Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Şükrü ALNIAÇIK yazdı: Devlet Bahçeli'nin açıklaması Türkiye’nin “iç sesi”

Şükrü ALNIAÇIK yazdı: Devlet Bahçeli'nin açıklaması Türkiye’nin “iç sesi”

Şükrü ALNIAÇIK yazdı: Devlet Bahçeli
GÜNDEM 20.10.2025 22:49:00 0

KKTC’de dün yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Cumhuriyetçi Türk Partisi adayı Tayfun Erhürman kazandı.

Sosyalist Enternasyonel üyesi CTP, İki devletli, taksimli yani KKTC’li çözüm yerine “birleşik Kıbrıs”çı Annan Planı destekçisi.

Şu sözler, CTP Genel Sekteteri ve Sözcüsü Asım Akansoy tarafından “Annan Planı referandumunun 20’nci yılında CTP tarafından düzenlenen ve Rum panelistlerle planın ruhuna uygun hale getirilen “Varız, Tarih Yazarız” başlıklı panelde sarf edildi.

“Kıbrıs adasındaki tarihi “Annan Planı Referandumu”nun üzerinden 20 yıl geçti. Birleşmiş Milletler’in ortaya koyduğu barış planı Kıbrıs’ın her iki toplumu tarafından kabul edilseydi, “Birleşik Federal Kıbrıs” bugün 20’nci yaşına girecekti. 

Annan Planı Referandumu’nun 20’nci Yılı’nda bu haysiyetli iradeyi saygıyla selamlıyoruz. “. (CTP Resmî Web Sitesi, 17 Nisan 2024)

İki devlet birleşince KKTC Cumhurbaşkanlığı makamı lağvedileceğine göre aslında 20 yıl sonra bile  “Annan.. Annan…” diye sayıklayarak bu makama gelmenin ciddi bir paradoks olduğunu kabul etmemiz gerekiyor…

Annan Planında KKTC Cumhurbaşkanlığı diye bir görev olmadığına göre;
Seçimle teslim aldığı bir makamı yaşatmak değil öldürmek amacıyla yola çıkmış bir adamın “kendi ayağına sıkmak”la cephaneliği patlatmak arasında nerede durduğunu merak etmek hakkımızdır.

Annan Planında Yaptıkları Yapacaklarının Teminatıdır

Şunlar  bizim 22 Mart 2011 tarihli “Kıbrıs’tan Al Haberi” başlıklı köşe yazımızda dikkat çektiğimiz CTP’li Federasyoncuların Annan Planı döneminde yaptıkları işler/ iitiraflar:

1- 29 Mayıs 2003- Yeni Düzen Gazetesi:
Eylemlerimizde AB fonlarını kullandık. Fullbright, British Council ve AB fonlarını kullanarak, çeşitli etkinlikler, seminerler ve konferanslar düzenledik. Genç kadınlar motive edildi. ABD’de Fullbright fonları ile 20 Türk, 20 Rum kadını eğittik. Bu kadınlar, dönüşte Annan Planı’nı desteklemek için yapılan eylemlerde önemli roller oynadılar."

 2- 24 Şubat 2003- Yeni Düzen Gazetesi:
"Otorite kimse... Senin görevin otoriteyi değiştirmektir. Demokratik yolla, silahlı mücadeleyle, gerilla faaliyetiyle, kavga çıkararak veya seçimle..."

 3- 10 Mart 2003- Volkan Gazetesi:
"Planımızın ikinci aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Referandumla rejimi ve devleti yıkacağız, meşruiyetini yok edeceğiz. Referandum sonucuna dayanarak anlaşmaya da biz imza koyacağız. Denktaş bizi temsil etmez, Denktaş’la da hesaplaşacağız." (CTP’li Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat)

4- 25 Eylül 2001 Guardian Gazetesi:
"Lütfen dünyaya KKTC′nin açık bir hapishane olduğunu söyleyin. Bir büyük askeri bölge ve tüm kapıları da kilitli..." (CTP Milletvekili adayı Ahmet Barçın)

 5- 15 Temmuz 2002 Yeni Düzen Gazetesi:
"Bizi Amerikalılar örgütledi, 30 eğitimci olarak eğitti. Biz de 3.000 kişiyi etkiledik, 10 bin kişiyi harekete geçirdik, 100 bin kişiyi etkiledik." (CTP Üyesi ve Yenidüzen Gazetesi Yazarı Sevgül Uludağ)

Sömürge Sarhoşluğu

Kıbrıslı Türklerin farklı bir tarafı varsa o da yaklaşık 100 yıl boyunca (1878-1974) sömürge tebası olarak yaşamış olmalarıdır.

