Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

“Türkiye, bütün olumsuzluklara karşın, bir istikrar adası olma vasfını muhafaza ediyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

“Türkiye, bütün olumsuzluklara karşın, bir istikrar adası olma vasfını muhafaza ediyor
1.12.2025 22:36:00 0

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “2025'in geride bıraktığımız 11 ayını şöyle bir gözden geçirdiğimizde liyakatli, tecrübeli, donanımlı ve çalışkan kadroların yönetiminde ülkemizin başarılı bir şekilde zorlukların üstesinden geldiğini müşahede ediyoruz. Türkiye etrafındaki bütün olumsuzluklara karşın bir istikrar adası, bir huzur ve güvenlik adası olma vasfını hamdolsun muhafaza ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Dış politikadan sanayiye, ekonomiden güvenliğe birçok konuyu mütalaa ettiğimiz bir Kabine Toplantımızı daha tamamlamış bulunuyoruz. Kabinemizde aldığımız kararların ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını canı gönülden arzu ediyorum.

Buradan hangi siyasi görüşten, hangi etnik kökenden olursa olsun Türkiye için çalışan, Türkiye için dertlenen, kalbi Türkiye için atan herkese, tüm vatandaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum.

 

Toplantımızın detaylarına geçmeden evvel bir hususun altını çizmek istiyorum.

Aziz milletim, değerli arkadaşlar; küresel sistemdeki çatırdamaların olumsuz etkilerini en fazla hissettiğimiz kırılgan bir dönemden geçiyoruz. Yakın çevremize baktığımızda, savaşların, çatışmaların, gerilimlerin, siyasi ve ekonomik dalgalanmaların hiç eksik olmadığı görülüyor. Türkiye’nin içinde yer aldığı bölge, şairin akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader anlamını bulan sürecin tam ortasındayız. Daha önceki konuşmalarımda yaklaşan küresel bir kasırgandan bahsetmiş, bunun farklı kıtalarda taşları yerinden oynatacağına dikkat çekmiştim. Türkiye’nin bu kasırgayı suhuletle yönetecek imkân ve kabiliyetlere haiz olduğunu da dile getirmiştim.

“YATIRIMLAR TÜRK EKONOMİSİNE MİLYARLARCA LİRALIK KATMA DEĞER SAĞLIYOR”

2025’in geride bıraktığımız 11 ayını şöyle bir gözden geçirdiğimizde, liyakatli, tecrübeli, donanımlı ve çalışkan kadroların yönetiminde ülkemizin başarılı bir şekilde zorlukların üstesinden geldiğini müşahede ediyoruz. Türkiye, etrafındaki bütün olumsuzluklara karşın bir istikrar adası, bir huzur ve güvenlik adası olma vasfını hamdolsun muhafaza ediyor. Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen, son 23 yılda ülkemize her alanda kazandırdığımız güçlü altyapının değerini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Bilhassa finansman imkânlarının bol olduğu dönemlerde yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirdiğimiz Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, İzmir Otoyolu ve Çanakkale Köprüsü gibi pek çok projemizin stratejik önemi bugün ortaya çıkıyor. Diğerleriyle birlikte zamanında 50-51 milyar dolarlık bir bütçeyle hizmete aldığımız projeleri bugün inşa etmeye kalksak, ihtiyaç duyulan rakam dikkatinizi çekiyorum 90 milyar dolara yaklaşıyor.  Bakın bu tutar sadece yapım maliyetidir. Biz bu eserleri yıllardır kullanıyoruz, milletimiz bunlardan yıllardır istifade ediyor. Bu yatırımlar Türk ekonomisine milyarlarca liralık katma değer sağlıyor. Sadece ulaştırmada değil, savunma sanayinden sağlığa birçok alanda benzer bir tablo söz konusu. İşte en son koronavirüs salgını döneminde şehir hastanelerimizin nasıl hayat kurtardığını hep beraber gördük. İnsansız savaş uçağımız Kızılelma dünya havacılık tarihinde bir ilke hafta sonu imza attı. Yani her alanda bu dinamizmi, bu atılımı yaşıyoruz.

Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim: Şayet biz siyaseti yapılan her işe kulp takmak olarak gören müzmin muhaliflere itibar etseydik, bu muhteşem eserlerin hiçbirini ülkemize kazandıramazdık. Ne Avrasya tünelini, ne Zigana Geçidini, ne de bugün dünyanın en iyi havalimanları arasında gösterilen İstanbul Havalimanını yapabilirdik. Ama biz bu vizyonsuzlar korosuna hiçbir zaman kulak asmadık, onların ülkemiz için kurduğumuz hayallerimizle aramıza girmelerine müsaade etmedik, eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye’yi tarihinin en büyük yatırımlarıyla buluşturduk. 238 milyar dolar olan millî gelirimizi yıllık bazda 1,5 trilyon dolara çıkardık. 2028 için hedefimiz, 1,9 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bugün TÜİK tarafından yüzde 3,7 olarak açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamları doğru yolda olduğumuzu göstermiştir. Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme trendini 21 çeyreğe taşımıştır. Büyüme rakamlarının ülkemiz ekonomisi için hayırlı olmasını diliyorum.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİYLE EKONOMİK ŞAHLANIŞIMIZIN, HUZURUMUZUN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELLERDEN BİRİNİ ORTADAN KALDIRMANIN SAMİMİ ÇABASI İÇERİSİNDEYİZ”

Değerli basın mensupları, çok değerli vatandaşlarım; sadece ekonomi ve yatırımlarda değil, temel hak ve özgürlüklerde de çok büyük ilerlemeler kaydettik. Reform hamlelerimizle on yıllardır millî iradenin tepesinde Demokles’in kılıcı misali sallanan vesayete son verdik. Milletimize zaten anasının ak sütü gibi helal olan haklarını teslim etmenin yanı sıra, demokrasimizin standartlarını yükselttik. Gezi olayları ve 15 Temmuz ihaneti gibi bağımsızlığımıza yönelik kökü dışarı girişimleri milletimizle birlikte bozguna uğrattık. Terörün her çeşidiyle mücadelede tarihî nitelikte başarılar elde ettik. Şimdi bu mücadeleyi taçlandırmak amacıyla hassas bir süreç yönetiyoruz. Terörsüz Türkiye süreciyle ekonomik şahlanışımızın, huzurumuzun ve kardeşliğimizin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmanın samimi çabası içerisindeyiz.

Şunu herkesin, özellikle kan ve kaos tüccarlarının bilmesini isterim: Biz ihtirasları boylarını aşanların aksine, kökleri çok eskiye uzanan kadim bir devlet geleneğine sahibiz. Merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada tam bin yıldır istiklaline halel getirmeden özgürce yaşayan nadir milletlerden biriyiz. Aynı şekilde biz, ayağına çelme takılınca, yoluna engel konulunca, yolu kesilince girdiği yoldan dönecek bir millet de değiliz. Hele hele, tehditler karşısında ürkecek, korkacak, çekinecek, tehdit diline boyun eğecek bir millet, böyle bir devlet, böyle bir ülke hiç değiliz. Türkiye, hedeflerine er ya da geç, öyle veya böyle, ama mutlaka ulaşacaktır. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur.

Tekrar altını çizerek söylüyorum, Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle ve bölgemizdeki diğer dost ve kardeş topluluklarla kalplerimiz tam bin yıldır beraber atıyor. İnşallah gelecekte de birlikte atmaya devam edecek. İster Sünni, ister Şii olsun, ister Kürt, ister Arap, ister Türkmen olsun, Allah korusun, yarın birimizin başı dara düştüğünde başkalarının değil yine birbirimizin kapısını çalacağız, yine birbirimize sığınacağız. Ev sahibi olduğumuz bu coğrafyada daha nice asırlar boyunca kardeşçe, kader birliği hâlinde yan yana yaşayacağız. Bu hakikati ne dönemsel hesaplar değiştirebilir, ne de bölgemize dışarıdan monte edilenlerin pervasızlıkları gölgeleyebilir. Coğrafyamız artık kana, çatışmaya, teröre, komşunun komşuyu kırdığı kör şiddete doymuştur. Biz meselelere işte bu pencereden bakıyoruz. Türkiye olarak 86 milyon vatandaşımız için ne istiyorsak sınırlarımızın ötesindeki tüm kardeşlerimiz için de aynı iyilikleri murat ediyoruz. Bizi birbirimize düşürerek hepimize kaybettirmek isteyen kaos ve katliam şebekelerine karşı kardeşlikle hep beraber kazanmayı savunuyoruz. Bu coğrafyada geleceğine güvenle bakmak isteyen herkes için de başka bir yol, başka bir çare, başka bir yöntem yoktur ve olamaz. Umuyor ve inanıyorum ki, terörsüz Türkiye süreciyle bölgemizde tesis edeceğimiz kardeşlik kuşağı bütün kirli hesapları altüst edecek, asırlık oyunları bozacak, yeni bir dönemin kapılarını açacaktır. Tahriklere kapılmadan, provokasyonlara aldanmadan, öfkenin diline teslim olmadan bu kuşağın kuvveden fiile çıkması için samimiyetle çalışacağız. Hiç kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın. 86 milyon omuz omuza, gönül gönle verecek, birlikte çalışacak ve 21. yüzyılı Türkiye yüzyılı hâline inşallah hep birlikte getireceğiz.

“DEMOGRAFİK YAPIMIZIN İYİLEŞTİRİLMESİ VE GELECEK KUŞAKLARIN ZENGİN BİR AİLE MİRASINI DEVRALMASI İÇİN KARARLI BİR ŞEKİLDE ÇALIŞIYORUZ”

Değerli basın mensupları; işte bu ufukla, işte bu sorumluluk bilinciyle son kabine toplantımızdan beri hem içeride, hem de dışarıda yoğun bir mesai içinde olduk. 18 Kasım'da Hak-İş Konfederasyonumuzun 50. Kuruluş Yıl dönümü Programında emekçi kardeşlerimizle bir araya geldik. Hak-İş ailesinin 50. yaşını bir kez daha kutluyor, sendikal hayatımıza yaptıkları katkılar için kendilerine teşekkürlerimi iletiyorum.

20 Kasım'da Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizde Aile ve Kültür Sanat Sempozyumunun kapanış oturumuna katıldık. Bu önemli sempozyumda kentleşme, dijital kültür, aile içi iletişim ve nüfus politikaları gibi kritik pek çok konu ele alındı. Millî değerlerimizin odak noktası olan ailenin güçlendirilmesi, demografik yapımızın iyileştirilmesi ve gelecek kuşakların zengin bir aile mirasını devralması için kararlı bir şekilde çalışıyoruz.

24 Kasım Öğretmenler Günü'nde dünyanın en kutsal vazifelerinden birini icra eden öğretmenlerimizle ve yarınlarımızın teminatı öğrencilerimizle Külliyemizle bir araya geldik. Aynı programda kuraları çekilen 15 bin yeni öğretmen adayımızın atama heyecanını paylaştık. Yeni atanan öğretmenlerimizi tekrar tebrik ediyor, ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında Maarif davamıza omuz veren öğretmenlerimize teşekkür ediyorum.

Aynı gün Güney Kore Cumhurbaşkanı külliyemizde misafirimizdi. Sayın Cumhurbaşkanı ile Türkiye-Güney Kore arasındaki geniş iş birliği imkânlarını değerlendirdik. TOGG’dan sonra Hyundai şirketi de İzmit'teki fabrikasında yüzde 100 elektrikli araç üretmeye başlayacak. Şimdiden hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Güney Kore ile savunma sanayi alanında ortak projeler geliştirmeye devam ediyoruz. Nükleer güç santraline yönelik görüşmelerimiz de sürüyor. Kore Elektrik Şirketi ve Türkiye Nükleer Enerji Anonim Şirketi arasında imzalanan mutabakat zaptıyla süreci bir adım daha ileriye taşımış olduk.

25 Kasım'da ise Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle düzenlenen programa iştirak ettik. 2026-2030 dönemini kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planımızı da program vesilesiyle kamuoyumuzla paylaştık. 5 hedef, 15 strateji ve 130 faaliyetten oluşan yeni eylem planımızın kadınlar için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

26 Kasım'da külliyemizde tertiplenen 2025 TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri törenine katıldık. Ödül sahiplerimizi bir kez daha canı gönülden tebrik ediyorum.

“86 MİLYON OLARAK BİZ BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ DEMEYİ HER DAİM SÜRDÜRECEĞİZ”

Aziz milletim, kıymetli basın mensupları; 27 Kasım'da Katolik dünyasının ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo'yu ve heyetini Ankara'da ağırladık. Görüşmelerimizde aile kurumuna yönelik tehditler başta olmak üzere ortak gündemimizdeki meseleleri ele aldık. Birleşmiş Milletler çatısı altında toplam 160 üyeye ulaşan Medeniyetler İttifakı girişiminin ehemmiyetine bir kez daha değindik. Batı’da son dönem de tırmanışa geçen İslam düşmanlığı da gündemimizin üst sıralarındaydı. Gazze’de İsrail’in camileri, okulları, hastane ve kiliseleri de hedef alan insanlık dışı saldırılarına dikkat çektik. Gerek müteveffa Papa Fransuva’nın, gerekse Papa 14. Leo’nun Filistin meselesindeki ilkeli duruşunu takdirle karşıladığımızı dile getirdik. Bizim de katkımızla tesis edilen ateşkesin muhafazası insani yardımların bölgeye ulaştırılması ve Kudüs-ü Şerif’teki tarihî statükonun korunması hususunda taşıdığımız hassasiyeti kendilerine aktardık. Şurası bir gerçek ki: Millet olarak, ülke olarak farklı kimlik ve inançlar barış içinde yaşatma noktasında eşsiz bir tecrübeye sahibiz. Bizi diğer ülkelerden farklı kılan en önemli özelliklerimizden biri de budur. Bilhassa içinde bulunduğumuz dönemde bu vasfımızın, bu tecrübemizin çok değerli olduğuna inanıyorum. Farklı inançtan vatandaşlığımız ülkemizin beşeri zenginliğini oluşturuyor. Bu topraklarda yaşayan tek bir insanımızın dahi ötekileştirilmesine, dışlanmasına, ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz, edemeyiz. İnşallah bundan sonra da özgüvenli bir şekilde inanç ve kültür değerlerimiz ışığında üzerimize ne düşüyorsa yapmaya devam edeceğiz. 86 milyon olarak biz birlikte Türkiye'yiz, hep birlikte Türkiye'yiz demeyi her daim sürdüreceğiz.

28 Kasım'da İstanbul Atatürk Havalimanı'nda jandarma, emniyet ve sahil güvenlik teşkilatımıza kazandırdığımız 9200 yeni aracın hizmete alım törenindeydik. Yeni araçlarımızın hayırlı, uğurlu olmasını diliyor, milletimizin huzur ve esenliği için canları pahasına görev yapan güvenlik birimlerimizin tüm mensuplarına Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum.

Burada şunu da ifade etmek durumundayım: Ana Muhalefet ve yandaşları uzun bir süredir FETÖ'cülerin yurt dışında fonladığı paravan kuruluşların sözde raporları üzerinden suç ve suçluyla mücadelemize gölge düşürmeye çalışıyor. Yapıcı eleştirilerle bu mücadeleye destek olmak yerine maalesef asılsız iddialarla emniyet mensuplarımızın fedakârlıklarını, emeklerini, hepsinden öte elde ettikleri başarıları görmezden geliyorlar. Bunun gece-gündüz demeden kimi zaman canlarını ortaya koyarak görevlerini yapan kolluk kuvvetlerimize haksızlık olduğunu bir defa burada açıkça söylemek mecburiyetindeyim.

Uluslararası kuruluşların raporlarına göre dolandırıcılık, hırsızlık, cinsel saldırı, kasten yaralama, uyuşturucu ticareti gibi bu tür suçlarla mücadelede muhalefetin bize devamlı örnek gösterdiği Avrupa ülkelerinden biz çok iyi seviyedeyiz. Elbette gönlümüz tek bir müessif olayın dahi yaşanmamasından yanadır. Tek bir insanımızın dahi mağdur olmasını istemeyiz. Ama Hükûmetimizin suç ve suçlularla mücadelesini eleştirirken, insaf sınırlarının aşılmamasını, kolluk kuvvetlerimizin olağanüstü çabalarına saygı gösterilmesini haklı olarak herkesten bekliyoruz. Bu vesileyle bir kez daha vatanımız uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, kahraman gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum.

29 Kasım'da bu sene 4’üncüsü tertiplenen İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde ilim yayma ailemizin heyecanına ortak olduk. Üç ayrı dalda ödüllerini tevcih ettiğimiz bilim insanlarımızı tekrar yürekten tebrik ediyorum. Kendi alanında ülkemizin en prestijli ödülleri arasında yer alan ilim yayma ödüllerine uluslararası boyut kazandırılmasını önemli görüyorum. Neredeyse 25 yıldır büyük bir özveriyle milletimize hizmet eden ilim yayma ailesinin tüm mensuplarına teşekkür ediyor, çalışmalarında Rabbimden üstün başarılar diliyorum.

Bu sene Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ev sahipliğinde düzenlenen G-20 Zirvesiyle ilgili değerlendirmemi partimizin grup toplantısında yapacağım. Bu vesileyle ayrıca Türkiye'nin son 23 yılda Afrika kıtasıyla ilişkilerinde nereden nereye geldiğinin kısa bir icmalini de çıkaracağız.

Değerli arkadaşlar; bugünkü Kabine Toplantımızda Avrupa Birliği ile ilişkilerde son dönemde yaşanan gelişmeler dâhil dış politikadaki güncel meseleleri ele aldık. Birliğe tam üyelik, önümüze çıkan engellere rağmen stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Karadeniz'deki seyrüsefer güvenliğini açıkça tehdit eder boyuta geldiği görülüyor. Cuma günü münhasır ekonomik bölgemizde ticaret gemilerinin hedef alınması endişe verici bir tırmanmayı işaret ediyor. Bilhassa kendi münhasır bölgemizde seyir, can ve çevre emniyetini tehdit eden bu saldırıları hiçbir şekilde mazur göremeyiz. Bu tarz durumlarla ilgili tüm taraflara gerekli uyarılarda bulunuyoruz. Savaşı bitirmeye dönük, son haftalarda yaşanan hareketliliği de yakından takip ediyor, gerekli katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz.

Kabinemizin bir diğer gündemi sanayide dönüşümdü. İktidarlarımız döneminde sanayimizi güçlendirmek, üretimi büyütmek, katma değeri arttırmak daima önceliğimiz oldu. Organize sanayi bölgelerinin sayısını 191'den 371'e yükselttik, 52 endüstri bölgesi kurduk. Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 48 bin hektardan, 155 bin hektara çıkardık. Teknolojik dönüşümü hızlandırmak için proje bazlı devlet destekleri HİT-30 ve stratejik yatırım teşvikleriyle çok sayıda yatırımın önünü açtık. Bu programlarda bugüne dek desteklediğimiz 3,6 trilyon lira tutarında 308 yatırım ile 120 bin kişilik istihdam sağladık. Şimdi ülkemizin önündeki yeni fırsatları değerlendirerek sanayileşmeye hız kazandıracağız.

Sanayi alanları master planı ile planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 350 bin hektara ulaştıracağız. Anadolu'da 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız. Hem mevcut organize sanayi bölgelerimiz hem de yeni mega endüstriyel bölgelerin demir yolu bağlantıları ile limanlara erişimini sağlayacağız.

Geçtiğimiz yıl emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde KOBİ’lerimize yönelik istihdamı koruma programı başlatmıştık. İstihdamını koruyan KOBİ'lerimize, çalışan başına aylık 2500 lira destek verdiğimiz bu programla 15 bin KOBİ'de 416 bin istihdamı koruduk. 22 bin ilave istihdam oluşturduk. Bu programı 2026'da aylık destek tutarını 3 bin 500 liraya yükselterek ve büyük ölçekli firmaları da dâhil ederek sürdüreceğiz. 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak emekçimizin ve sanayicimizin yanında olacağız. Emek yoğun sektörlerimizdeki işletmelerin batıdaki büyük şehirlerden Anadolu illerimize taşınmasını teşvik ediyoruz. 24 ilimizde kurulacak tesislerde Sosyal Güvenlik Kurumu primlerini 14 yıla kadar Hükûmet olarak biz karşılıyoruz. Hiç sektörümüzü ihmal etmeden, hiçbir şehrimizi ve bölgemizi geride bırakmadan topyekûn yeni bir kalkınma seferberliğine çıkıyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum.

Bu düşüncelerle Kabine Toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla."

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR