıp Eğitimi Politikaları ve Özlük Hakları temasını çalışan beşinci masamızda ise,
- Sağlık alanında insan kaynaklarının planlaması (Hekim, hemşire, ebe, paramedik gibi alanlarda arz-talep dengesi)
- Tıp eğitimi, uzmanlık ve mezuniyet sonrası eğitim
- Sağlık çalışanlarının özlük hakları
- Döner sermaye, Performans sistemi
- Sağlıkta şiddet ve mobbing
Bir diğer masamızda ise, tıkanan Randevu sistemi ve Acil servislerdeki yoğunluk gibi alt konular derinlemesine görüşülmüş; bilimsel ve politik değerlendirmeler ışığında, Türk milletinin çıkarları gözetilerek, öneriler meydana getirilmiştir.
Hatırlayanlar olacaktır. Geçtiğimiz yıl Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Saygıdeğer Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin himayelerinde “Aile Kurumu Çalıştayı"nı icra etmiştik.
Konunun ilgilileri, bu çalıştayımızın sonunda, aile kurumunun korunması, geliştirilmesi ve geleceğe hazırlanması adına hangi politikaları önerdiğimizi hatırlayacaklardır.
Bu çerçevede bir yıl önce kamuoyuna sunduğumuz öneri ve politik değerlendirmelerin neticesinde, sizlerin de bildiği üzere, aile kurumu adına birçok adım atılmış, bu minvalde Türk milletine hizmet edilmiştir.
Aynı kararlılığı ve amacı bu çalıştığımızda da benimsedik.
Sağlık, bir milletin varlık sebebidir. Tarih boyunca Türk milleti hem savaş meydanlarında hem barış günlerinde, insan sağlığına dair örnek bir duruş sergilemiştir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, günümüzden Türk ve Türkiye Yüzyılı’na uzanan bu çizgide, sağlık sistemimiz daima insan merkezli olmuştur.
Her nerede hangi imkanlara sahip olursak olalım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi, Türk milleti, Türk Hekimlerine emanettir.
Bir tıp fakültesi hocası olarak, geleceğin hekimleri olan öğrencilerimizi daima bu hassasiyetle yetiştirdim. Bu hassasiyeti sürdürmeye, ömrümün son anına kadar devam edeceğim.
Bugün artık dijitalleşme, yapay zekâ, genetik bilim, tıp teknolojileri, toplumsal yaşlanma ve küresel salgınlar gibi, yeni dinamikler ile karşı karşıyayız. Bu nedenle sağlık sistemimizin yalnızca güçlü değil, aynı zamanda yenilikçi, esnek ve krizlere dayanıklı olması da gerekmektedir.
İşte bu çalıştay, tam da bu anlayışın bir ürünüdür.
Bu kapsamda oluşturulan 13 tematik masa, Türk sağlık sisteminin her yönünü-birinci basamak sağlık hizmetlerinden, ruh sağlığına, yaşlı bakımından, dijital sağlık teknolojilerine kadar-bütüncül bir bakışla ele almaktadır.
Moderatörlerimizin liderliğinde, kıymetli katılımcılarımızın katkılarıyla hazırlanmakta olan raporlar, yalnızca akademik bir çerçeve değil, aynı zamanda siyasete, bürokrasiye ve kamu yönetimine yön verecek somut politika önerileri ortaya koyacaktır.
Bu raporlar, belirlenen format çerçevesinde; “Türk Sağlık Sisteminde Yenilikler” başlıklı kapsamlı bir sonuç kitabına dönüştürülecektir.
Biz, Türk hekimine, Türk mühendisine, Türk bürokrasisine, yani kısacası Türk milletine güveniyoruz; biz, Türk milletinin gücüne inanıyoruz; biz, her yeni günde bir adım daha ileriye gidecek iradeye sahibiz.
Bu irade, sadece devletin değil, Türk milletinin de her ferdinin ortak iradesidir.
Bu sebeple çalıştayımız, sadece bilimsel ve politik bir toplantı değil; aynı zamanda gönüllülerin, idealistlerin, dava insanlarının, siyaset ötesinde ortak bir yürüyüşüdür.
Burada yazılacak her rapor, alınacak her karar, tartışılacak her fikir, “Türk milletine hizmet” yolunda, bir tuğla olacaktır.
Bugün bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim ki, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin vizyonu ile yürüttüğümüz bu çalıştay; milletimizin her ferdine dokunan, sağlıkta milli bağımsızlığı güçlendiren, insan merkezli, bir sağlık vizyonunun inşasına yöneliktir.
Konuşmamın sonuna yaklaşırken, bu çalıştayın ve programın hazırlanmasında, emeği geçen çalıştay düzenleme kurulumuza, moderatörlerimize, katılımcılarımıza, raportörlerimize ve teknik ekibimize bir kez daha teşekkür ediyorum.
Bu çalıştayın ülkemize, Türk sağlık camiasına ve insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Sözlerimi, Türk milletinin hizmetinde olan tüm sağlık çalışanlarına ve emeğini bu ülkeye adayan, bütün gönül insanlarına şükran duygularımla bitiriyor, Şehadete eren sağlık çalışanlarımızı rahmetle yad ederken, çalıştayımızın hayırla, nihayete ermesini diliyor, hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum.
Sağ olun var olun. Allah’a emanet olun.
Ne Mutlu Türküm Diyene "