“-Onların her biri göz nuru, gönül surumuzdur. Öğrencinin yeri okuldur, sınıftır, kütüphanedir, aile sıcaklığıdır, laboratuvardır, çağın gereği olan kavram, kuram ve bilgilerle donanmaktır.”
MHP Genel Başkanı
Devlet BAHÇELİ
***** *****
Bizde bir eğitimci olarak “yılların tecrübesi" ile deriz ki:
-Türkiye’de genç ve coşkulu nüfusun artık nitelikli, iyi eğitimli, donanımlı, cesaretli ve özgüveninin yüksek oluşu…
-En büyük moral kaynaklarımızın başında geliyor.
Gün geçtikçe bilimde ve teknolojide hızla ilerleyen ülkücü genç arkadaşlarımızın yeni yeni hünerlerini duyuyor ve gururlanıyorum.
Milli otomobilimiz TOGG’un mühendislik ve tasarım aşamasından tutun, savunma sanayisindeki gelişmelere kadar bütün projelerde adeta bir yıldız gibi parlayan Türk Gençliği, tıpkı atalarımız ve şanlı ecdadı gibi hepimizin göğsünü ve yüreğini kabartıyor.

Türk evladının kanındaki asli cevherden almış olduğu bu inanç ve azimle ‘Yeni Ufuklara Doğru’ hızlı bir şekilde bu çağa Türk mührünü vuracağına inancım sonsuz.
Şairin de dediği gibi ‘ASIMIN NESLİ’ dün Çanakkale’de, Dumlupınar’da nasıl ki üzerine düşeni hakkıyla yaptıysa, bugün de bu çağın ‘Türk Çağı’ olması için elinden gelen ne varsa yapacağına inanıyorum.
Türk Gençliğin bu çalışmaları ve projeleri hayata geçirmesiyle birlikte bilimde, teknolojide, sporda, kültür ve sanattaki başarılarını gölgelemek isteyen kişileri de unutmamak ve milli şuuru her daim uyanık tutmakta bizlerin görevi diye düşünüyorum.
Gençliğimizin teknoloji ve diğer branşlarda eğitimlerini eksiksiz tamamlaması, gençlerimizin öncelikli hakkı ve asli görevidir.
Fakat dün olduğu gibi bugün de bu gençlerin yollarına pusu kuran, yolu dinamitlemeye çalışan CHP destekli halk tv ve benzeri ekranlarda ki bazı at hırsızı kişilerin olduğunu görüyorum.
Yine ve özellikle sosyal medya aracılığıyla birtakım yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan münafıkça dezenformasyonlar yaparak, Türk gençliğini bir çukura, bir umutsuzluğa çekmek istiyorlar.
Muhalefet partileri ve yandaş/fondaş medya gençlerimizi X, Y, Z gibi kuşaklara ayırarak gençliği “çantada keklik” olarak kendi çıkarları doğrultusunda etkilemek, yönlendirmek ya da kontrol ederek manipüle etmeye çalışıyorlar.
Yani demem o ki; gençlerimizin dikkatini dağıtarak, onların eğitimlerine ve gelecekteki başarılı yürüyüşlerine engel olmaya çalışıyorlar.
Ancak unuttukları bir husus var ki, Türk gençliğinin milli şuuru hiç olmadığı kadar diri ve ayaktadır.
-15 Temmuz’da sokağa inen uçağa levye atan,
-Tankın egzozuna çaput tıkayıp yürütmeyen,
-Milyonlarca Kahraman Türk genci var ayağınızı denk alın buna göre akıllı olun…
-Bozgunculuk yapmak isteyenler Türk gençliğinin bu şuurlu duruşuna çarpıp, duracaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün;
“UMUDUM GENÇLİKTEDİR” sözü asla yere düşmeyecektir.
Deriz ki…Türk gençliğinde her türlü zorluğu yenecek güç, bükülmez bilek ve Kızılelma’ya varmak için olan inancına, amentüye iman etmiş kadar inanıyorum.
Çünkü…Türk gençliği bizim
has bahçemiz, parlak yüzümüz, muazzam hazinemizdir….
Gençlik hür istikbalimizin mimarı, mihmandarı, mirasçısı,mihrabıdır.
Türk Gençliğinin en aktif taşkilatı olan Ülkü Ocakları:
-Mazinin iftihar edilecek övüncünü atiye taşıyan,
-Kutlu bir kervanı menzile ulaştırmaya ant içmiş vatansever evlatlarının,
-İlk göz ağrısı, ilk sevdası, ilk mekanıdır.
Her zaman devletin bekasını, milletin birliğini hep esas almış bir gençlik teşkilatı olmuştur.
Bu amaçla milli değerleri benimsemiş bir gençlik yetiştirmeyi hep ön planda tutmuştur. Bunda da başarılı olunmuştur.
Türk gençliği milli ve manevi değerlerle teçhiz edilirse/donatılırsa anasının ve babasının hayır duasıyla yoluna devam ederse hiçbir kötülük semtine dahi uğrayamayacaktır.
Gözümüze nasıl bakıyorsak onlara da öyle bakmalıyız.
Sağlam bir kafaya, imanlı bir kalbe, çalışan ve çalışkan bir kola sahip bir gençliğin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluğun olmadığı, olmayacağı inancındayız.
Bilinsin ki, teminatımız ve tesellimiz Türk gençliğidir…Tarihin hiçbir döneminde esir bir vicdan ile kutlu emanetlerin taşındığı görülmemiştir.
Bu sebeple gençliğimizi esir etmek için kuyruğa giren; bölücü ve dünya vatandaşları ateistlere katiyen izin vermeyeceğiz.
Türk Evladı bizim Hasan Can’ımızdır…Birlikte düşünmek, beraber hissetmek ve hemhâl olmak özelliğine sahibiz.
-Mısır Seferine çıkacakları gün kayıkla Üsküdar’a geçerken Yavuz Sultan Selim Han nedimi-yakın arkadaşı Hasan Can’a takılarak;
“Hasan Can...Kahvaltı yaptın mı..?” Hasan Can “Beli (evet) Sultanım..” cevabını verir.
“-Yumurta seversin değil mi.?”
diyen Sultan’a Hasan Can;
“-BELİ SULTANIM” der.
Aradan 2 yıl 8 ay geçer…Yollar, yıllar, savaşlar ve zaferlerden sonra nihayet Mısır Seferinden dönerken İstanbul’da yine sandalla bu kez Sarayburnu’na dönerken Sultan Selim aniden Hasan Can’a döner;
“-Nasıl bre..?” diye sorunca cevap
ışık hızıyla;
“-RAFADAN SULTANIM..”
Bu da verdiğimiz seminerlerde,
Sultan Selim ile Hasan Can’ın;
“-Birlikte düşünmek, beraber hissetmek ve hemhâl olmak” özelliğinin en belirgin örneklerinden biri olarak anlatırdık…
YARIN CUMA…
Cumanın hayrı, bereketi, mutluluğu ülkemizin, milletimizin, bütün Türk-İslam Âleminin, üzerine olsun inşallah.
Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER
17 Nisan 2025
Taş Medreseli
Tarih Öğretmeni
Ali KUZENCİK