Çanakkale’ye uzak, Balkan Harbi’ne yabancı, Kurtuluş Savaşına garip kalmışlardır. Bizler, “Şark Sorunu”nun bu dar geçitli ateş labirentinden çıkmak için uğraşırken Kıbrıslı Türkler, gerideki dehlizler arasında kaybolup gitmişlerdir. 
Cumhuriyetin ilk yıllarında Kuleli Askeri Lisesi’ne intisap eden Alparslan Türkeş gibi Dadaloğlu ruhlu Türkmenler istisna olmak üzere… 

Kuva’y-ı Milliye ruhundan, TMT’nin Bozkurt’undan ve Sosyalist Enternasyonalizmin etkisiyle Türk’ün varolma davasından uzakta kalmanın getirdiği saflık ve cahillik, bazı Kıbrıslı Türkleri öteden beri provokasyonlara açık hale getirmiştir. .

Utanmadan hem solcu olup hem de “bizi Amerikalılar eğitti” diyebilmenin açıklaması budur. Dün İngilizler eğitiyordu, bugün de Amerikalılar…

Hay Bir Çift Hamburger Köftesi”

CTP’nin seçim kampanyasında en çok ilgimi çeken paylaşım, “duble menü” Burger King hamburgeri paylaşan bir delikanlıydı. 
Şık bir hamburger menüsünü Tayfun’un altına koymuş “İşte bu!..” diyordu.

Kıbrıstürklerinin Erhürman’la ne kazanacağını kendi aklına göre “bir çift hamburger köftesiyle” yorumlamıştı. 

Ersin Tatar’ın resminin altındaki köfte hem tekti hem de ekmeğinin susamı yoktu. 

Bu karşılaştırma, belki hikayesi olan bir misillemeydi, ama en doğrusu gençleri bu kadar aç bırakmamaktı.

CTP’nin zaferini ilk kutlayan Kıbrıslırumlar’ın AKEL Partisi oldu. 1926 yılında Kıbrıs Komünist Partisi olarak kurulan AKEL, “ tel örgülerden, yabancı ordulardan ve vesayetlerden kurtulmuş, özgür, bağımsız, yeniden birleşmiş ve barışçıl bir Kıbrıs için, tüm evlatlarının ortak vatanı olan bir Kıbrıs için Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin ortak mücadelesine devam mesajı göndermektedir.” “Taksim siyaseti kaybetti, barış ve federasyon kazandı” (Yenidüzen Gazetesi)

Bir Uygur atasözü “Köyün itleri birbirine küs olsalar da kurdu görünce birleşirler" der.

Uyanık Akdeniz tüccarının kendisini gazeteci zanneden bizim keçi çobanına 
Kıbrıslıtürk” kelimesini nasıl karakterini ezerek kimliğini yok ederek birebir yazdırdığını görmek için stratejik filoloji uzmanı olmak gerekmiyor.

Bunun, sansarın avını yuvasından çıkarmak için yaptığını görmek için stratejik akıla filan da gerek yok. İki kelime Uluslararası İlişkiler okumuş herkes bu linguistik kumpası açıkça anlayabilecek akıl seviyesine sahiptir.

“Kıbrıslıtürk” ve Avrupalı Hayranları

Benzer şekilde Avrupa’nın Liberalleri ve Finans Kapitalcileri de sonuçtan memnun görünüyordu:

The Guardian: “AB yanlısı Kıbrıslı Türk adayın ezici zaferi barış umutlarını artırdı”

Financial Times: "Yeniden birleşme yanlısı aday Kuzey Kıbrıs seçimlerini kazandı"

Politico Europe, "Kıbrıslı Türkler kritik politika değişikliğiyle ılımlı bir lider seçti… Seçimlerin sonucu bölünmüş adanın yeniden birleşmesi yönünde umutları canlandırabilecek eşi benzeri görülmemiş bir zafer"

Associated Press "Kıbrıslı Türkler yeni bir lider seçerek Kıbrıs'taki etnik ayrışmayı iyileştirmek için müzakerelerin yeniden başlaması umutlarını yeniden canlandırdı"
Times of Israel, "Kıbrıslı Türk ılımlı, büyük bir politika değişikliğiyle seçimi kazandı"

Euractiv "Kıbrıs Türk seçmenleri Erdoğan destekli eski lideri reddetti".  Kaynak: “Dünya Bizi Konuşuyor” (Yenidüzen Gazetesi)

Gelelim Türk’ün sesine..

Türkiye’den Kıbrıs seçimlerinin sonuçlarına ilk siyasi tepki MHP Lideri Devlet Bahçeli’den geldi. 
Ajanslara 18.00 civarında düşen “katılımın %48 civarında olduğu” haberinin de etkisiyle Devlet Bey, Seçmenin yarısının %62’siyle yani halk iradesinin % 30’uyla KKTC’nin kaderine yön verilemeyeceğini düşünmüş olmalı ki haklı olarak 50 yıldır kanayan ve artık kangren olan bu millî yaraya neşteri derinden vurdu:

“KKTC'de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır…”
“KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalıdır.“

Katılım oranı sonradan % 64,87 olarak güncellendi, Erhürman yüzde 62,76, bağımsız aday Ersin Tatar ise yüzde 35,81 oy almıştı.

Erhürman, toplam seçmenin Yüzde 40’ının oyunu almıştı. 40’la 30’un arasında da 50’nin arasında da 10 puan vardı. Üstelik bizim tarihte puanlama yaparak toprak almak veya vermek gibi bir geleneğimiz de yoktu. 

Mete’den beri, kanla alınmış toprakların müzakeresi olmazdı.

Devlet Bey’in yaptığı acil çıkışın kimsenin bu referandum niteliği olmayan 62’ye bakarak nitelikli dolandırıcılık planları yapmasının önüne geçme hamlesi olduğu biz bu satırları yazarken ajanslara düşmeye başladı, Rum kesiminden “birleşme” manyelleri Yunanistan’dan kutlama mesajları geliyor.

Milli Davalarda Milli Tavır Sertliği Değerlidir

Devlet Bey’in ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti sözcüleri, Annan Planı CTP’lisi M. Ali Talat’a nazaran Ankara’ya stratejik olarak daha yakın duran Tayfun Erhürman’ı tebrik mesajları yayınladılar.

Ancak bu zoraki kutlamanın, Devlet Bey’in tepkisi kadar samimi olmadığı seçim kampanyasına Tatar lehine katılan Ak Partili vekil sayısına bakıldığı zaman açıkça anlaşılacaktır.

Belki de seçimin Ersin Tatar’ın bu kadar aleyhine sonuçlanmasında, hakemin adaletsizliği gibi görünen bu asimetrik müdahale etkili olmuştur.

Belki de Kıbrıs, Ak Parti’nin kendi kodlarına dönerek ve AB vesayetine girerek askeri vesayetten kurtulmak için 2002’den 2012’ye kadar yürüttüğü Kopenhag Kriterli açılım sürecine kaldığı yerden devam etmek için diplomatik koç başı olarak kullanılacaktır.

ABD’yi zaten cebine koymuş olan İsrail’in Yunanistan’la yakınlaşma ve AB üyesi Güney Kıbrıs’ı yanına alma hamleleri karşısında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yeni bir oyun kurması, akıldan uzak tutulabilecek bir ihtimal değil.

Bu oyunda Tayfun Erhürman’a nasıl bir rol düşeceği ise TC Dışişleri Bakanlığı’nda yazılan senaryoya göre belli olacak.

Bize göre Devlet Bahçeli’nin resmî kutlamayı beklemeden yaptığı açıklama, Türkiye’nin “iç sesi” olarak çoktan senaryoya girdi bile.

 

Senaryoya bizim de bir katkımız olsun derseniz, biz her zaman, 1963’teki “Kanlı Noel”de EOKA-B’nin kana buladığı o banyo küvetinin başındayız.

Orada cansız yatan bir anneyle hamburgeri hiç tanımamış üç yavrusu var ve biz insani rolümüzün milli ezberini dilimizden hiç düşürmüyoruz:

“Ya Taksim.. Ya Ölüm!”
Şükrü Alnıaçık 
20 Ekim 2025

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR