Mehmet Ayhan GÜNAYDIN


1071 Malazgirt

1071 Malazgirt


Ordusunun başında hem erendi hem aslan
Kefen giydi üstüne, serdengeçti Alp Arslan!

25 Ağustos 1071 günü güneş inmek üzeredir...

Sultan Alp Arslan Malazgirt ovasında hâkim bir tepeden ordu komutanları ile aşağıdaki devasa Bizans Ordusuna bakmaktadır...

Yanında yalın kılıç, ok yay ve en uzağa atılabilecek silah olarak mızrak taşıyan 40.000 süvari, karşısında mancınık dâhil devrin en güçlü silahları ile donanmış 250.000 kişilik dev bir ordu durmaktadır.

Güneş çekilir yeryüzünden ve karanlık çöker ovaya…

Aşağıda yakılan ateşler yayılır tüm ovaya, karşıdaki ordunun büyüklüğü daha da dehşetli çıkar ortaya…

Otağına çekilir ve komutanlarını çağırır yanına Alp Arslan...

 

Sav Tekin, Afşin Bey, Ersegun, Gevheraym,  Tarnakoğlu ve diğerleri el pençe divan dururlar karşısında…

Hepsi de gözünü daldan budaktan esirgemeyen, vücudunda ok girmemiş, kılıç kesmemiş yer kalmamış gaziliği çoklukla tatmış, şehadet için can atan Alp Erenler…

Düşüncelerini sorar birer birer…

Alp Erenlerin hepsi;

Sultanım "Canımız fedadır, din uğruna devlet yoluna" ama aşağıda tam teçhizatlı ve sayıca beş kat güçlü düşman ordusu var.
Allah muhafaza kaybetmemiz halinde devlet yıkılacak, geri çekilelim ve güçlerimizi dengeleyip öyle tutuşalım savaşa derler…

Hepsini dinler teker teker…

Denilecekler dendikten sonra hepsi çekilir huzurdan.

Yalnız kalır Alp Arslan

Seccadesini serer ve Yatsı namazını kılar…

Vitri de kıldıktan sonra bağdaş kurup tefekküre dalar sabaha dek seccadesinden kalkmadan.

Sabaha yakın içi geçmiş, bir rüyaya dalmıştır.

Çocukken yaşadığı bir olayı görür aynıyle…

Çocukluğundadır ve hocası Sarı Hafız, Hocanın eşi Koca Nine ile birlikte gece yolculuğundadır.

Bir Obadan diğerine gitmektedirler…

Sarı Hafız Alp Arslan'ı ileride üstleneceği sorumluluğunun bilinci ile yetiştirmeye çalışmaktadır…

Peygamber efendimizin hayatından örnekler vermekte, Hz Ebubekir'in sadakatini, Hz Ömer'in, adaletini ve cevvaliyetini, Hz Osman'ın hilmini ve ilmini, Hz Ali'nin yiğitliğini anlatıp örnekleyerek kendisine anlatmakta, ileride devletin sorumluluğunu aldığında kimleri örnek alarak hareket etmesi gerektiğini söylemektedir…

Sayıca çok azken çok büyük işler başaran bu kutlu insanlar bu mübarek dini bize ulaştırmışlar hiçbir zordan yılmamışlardır.

Hem sayının ne önemi vardır, asıl olan iman ve ortaya konulan yürektir…

Niyet halis olunca ve er kişi karar alınca Allah'ın yardımı da gelecektir…

Bedir'i anlatır Sarı Hafız.

O gün Efendimizin yanında iman etmiş 300 Müslüman
Karşılarında 3000 imansız adam durmaktadır.

Müslümanlar savaş için karar aldıklarında Allah'ın melekleri ile yardımını gönderdiğini söyleyen Sarı Hafız Kur'an'dan Bedir Savaşını anlatan ayetleri okur Alp Arslan'a...

-İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı onlardan korkun." Dediklerin de, bu onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter O ne güzel vekildir". (3:13)

-Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır. Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu. Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır. (3:173)

Hocası Sarı Hafız ayetleri okurken bir yandan

Dışarıda müezzin sabah ezanını okumaktadır…

Silkinip kalkar Alp Arslan, abdestini tazeler hemen
Sabah namazını eda eder...

Namazını bitirdikten sonra alnını tekrar koyar secdeye
Ve der ki Rabbine:

"Ya Rabbi! Sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihat ediyorum. Ya Rabbi! Niyetim halistir. Bana yardım et; sözlerimde hilaf  varsa beni kahret.”

Kararını vermiştir…

Bembeyaz kefen giyer üstüne giyerken Sarı Hafız göçtükten sonra, yerini alan Küpeli Hafızın benzer sözlerini ve son olarak,
İmamı ve Fâkihi Ebû Nasr Muhammed'in;

"-Sen Allah'ın zafere ulaştıracağını ve diğer dinlere üstün kılacağını vaad ettiği bir din uğrunda savaşıyorsun. Umarım Allah-u Teâlâ bu fethi sana nasip edecektir. Cuma günü zeval vaktinden sonra hatiplerin minberde olduğu ve mücahitler için Allah'a duada bulundukları ve duaların kabul edildiği saatte düşmana hücum et!"

Sözünü düşünür bir taraftan.

Otağdan dışarı çıkar Alp Arslan

Üzerinde zırh yerine bembeyaz bir giysi vardır...

Zırhsız görünce ordu komutanları, Başbuğlarını
Çekilme emrini vereceklerini zannederler…

Fakat o toplar ordusunu

Eline er silahı olan gürzü alır

"-Burada Allah-ü Teâlâ'dan başka bir sultan yoktur. Emir ve kader O'nun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte cihat etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz.”

"-Askerlerim Şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Benden sonra oğlum Melikşah’ı tahta çıkarın ve ona bağlı kalın. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir." Der.

Her sözüyle büyümekte, devleşmektedir Alp Arslan

Sultanlarını kefen giyip şehitliği kabullenmiş haliyle gören Selçuklu Ordusunda her nefer ağlaşıp helalleşerek
sadakat nidaları ile bağlılıklarını haykırır Başbuğlarına…

Aylardan Ağustos, Günlerden Cumadır

Cuma namazından sonra hücuma kalkılacağını söyler Alp Arslan

Vakit girince

Namazı kıldırır ordusuna

Ve der ki hutbede

"-Bizler bidat bilmeyen Müslümanlarız,  gayretimiz Allah içindir ve Allah bizimledir"

Atının kuyruğunu elleri ile bağlar Alp Arslan...

Biner üzerine, kaldırır kılıcını ve gürler

Öyle bir gürler ki yer ve gök inler

"Ya Allah Bismillah, Allah-u Ekber"

En önde kefen giyip serden geçmiş sultanları

Ardında ona yetişmeye çalışan, Selçuklunun kahramanları

Bir çığ gibi akarlar tepeden aşağı

Ve gün daha bulmadan akşamı

Dikilir Malazgirt'te Türk ve İslam Sancağı...

Mehmet Ayhan Günaydın

O ani şöyle anlatır ve kaydeder tarihe altın harflerle üstad 
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu

Malazgirt Marşı

Aylardan Ağustos, günlerden Cuma,
Gün doğmadan evvel iklim-i Rum’a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler…
Ya Allah... Bismillah..  Allah-ü Ekber!..

Önde yalın kılıç Türkmen başbuğu,
Ardında Oğuz'un elli bin tuğu.
Andırır Altay'dan kopan bir çığı,
Budur, Peygamberin övdüğü Türkler…
Ya Allah... Bismillah.. Allah-ü Ekber!..

Türk, ulu Tanrının soylu gözdesi,
Malazgirt, Bizans'ın Türk'e secdesi,
Bu ses, insanlığa Hakk'ın müjdesi...
Bu seste birleşir bütün yürekler
Ya Allah... Bismillah.. Allah-ü Ekber...

Nağramızdır bugün gök gürültüsü,
Kanımızdır bugün yerin örtüsü…
Gazi atlarının nal parıltısı 
Kılıçlarımızdır çakan şimşekler
Ya Allah... Bismillah.. Allah-ü Ekber!..

Yiğitler kan döker, bayrak solmaya,
Anadolu başlar, vatan olmaya.. 
Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya…
En güzel marşını vurmada mehter;
Ya Allah... Bismillah.. Allah-ü Ekber..

YAZARLAR