Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

"Türkiye terörle mücadelede kritik dönemeçten geçiyor!"

MHP Kahramanmaraş Milletvekili Doç.Dr. Zuhal Karakoç, Türkiye'nin, bulunduğu konum ve tarihi misyonu itibarıyla jeopolitik tehditlerin, ekonomik operasyonların, sosyal ve siyasal gerginliklerin olumsuz sonuçlarına maruz kaldığını

SİYASET 11.12.2025 23:10:00 0

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş Milletvekili Doç.Dr. Zuhal Karakoç, Türkiye'nin, bulunduğu konum ve tarihi misyonu itibarıyla jeopolitik tehditlerin, ekonomik operasyonların, sosyal ve siyasal gerginliklerin olumsuz sonuçlarına maruz kaldığını söyledi.

"Terörsüz Türkiye" hedefi ile Türkiye'nin terörle mücadelede kritik dönemeçten geçtiğine dikkati çeken Doç.Dr. Karakoç, "Bu süreçte bölgesel istikrara katkı sağlayan somut sonuçlar ortaya çıkmış, terörden arındırılmış bir Türkiye iradesi, milletimizin kararlı duruşu ile Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın stratejik hedeflerinin temel unsuru haline gelmiştir." dedi.

TBMM Genel Kurulunda Milli Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin görüşmeleri üzerinde söz alan MHP Milletvekili Doç.Dr. Karakoç, MSB personelinin çalışma şartları ile mali ve sosyal haklarının güçlendirilmesinin devletin asli görevi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Şehit yetimlerimizin tamamı ile gazilerimize ilave istihdam hakkının verilmesi, terörle mücadelede yaralanmalarına rağmen gazi sayılmayanların mağduriyetlerinin giderilmesi de önceliğimizdir. 

Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin de bizim de defaatle dile getirdiğimiz üzere askeri hastaneler yeniden açılmalıdır. NATO ülkeleri içerisinde en yüksek askeri güce sahip olup askeri hastanesi olmayan tek ülke Türkiye'dir. Askeri tıp geleneğinin ve harp cerrahisinin titizlikle tatbik edildiği askeri hastanelerin yeniden ordumuzun hizmetine sunulması, milli bir güvenlik meselesidir."

MHP Milletvekili Doç.Dr. Zuhal Karakoç'un TBMM Genel Kurulu’nda MHP Grubu adına 2026 yılı Milli Savunma Bakanlığı Bütçesi üzerine yapmış olduğu konuşma şöyle:

 

Türkiye, “Başkent Ankara” vizyonuyla, Orta Doğu’da, Kafkasya’da, Orta Asya’da, Afrika’da, Balkanlar’da istikrarı gözeten; Adalar Denizi ve Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan bilinciyle bölgedeki egemenlik haklarını etkin, caydırıcı ve saygın ordusundan aldığı kuvvetle diplomatik düzlemde koruyan dev bir güçtür.

Karabağ’da yaklaşık yarım asırlık hasreti bitiren, Gazze’deki vahşete, hukuksuzluğa, katliama ses olan, Kıbrıs’ta iki devletli çözüm için gayret gösteren, Somali’de, Rusya’da, Ukrayna’da arabuluculuk yürütebilen kudret, Türkiye’dir.

Terör, uzun yıllardır Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu en kritik güvenlik sorunu olmuştur.

Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin banisi olduğu ve Cumhur İttifakı desteğiyle hayat bulan Terörsüz Türkiye süreci itibarıyla Türkiye, terörle mücadelede kritik bir dönemeçten geçmektedir.

Terörden arındırılmış bir Türkiye iradesi, milli savunmanın güçlü, tüm tehditlere karşı teyakkuzda ve caydırıcı bir yapıda tutulmasını zorunlu kılmaktadır.

Milli İHA’lar, SİHA’lar, TİHA’lar, gemiler, zırhlı araçlar ve silahlar, Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin isim babası olduğu milli savaş uçağımız KAAN ve Kızılelma üretilmiş, Altay tankı TSK envanterine girmiştir.

Savunma ve havacılık ihracatımız 2024 yılında %30 artarak 7,2 milyar dolara yükselmiş; 2025’in ilk dokuz ayında 6 milyar doları aşmıştır.

Yerli ve milli savunma sanayi üretimi oranımız %82 seviyesine tırmanmış; İHA, SİHA, elektronik harp, füze sistemleri, zırhlı platformlar ve radar teknolojileri gibi yüksek etki alanlarında dünya ligine çıkılmıştır.

Türkiye’nin dijital egemenliğini tahkim etmek, veriyi stratejik bir milli kıymet olarak muhafaza etmek ve siber tehditlere karşı mukavemet kapasitesini artırmak, güçlü bir siber güvenlik politikası oluşturmak, veri güvenliği altyapısının korunması ve milli siber kapasitenin güçlendirilmesi elzemdir.

Savunma sanayisinde kaydedilen ilerleme; dışa bağımlılığın azaltılmasına, yerli-milli üretim altyapısının güçlenmesine, ihracat kapasitesinin artmasına ve müttefik ülkelerle savunma iş birliğinin güçlenmesine imkan ve ivme kazandırmaktadır.

Savunma sanayisinin yükselişine paralel olarak, hava, kara ve deniz sistemlerinde yerlilik oranlarının artması; insansız sistemler, hava platformları ve çeşitli savunma teknolojilerinde ihracat kapasitesinin genişlemesi dikkat çekmektedir.

Bu gelişmeler hem millî güvenliğimizin tahkim edilmesine hem de dost ve müttefik ülkelerle savunma iş birliğinin güçlenmesine hizmet etmektedir.

Savunma sanayisinde sağlanan teknolojik birikimin yalnızca TSK envanterini değil; ekonomi, sanayi, enerji, ulaştırma ve kritik altyapı alanlarını da destekleyen bir çarpan etkisi oluşturduğu değerlendirilmektedir.

Bakanlığımızın koluna kuvvet olan, Mehmetçiklerimizin, astsubaylarımızın, subaylarımızın, uzmanlarımızın, sivil memurlarımızın, şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlıkları karşısında; çalışma şartları ile mali ve sosyal haklarının güçlendirilmesi devletimizin asli görevidir.

Şehit yetimlerimizin tamamı ile gazilerimize ilave istihdam hakkı verilmesi; terörle mücadelede yaralanmalarına rağmen gazi sayılmayanların mağduriyetlerinin giderilmesi önceliğimizdir.

Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin de bizim de defaatle dile getirdiğimiz üzere askeri hastaneler yeniden açılmalıdır.

Plan ve Bütçe Komisyonu 2026 yılı bütçesinde Millî Savunma Bakanlığımız bünyesinde görev yapan memurlarımızın, emekli astsubay ve binbaşılarımızın, astsubaylarımızın, uzman çavuşlarımızın talep ve beklentilerini dile getirmiştik. Personelimizin ve askerimizin sonuna kadar yanında ve taleplerinin takipçisi olduğumuzu ve Bakanlığımızın bu konuda gerekli önlemleri alıp iyileştirmeleri hayata geçireceğinden şüphe duymadığımızı belirtmek isterim."

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR