Milliyetçi Hareket Partisi 27.Dönem Bursa Milletvekili Dr.Mustafa Hidayet Vahapoğlu sözde araştırma raporlarının piyasada kol gezdiğini bildirdi. Dr. Vahapoğlu “Ustaca ve acımasızca temel değerlerimize saldırıldığı; Cumhuriyetin ve sosyal yapımızın, milli birlik ve beraberliğimizin ana dayanaklarının insafsızca aşındırılmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz” dedi.
Risk ve tehditlerin yoğun şekilde yaşandığı şu dönemde Türkiye'nin kontrol edemeyeceği riskli alanlardan uzak tutulması gerektiğine dikkat çeken MHP 27.Dönem Bursa Milletvekili Dr.Mustafa Hidayet Vahapoğlu, şunları söyledi:
"Kimilerine makul ve mantıklı gelebilecek şekildeki sunum ve anlatımlarla tarihi gerçekleri gizleyen, geçmişi bugünün pembe gözlükleri ile yorumlayan sözde araştırma raporları piyasada kol geziyor.
Bunlara dayalı yazı ve yorumların kitaplaştırıldığı, bu dezenformasyon ürünlerinin yazılı ve görsel medyada yer aldığı; ustaca ve acımasızca temel değerlerimize saldırıldığı; Cumhuriyetin ve sosyal yapımızın, milli birlik ve beraberliğimizin ana dayanaklarının insafsızca aşındırılmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz.
Ve vatanımızdan toprak talebiyle yola çıkmış bir terör örgütünün müttefikimiz devletler eliyle “devletleştirilmeye” çalışıldığı bir süreç yaşanıyor. Aynı örgüt Başkent Ankara’da en stratejik konumdaki bir tesise saldırabiliyor.
Kuzeyimizde ve Güneyimizde yaşanan sıcak gelişmeleri, ülkemize yönelik planın bir ayağı olan düzensiz göçü ve diğer olumsuzlukları şimdilik bir yana koyuyorum.
Terörün en önemli beslenme kaynağı-gıdası ona moral veren gelişmeler ile hasmının yapacağı stratejik ve taktik hatalardır.
Küresel ve bölgesel dengesizliklerin, risk ve tehditlerin yoğun şekilde yaşandığı şu dönemde Türkiye kontrol edemeyeceği riskli alanlardan uzak durmalıdır/tutulmalıdır.
Unutulmamalıdır ki niyet ve strateji ne olursa olsun eğer kapı aralanırsa beklenmeyen ya da hiç tahmin edilemeyen, ancak çanak tutulan sonuçlar, yorumlar ve bu yorumların somutlaşmış halleri ile bulanık su balıkçılarının ustaca kurguladıkları oyunlarla karşılaşmak kaçınılmaz olur.
Ne yazık ki o gibi durumların üstesinden gelindiği de pek görülmemiştir..
Üstelik Türkiye bu konularda yetişmiş nitelikli insangücüne sahip olmadığı gibi ortalıkta uzmanım diye gezinenlerin, gündemdeki konularda derleme kitap-makalesi olanların, TV’lerde ahkam kesenlerin çoğunluğu ya etnik sorunlu ya da Türkiye’ye kumpas kuranların yanlı yayınlarından beslenen internet araştırmacısı ve el akıllı, kulaktan dolma bilgi satıcılardır.
Bunlarla yola çıkılacaksa “klavuzu karga olanın” misali olumsuz sonuçlarla karşılaşılması acı ama kaçınılmaz olacaktır."