Ben diplomat değilim, dolayısıyla diplomasiden dem vurup ahkam kesmeyeceğim.
Sadece geçmişe gidip bir zamanlar bırakın ülkemizde bu tür geniş forumlar düzenlemeyi, başkaca ülkelerde düzenlenen forumlara davet edilmeyişimiz, davet edilsek dahi "Ciddiye alınmadığımız" günleri yaşamış ve bir insan olarak bugünlerden gurur duymanın haleti ruhiyesini anlatacağım.
Devletler, devlet başkanları, başbakanları, bakanları, yöneticiler kendi ülkelerinin çıkarları adına elbette ülkelerle ilişki kurar ve birbirlerini ziyaret ederler, ancak bazı ülkeler de "Ahh keşke filan devlet başkanı ülkeme bir ziyarette bulunsa da dünya da adımız duyulsa" duygusu ile yaşarlar.
4. Antalya Diplomasi Forumuna 20 devlet başkanı, başbakanı, 50 dışişleri bakanı, 70 bakan, 60 devlet yöneticisi ile birlikte 4000 insan katıldı. aynı dakikalarda ABD ve Rusya heyetleri İstanbul'da sorunlarını masaya yatırdı.
Açılış konuşmasını Sayın Cumhurbaşkanımız yaptı. Dünyaya haykırdı. "İsrail terörist devlettir, dünya beşten büyüktür," sözleri mazlum, mağdur Asya, Afrika devletleri tarafından ayakta alkışlandı, İsrail'in hayalleri dürüp bükülüp ellerine verilirken Suriye'nin güvenliğinin Türkiye'nin güvenliği olduğunun altı KALIN ÇİZGİLERLE çizildi.
Bütün bunlar yaşanırken CHP'nin Cuntacı ve İşgalcileri hala Hükümetin diplomatik tavrını yerden yere vurup, garabet adaylarını "nasıl değerlendireceklerini" anlattılar.
ALTERNATİF İKTİDAR partisi en azından dünya devletleri ile ilişki kurmak, dünyayı tanımak, dünyanın gözü ile Türkiye'yi görmek adına dahi olsa bu foruma katılmadı, adını dahi ağzına almadı.
UTANMAZLIĞIN ZİRVESİ BUDUR.
Türkiye, kendi coğrafyasında, yeni dünya düzeni stratejilerinde 4 devletten biri olma yolunda depara kalkmış koşarken, CHP ve ekürileri garabet adayları üzerine kanal kanal gezip ahkam kestiler.
Bir de utanmadan, vatandan, vatanseverlikten, ahlaktan, erdemden, demokrasiden, bahsettiler.
İNSANA SORARLAR
“Bu devlet size ne etti?”
“Hükümeti eleştireceğim derken, devlet ağacına vurduğunuz baltanın sebebi nedir?”
“Büyük umutlar bağladığınız, emperyalist devletler dahi Türkiye'nin gücünü kabul etmişler, siz neden kabullenmiyorsunuz?”
“Bir hırsızlık, yolsuzluk, sahtecilik hikayesine tutunup, milletin mahkemelerine, bu şekilde saldırmanız ne anlama geliyor?”
“Bu milletin evlatlarını, kendi necis çıkarlarınızı korumak adına neden ateşe atıyor, devletlerine DÜŞMAN etmeye çalışıyorsunuz?”
ADALET "ÇALDINIZ" DİYOR!…
ADALET "YOLSUZLUK YAPTINIZ" DİYOR!…
ADALET "EVRAKTA SAHTECİLİK YAPTINIZ" DİYOR!
Ortaya kanıtlarını koyuyor, fiziki belgeleri suratlarınıza çarpıyor, kendi içinizden çıkan şahitler, pişmanlar şakır, şakır olayları anlatıyor sizler hala hiçbir belge , şahit, bilgi vermeden, bütün iddialara itiraz ediyor, koltuklarınızı korumak adına devlete saldırıyorsunuz.
ANCAK
Asla unutmayın.... Bu devlet sabreder, ancak asla affetmez. Günü geldiğinde zerreden, muazzama her garabet halin hesabını çatır, çatır sorar ve gereğini de yapar.
Bunu aklınıza sokun ve oradan asla çıkartmayın.
Rauf Aydemir
12 Nisan 2025
MERSİN
