Ertuğrul SUBAŞI / AHVAL

Tarih: 12.09.2024 09:35

12 Eylül

Facebook Twitter Linked-in

Gelişmekte olan ülkelerde planlanan ve maalesef gerçekleştirilen alçaklıkların başında ; darbe gelir. Bulunduğu ülkeyi bir asır evveline götürecek küresel planların başını tutan ve gerileme yönünde de, ne acıdır ki ilerleme kaydeden bir eylem hareketidir. Sosyolojik ve Politik açıdan tutun, iktisadi politikalara kadar yerle yeksan eden bir husustur.

Kutuplaşmayı artırıp, eksen kırılmaları ile kaosa selam çakıp; güya bozulan (kendi elleriyle bozdukları) yönetime el koyarak, yönetme arzusu..

12 Eylül 1980 darbesi Türkiye için karanlık bir sürecin yeni bir hamlesi idi. Üst üste denenen darbe girişimleri, üniversite olayları; 1968 yankıları, 1971 sıçramaları derken, kendi oluşturdukları düzeni, kendilerinin yeniden tesis etmeleri gereğini savunan bir mekanizma.
Güçlendirilen Emperyalist düzen, silahlandırılan Komünist gruplar, otomatik makineler karşısında çakı ile mücadele eden Anadolu’nun bağrı yanık, yalın ayak çocukları..

1968 üniversite olayları, gençliğin zihnine ve gönlüne düşen “Gayrı Milli”düşünceler ; Sol tayfanın darbe heves ve mücadelesi. Bir an evvel yönetimi ele geçirip idealleri ve ideolojilerini hayata geçirme mücadeleleri..

Daha önceki yazılarımda 12 Eylül 1980 karanlığını, uzun uzun ele almış Ülkücü Hareketin 12 Eylül yankısından bahsetmiştim. Ülkücü Hareketin yarası, şehitleri, gazileri hepsini teker teker ele almış idim. 12 Eylül’ün bütün cefa ve sıkıntısını Ülkücü Hareket çekmiştir. Tabiri caizse kabak Ülkücü Hareketin başına patlamış, zulmü ve işkenceyi Ülkücü hareket görmüştür. Dokuz  yiğidin idamı, fişlemeler, sürgün ve işkenceler ile seyreden durum. İftira ve kurgulanmış senaryoları Ülkücülerin üzerine yıkışları ve daha niceleri..

12 Eylül; Sağ-Sol çatışması değildir. Bu ifade, bu düzeni getirenlerin lağım ağızlarındaki hadsizliktir.

Yerleştirdikleri iş birlikçiler ile Milli ve Manevi her dinamiği yerle yeksan etmek isteyenlerin ifadesidir.

Hazırladıkları ortamla “Halka alkış” tutturacak kadar insanları bezdiren bir alçak girişimdir 12 Eylül. Öyle basitçe iki grup çatışması ifadesini Ülkücü Hareket olarak kabul görmek mümkün değildir. 12 Eylül bizim canlarımızı almış. 12 Eylül bizim yüreğimizi dağlamış bir kahpeliktir.

Eylül Ülkücülerin yarasıdır. Eylül Ülkücülerin derinlerdeki feryadıdır. Ama her şeye rağmen “Devlet ”şuur ve saygısını yitirmediği imtihanıdır. Eylül bir kıyım zamanıdır. Allah Vatan Millet yolunda ilerleyen Ülkücülere yapılan zulmün başlığıdır.

 

12 Eylül bir dönüm noktasıdır. Yüce Türk Milletini karanlıklar içine hapsetmek için, Türk evlatlarıyla bu imtihanı acı şekilde gösterdikleri dönüm noktasıdır. Bir liseli kavgası değildir 12 Eylül.. Sevdalı yiğitlerin Anadolu toprağına Kızıl çizmeler ile girilmesin diyerek i, verdikleri mücadeledir. Verdikleri mücadeleyi işkenceler ve sürgünler ile ödedikleri bir karmaşık noktadır. Bu yüzden tekraren beyanımız şudur ; 12 Eylül’ü basit bir siyasi çatışma olarak gösterip, bu basitlikte, kendi alçaklıklarını gizlemeye çalışanlar, Ülkücü Hareketin diyetini gizleyemez farklı bir şekilde kapatamaz!

Gaye ne idi? Düzensizlik oluşturup, kendi onursuz düzenlerini getirmek. Peki bunu neyle yaptılar. Marksist-Leninist güruhların her manada önlerini ve arkalarını doldurarak Ülkücü Hareket üzerine, kuduz köpek misali salarak. Devlet’in üniformasını giyen haydutların aleni şekilde “Kendilerini Tanrı” ilan ettikleri ahlaksız bir düzende yapılan hiç bir eylemi unutmayacağız! Kinimiz diridir!

Mustafa Pehlivanoğlu
Ali Bülent Orkan
Cevdet Karakaş
Cengiz Baktemur
İsmet Şahin
Halil Esendağ
Selçuk Duracık
Fikri Arıkan
Ahmet Kerse
Bu dokuz yiğit ağabeyimiz, Ülküdaşımız; bahsi geçen haydutların karşısında, Kanımız aksa da Zafer İslam’ındır! Diyen darağacında Ölümleri öldüren Ülkücü Şehitlerimizdir. Her birinin ayrı bir hikayesi vardır, lakin hepsinin tek bir destanı var ; İ’lay-ı Kelimetullah uğrunda, verdikleri canlarıdır.. Ruhları şad mekanları cennet olsun
Tanrı Türk’ü korusun ve Yüceltsin!
Ertuğrul SUBAŞI
12.09.24 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —