Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, Diyanet çalışanlarının sessiz çığlığını dile getirerek zorunlu abonelik baskısı yapılmasını eleştirdi.

Hilmi Şanlı yaptığı açıklamada “Bugün bazı personelimiz, “istersen abone ol” çağrısından çok uzak, “abone olmak zorundasın” baskısının altında ezilmektedir. Bir yayını istemeyen çalışanın adeta hedef gösterilmesi, dışlanması, küçük görülmesi, çalışma barışını zedeler, kurumsal aidiyeti kırar” dedi.

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, şunları kaydetti:

"Yılın son günleri yaklaşırken Diyanet çalışanlarının her yıl yeniden yüzleştiği bir rahatsızlık, bir iç sıkıntı, bir sessiz çığlık yine yükseliyor. Sorun yıllardır aynı adı taşıyor ve etkisi her geçen yıl daha da ağırlaşıyor: Zorunlu dergi ve kitap abonelikleri.

Elbette ki kitap da dergi de gelişmenin, kültürün ve bilginin taşıyıcısıdır.
Ve Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak altını özellikle çiziyoruz. Sendikamız dergiye de kitaba da asla karşı değildir. Bizim karşı olduğumuz, çalışanlarımızın iradesi dışında zorla abone yapılmasıdır.

Bir yayını isteyerek almak insanın ufkunu açar, ruhunu besler. Fakat baskıyla attırılan her imza okuma kültürünü zayıflatır, çalışanların huzurunu gölgeler, bilgiye olan saygıyı yaralar.

Bugün bazı personelimiz, “istersen abone ol” çağrısından çok uzak, “abone olmak zorundasın” baskısının altında ezilmektedir. Bir yayını istemeyen çalışanın adeta hedef gösterilmesi, dışlanması, küçük görülmesi, çalışma barışını zedeler, kurumsal aidiyeti kırar.

Ve burada güçlü bir hatırlatma yapmak zorundayız. Personelin izni veya imzası olmadan maaşından kesinti yapan hiçbir idareci bu yetkiyi hukuktan almaz.

Bu tür keyfi uygulamaların karşısında Türk Diyanet Vakıf-Sen duracak, çalışanın alın terine uzanan her yanlış müdahaleyi karşısında bulacaktır. Haksız kesinti yapan herkes, sendikamızın hukuki gücünü ve kararlı duruşunu karşısında görecektir.

Zorla yapılan abonelikler, ne okuma kültürünü besler ne eğitim hizmetlerini güçlendirir ne de çalışanlar arasında adalet duygusunu geliştirir. Aksine huzuru bozar, motivasyonu kırar, güveni aşındırır.

Türk Diyanet Vakıf-Sen’in duruşu açıktır.
Biz özgür iradenin yanındayız.
Biz çalışan onurunun yanındayız.
Biz gönüllü tercihin, bilinçli okumanın ve adaletin savunucusuyuz.

Yeni bir yılın eşiğindeyiz.
Diyanet çalışanlarının huzuruna gölge düşüren bu baskıcı abonelik dayatmalarından vazgeçilmesi, çalışma iklimine nefes aldıracak; kurumsal barışı güçlendirecektir.

Unutulmamalıdır. Baskı kurumları büyütmez, adalet büyütür. Zorunluluk sadakati artırmaz, özgürlük artırır. Huzurun olmadığı yerde hiçbir başarı kalıcı olmaz.

Türk Diyanet Vakıf-Sen, çalışanlarımızın iradesine uzanan her müdahaleyi karşısında bulunduracak, emeği, onuru ve hakkı savunmaya devam edecektir.
Saygılarımla…"