Haber Editörü

Ramazan DURMUŞ / GELDE YAZMA

ramazandurmus44@gmail.com

Zafer Gülseven: "Emperyalizmin oyununu dün bozduğumuz gibi bugün de bozmakta kararlıyız"

Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi Zafer Gülseven Ajyurt'ta konuştu

Zafer Gülseven:
SİYASET 25.10.2025 22:03:00 0

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Av. Dr.Müh. H. Zafer Gülseven "Biz Türkler ve bu coğrafyada yaşayanlar olarak 1000 yıldır; yöneldiğimiz kıbleden hareketle hemdert olduk. Haçlı akınlarına birlikte göğüs gerdik. Sevr’i birlikte yırtıp attık. Emperyalizmin oyununu dün bozduğumuz gibi bugün de
bozmakta kararlıyız" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüm kadrolarının ve bütün gönüldaşlarının Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin işaret ettiği Terörsüz Türkiye hedefine odaklandığını ifade eden Av. Dr.Müh. H. Zafer Gülseven “Hedef belli, karar nettir. Türkiye terör prangasından kurtulacaktır” diye konuştu.

MHP Akyurt İlçe Teşkilatının düzenlediği “Hayırlı Günler Komşum” programinda konuşma yapan Av. Dr.Müh. H. Zafer Gülseven, dinimizde ve kültürümüzde komşuyla iyi geçinmenin adeta dini bir gereklilik, komşuna sahip çıkmanın derdiyle dertlenmenin derdine deva olmanın Müslüman ve dahi Türk olmanın bir gerekliliği olduğunu ifade etti.

MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Av. Dr.Müh. H. Zafer Gülseven konuşmasında şunları söyledi:

 

 

"Sözlerime iki cihan güneşi, Fahrikainat efendimizin bir hadisi şerifiyle başlamak
isterim: “Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.”
Evet, alemlerin yaratılış sebebi böyle buyuruyor. Yani komşunun hakkı
neredeyse bizim hakkımızdır.
Eskiler ne güzel söylemiş: “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”
Evet, bizim dinimizde, kültürümüzde kısacası medeniyet tasavvurumuzda
komşuyla iyi geçinmek adeta dini bir gerekliliktir. Komşuna sahip çıkmak,
derdiyle dertlenmek, derdine deva olmak Müslüman ve dahi Türk olmanın bir gerekliliğidir. 

Bu bakımdan burada yapacağım konuşma; şehrimize ticarette,
siyasette ve sivil toplum alanında hayat veren sizin gibi kıymetli isimlere, değerli komşularıma bir Türkiye fotoğrafı çekme umudu taşımaktadır.

Değerli Dostlar,
Bugün burada sadece bir konuşma yapmak için değil, bir hakikati hatırlatmak, bir sesi yükseltmek, bir rüyayı paylaşmak için bulunuyoruz. Çünkü bu kürsüler, sadece kelimelerin değil, şehitlerin, gazilerin, anaların, çocukların ve bir milletin bin yıllık duasının yankılandığı kürsülerdir.

Biz bu topraklarda sadece yaşamadık. Biz bu topraklarda ağladık, güldük, direndik, düştük, kalktık. Biz bu topraklarda kardeş olduk. Ve biz bu topraklarda bir şey daha olduk: Biz millet olduk, millet!
Ama millet olmak, sadece nüfus sayımıyla, sadece sınır çizgileriyle, sadece pasaportla ölçülemez.
Millet olmak, aynı acıya ağlamak, aynı sevdaya yanmak, aynı bayrağa bakarken aynı duayı etmek demektir. Millet olmak, aynı kaderi paylaşmak, aynı geleceği kurmak demektir.
Şüphesiz ki bir geleceğin hayalini kurmak için hemdert olmak, kavli karar etmek şarttır. Biz Türkler ve bu coğrafyada yaşayanlar olarak 1000 yıldır; yöneldiğimiz kıbleden hareketle hemdert olduk. Haçlı akınlarına birlikte göğüs gerdik. Sevr’i birlikte yırtıp attık. Emperyalizmin oyununu dün bozduğumuz gibi bugün de
bozmakta kararlıyız.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüm kadroları, bütün gönüldaşları Bilge Lider’in işaret ettiği Terörsüz Türkiye hedefine odaklanmıştır. Hedef belli, karar nettir. Türkiye terör prangasından kurtulacaktır.
İşte bu yüzden “Terörsüz Türkiye” diyorsak, bu sadece bir güvenlik politikasıbdeğildir. Bu bir medeniyet iddiasıdır. Bu bir vicdan restorasyonudur. Bu bir
gelecek tasavvurudur. Ve bu tasavvur, sadece Anadolu’nun değil, gönül coğrafyamızın tamamını kapsar. Bu tasavvurun sınırları, haritalarla değil, kardeşlikle çizilir. Bu tasavvurun sesi, diplomasiyle değil, milletin vicdanıyla duyulur: “Benim aklım hep Türkiye’dir!”

 

 

Değerli Arkadaşlar,
“Benim aklım hep Türkiye’dir.” cümlesi okumasını bilene manifesto, anlayabilen bir hikmettir. Bu bir umde, kaide ve dahi pusuladır. Bilge Liderimizin bu çıkışıyla birlikte emperyalistlerin senaryoları ellerinde patlamış, emperyal hayalleri suya düşerken, karanlık kalpleri bir kere daha durma noktasına gelmiş.
Aklı hep Türkiye olan Liderimiz; iç cepheyi güçlendirmek adına el uzatırken; 1000 yıllık kardeşliğin hak ve hukukunu gözetmiş, et ve tırnak olan Kürt ile Türk’ün arasına çekilen terör perdesini yırtıp atmıştır.
Hamd olsun; Terörsüz Türkiye hedefi, Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bir devlet projesine dönerken emekler boşa çıkmamış, PKK silahlarını yakarak kendisini fesh etmiştir. Sırada örgütün Suriye’deki uzantıları vardır. Gayrimeşru
hiçbir yapı bu bölgede silah sahibi olamayacaktır.

Terör; mutlaka hayatımızdan sökülüp atılacak büyük Türkiye’nin önündeki bu engel asırlık birliğin ve sonsuz kardeşliğin nuru karşısında eriyip gidecektir.
Milletimizin sahiplendiği, kamu vicdanının yüreklendirdiği Terörsüz Türkiye projesi bir devlet projesi bir millet pratiğidir. Bu hedeften geriye dönüş söz konusu değildir.
Terörsüz Türkiye; arz-ı mevud (yani İsrail oğullarının dediği vaad edilmiş
topraklar) hayallerine çekilen demir bir perdedir. Soykırımcı İsrail’in Gazze’de katliamlar yaptığı terör yapılanmasına karşı bu cepheden alınmış en büyük tedbir ve önlemin ta kendisidir.
Terörsüz Türkiye; Suriye’nin ve Irak’ın bütünlüğü, istikrarı ve güveni demektir.
Terörsüz Türkiye; yükselene süper güç Türkiye’nin birlikte istikbale yürüdüğü KKTC’ye ve Türk Dünyası’na sunduğu gelecek projeksiyonudur.
Terörsüz Türkiye; tüm federasyon yanlılarına, tüm iş birlikçilere rağmen Kıbrıs Türklüğünü korumak, gerekirse Kıbrıs’ı 82 ile kodlandırmak demektir.
Terörsüz Türkiye; Mavi Vatan’da oyunları bozan, tüm sahillerimizde ve sularımızda muktedir bir ülke inşa etmek demektir.
Terörsüz Türkiye; Kafkaslar’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Asya’ya kadar uzanan gönül coğrafyasında oyun kurucu Türkiye’yi imar ve inşa etmek demektir.
Terörsüz Türkiye; maddi kaynakların terörle mücadeleye değil yatırıma
aktarılmasıdır. İştir, istihdamdır, yatırımdır.
Muhalefetin elinde üstünde tepindiği bir fitneyi ortadan kaldırmaktır.
Bu bakımdan Terörsüz Türkiye; güçlü yarınlardır!

 

 

Değerli Arkadaşlar,
Şu konunun altını da özellikle çizmek isterim: Terörsüz Türkiye hedefine giderken terör örgütüyle bir pazarlık söz konusu değildir. Bir alışveriş olmamıştır ve olmayacaktır. Bir şart, dayatma, sürecin doğasına aykırıdır.
Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili görüşlere kapalıyız. Vatandaşlığın tanımı açıktır ve kapsayıcıdır, aksi tüm teklifler bizim nazarımızda yok hükmündedir.

Bir Şehit yakını olarak diyorum ki;
Şehitlerimizin ruhlarını incitecek ve gazilerimizin gönüllerine toz konduracak hiçbir iş ve eylemin gerçekleşmesi mümkün değildir!
Tüm mesele 1000 yıllık kardeşliği yaşatmak ve emperyalistlerin oyununu hep birlikte bozmaktır.
Şair ne güzel söylemiş: “Ey Canımın Toprağı Sevincimin Kumaşı Onlar ülke, sen vatansın!”
Biz bu haritayı cetvelle değil, şehit kanıyla çizdik. Biz bu haritayı müzakere masasında değil, milletin vicdanında çizdik.
Bugün “Terörsüz Türkiye” diyorsak, bu sadece iç güvenlik değil, dış barışın da teminatıdır. Bu sadece sınırlarımızın değil, gönül coğrafyamızın da huzurudur.
Ve bu huzur, sadece silahla değil, sözle, sohbetle, ziyaretle, duayla inşa edilir.
O yüzden “Hayırlı Günler Komşum” diyoruz. O yüzden “Derdiniz Derdimizdir” diyoruz. Çünkü biz siyaset yapmıyoruz, biz milletle konuşuyoruz. Biz propaganda yapmıyoruz, biz dert dinliyoruz, dertleşiyoruz…
Bu ziyaretler, sadece bir program değil, bir vicdan seferberliğidir. Bu sohbetler, sadece bir etkinlik değil, bir milletleşme ritüelidir.
Ve bu ritüelin içinde Kıbrıs vardır. Gazze vardır. Kerkük vardır. Hakkâri vardır. Edirne vardır. Çünkü biz, birlikte rahmet vardır diyen bir medeniyetin çocuklarıyız.
Çünkü biz, bu milletin vicdanıyız.
Çünkü biz, bu çağın iradesiyiz! Çünkü Biz Ülküyücüz.
Çünkü biz, Milliyetçi Hareket Partisiyiz

Değerli Arkadaşlar,
Terör, sadece bir güvenlik sorunu değildir. Terör, bir milletin hafızasına saplanan hançerdir. Terör, çocukların rüyasına sızan karanlıktır. Terör, anaların gözyaşında boğulan bir çağrıdır. Ve biz bu çağrıyı duyduk. Biz bu hançeri tanıdık.
Biz bu karanlığı yırtmaya yemin ettik.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu mücadeleyi sadece silahla değil, fikirle, iradeyle, milletle verdik. Çünkü biz biliyoruz ki terörle mücadele, sadece dağda
değil, sokakta, okulda, kürsüde, kalpte verilir.
Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde yürütülen “Terörsüz Türkiye” hamlesi, sadece bir güvenlik politikası değil, bir devlet aklı manifestosudur. Bu hamle, sadece teröristleri değil, terörü besleyen zihniyeti hedef alır. Bu hamle, sadece sınırları değil, zihinleri temizler.
Devlet Bahçeli’nin duruşu, bir strateji değil, bir vicdanın sesidir. Onun sözleri, sadece siyasi değil, tarihîdir. Çünkü o, milletin hafızasında yankılanan bir cümleyi tekrar tekrar kurar: “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür.” 

Bu cümle, terörün etnik tuzaklarını bozan bir devlet aklıdır. Bu cümle, kardeşliği hamasetten çıkarıp hukuka taşıyan bir millet iradesidir.
Bugün terörle mücadelede geldiğimiz nokta, sadece bir başarı değil, bir bedel ödemişliğin onurudur. Şehitlerimizin kanıyla yazılmış bu destan, sadece
geçmişe değil, geleceğe de bir çağrıdır.
Ve bu çağrının içinde Kıbrıs vardır. Bu çağrının içinde Gazze vardır. Bu çağrının içinde Kerkük vardır. Çünkü biz, sadece Türkiye’yi değil, Türk’ün olduğu her yeri korumakla mükellefiz.
Devlet Bahçeli’nin “KKTC isterse 82. il olsun” çıkışı, bu çağrının en net, en cesur, en ironik cümlesidir. Bu cümle, haritaları değil, kalpleri çizer. Bu cümle, diplomasi değil, milletleşme teklifidir. Bende bir KKTC vatandaşı olarak diyorum ki
Atalarımızın kanla suladığı toprakları asla ve asla bir federasyon hayali ile
Rumlara peşkeş çekmeyeceğiz.
Terörsüz Türkiye, sadece bir proje değil, bir medeniyet restorasyonudur. Bu
restorasyonun mimarı, milletin iradesi; mühendisi, devletin aklıdır. Ve bu akıl, bugün Sayın Bahçeli’nin liderliğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle, bir
devlet politikası hâline gelmiştir.
Türkiye, kırk yılı aşkın bir süredir terörle boğuşurken, şehitlerin sessizliği ve gazilerin direnciyle örülü bir toplumsal hafıza inşa etti. Emperyalizmin kaynattığı kazan, kardeşliği hedef aldı; sosyal doku çatladı, umutlar sarsıldı. Terör, yalnızca cana değil, zamana da kastetti. Modernleşme yolculuğunda yarım asırlık bir gecikme bıraktı geride.
Ancak Türkiye, bu karanlığa karşı refleksini olağanüstü bir hızla gösterdi. PKK ve FETÖ gibi örgütlere karşı yürütülen mücadele, teknolojik ilerleme, siyasi irade ve milletin varlık bilinciyle birleşince caydırıcı bir güce dönüştü. Terörizme “pes”
dedirten bu süreç, Türkiye’nin diz çökmeyeceğini, milletin varoluş azminin kırılmayacağını dünyaya ilan etti.
Şimdi sahnede yeni bir perde: Terörsüz Türkiye. MHP, tarihî sorumluluğunun gereği olarak bu atmosferin inşasına öncülük ediyor. Uzlaşmacı ve barışçı politikalarla, değişen dünya dengelerine uygun yeni paradigmalar hayata geçiriliyor. “Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik” temasıyla 81 ili kapsayan buluşmalar, bu yeni iklimin ilk nefesleri olarak yankılanıyor.

Değerli Dostlar,
Terörsüz Türkiye idealine halkın gösterdiği yoğun ilgi, MHP’yi yeni bir toplumsal seferberliğe yönlendirmiştir. “Hayırlı Günler Komşum” ziyaretleri ve
“Derdiniz Derdimizdir” sohbetleriyle, milletin her kesimiyle doğrudan temas kurulacak; evlerden esnafa, köylerden sivil toplum kuruluşlarına kadar geniş bir yelpazede dertler dinlenecek, çözüm yolları konuşulacaktır.
Bu etkinlikler, sadece terörle mücadeleyi değil, aynı zamanda bölgesel barıştan KKTC’nin statüsüne, ekonomik kaynakların verimli kullanımından Türkiye’nin
stratejik çıkarlarına kadar uzanan bir devlet felsefesinin halkla paylaşımıdır.
MHP, bu süreci halkın vicdanına yerleştirmek ve Terörsüz Türkiye’yi soyut bir ülküden somut bir gerçekliğe dönüştürmek için sahadadır.
MHP, yalnızca güvenlik değil, ekonomik ve sosyolojik dönüşüm alanlarında da aktif sorumluluk üstlenmektedir. Hayat pahalılığı ve gelir eşitsizliği karşısında
bordroluların alım gücünün artırılması gerektiği vurgulanırken, teknolojik gelişmelerin tetiklediği toplumsal çözülmeye karşı Türk aile yapısının korunması elzem görülmektedir. Bu çerçevede sosyal projeler ve yasa teklifleriyle destek
verilecektir. Öte yandan, muhalefetin yapıcı siyaseti terk ederek karamsarlık ve kutuplaşma üzerinden yürüttüğü yıpratma politikaları, Türkiye’nin sosyal
barışına ket vuran bir anlayış olarak eleştirilmekte; MHP, halkın dertleriyle hemdert olmayı siyasetinin temel taşı olarak görmeye devam etmektedir.
Biz bu politikayı sadece savunmuyoruz, yaşıyoruz. Biz bu mücadeleyi sadece anlatmıyoruz, taşıyoruz. Çünkü biz, Milliyetçi Hareket Partisiyiz. Çünkü biz, bu
milletin yükünü omuzlayan, bu çağın karanlığını yaran, bu toprağın duasını taşıyan bir hareketiz.
Siz değerli komşularıma bir kere daha teşekkür ediyor, derdiniz derdimizdir, derdinizin devası için hep birlikteyiz diyorum. Hayırlı Günler komşum! Allah’a
emanet ol komşum! Sözlerimi Genel Başkanım Dr. Devlet BAHÇAELİ beyin şu müstesna duası ile sonlandırıyorum.
“Hak Teala;
Karlı dağlarımızı yıkmasın.
Kardeşliğimizi ve birliğimizi bozmasın.
Milletimizi korusun, devletimizi güçlü kılsın.
Ülkücünün alnını açık, talihini güzel etsin.
İmandan ayırmasın, derlesin, toplasın, Bağışlasın.
Allah’a emanet olun!"

24.10.2025
Selam ve Saygılarımla

Haberi Sesli Oku

YAZARLAR