MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, TBMM’nin açıldığı 1 Ekim Salı Günü DEM sıralarına doğru yürümüş ve Grup Başkan vekiliyle birlikte hazır bulunan bazı milletvekillerinin elini sıkmak suretiyle yeni bir döneme geçildiğinin işaretini vermişti.
Sayın Devlet Bahçeli, bugün (22 Ekim) tarihli TBMM Grup Toplantısında ise çok daha ileri bir adım attı ve PKK kurucu lideri Abdullah Öcalan’ı inisiyatif alarak; terör örgütünü tek taraflı olarak silah bıraktırmaya, PKK'yı feshetmeye davet etti.
Eğer bu karara rızası varsa, gelip bunu TBMM’de DEM Grup Toplantısında yapmasına MHP'nin hayır demeyeceğini, terörü bitirmek için buna bile razı olacağını kararlı bir ses tonuyla duyurdu.
Elbette herkes ortaya konulan 22 malzemeli sebze yemeğindeki yegâne yağlı et olan “kelleye" odaklandı, ancak Devlet Bey benim tespit edebildiğim kadarıyla PKK’nın Yuğ aşına en az 22 şifalı ot katmıştı.
İşte onlar… Yani Yapılan hamlenin “Kürsüdeki Terörist” kısmı bir yana bu hamleden çıkabilecek milli bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, (kansere iyi gelen) sonuçlar…
1- Soğuk Savaş döneminin sonlarında (1974 Tuzluçayır Toplantısı, 1978 Fis Ovası Toplantısı, 1984 Eruh ve Şemdinli Baskınları ile) yoğun dış istihbarat desteği bularak etnik Kürt kimliğine giydirilen, 50 yıllık Marksist kızıl terörü bitirme fırsatı elde etti.
2- Bu çağrıda PKK’nın geleceğinde ne kadar Öcalan’ın ne kadar CIA, MOSSAD, BND gibi istihbarat örgütlerinin irade sahibi olduğunun ortaya çıkmasının yolunu açtı.
3- Öcalan’ın iddia edildiği gibi lider mi yoksa kukla mı olduğu, Kandil’de bağımsız hareket eden PKK yöneticilerinin Öcalan’ın baş aktörlüğünü ne kadar kabul edeceklerini ortaya çıkaracak bir el bombası bıraktı.
4- Öcalan, Bahçeli’nin çağrısını reddederse ayrı, kabul ederse ayrı liderlik sorunlarıyla boğuşmak zorunda kaldı.
5- Kürt etnik hareketinin Avrupa Birliği ve ABD’nin kontrolüne girmesindense Ankara merkezli bir potada Öcalan’ın emrinde doğrudan diyalog yoluyla sevk ve idare edilmesinin kapısını araladı.
6- Böylece öncelikle MHP’nin kandan gerilimden beslendiği iddiasını tamamen çürütmüş oldu.
7- MHP’nin temsil ettiği Türk Milliyetçiliğinin, ırkçı, şöven, faşist olduğu iddiasını ve buna bağlı argümanları bölücülerin elinden aldı.
8- İç barış için tarihi bir fırsat sundu ve olumsuz sonuçlanması halinde “Elimizi uzattık almadılar” deme imkanı buldu.
9- Böylece, bu çağrının makul bir karşılık bulmaması halinde kesin askeri çözüm sürecinin devamını meşrulaştırmış oldu.
10- 2025 Mart ayında Amerikan seçimleri öncesinde ve sonrasında İsrail’in ABD’nin elindeki PYD’yi daha fazla içselleştirmesi ihtimaline karşı bir blokaj uyguladı.
11- Ertelenen "Rojava" seçiminin ABD marifetiyle bir referanduma dönüşebilmesi ihtimaline karşı yapılabilecek en ileri hamleyi yaptı.
12- Yakın bir gelecekte Apo’cu örgüt elemanlarıyla CENTCOM’cu PYD’liler arasında zıtlaşma, çekişme ve çatışma çıkma ihtimalinin önünü açtı.
13- Uzun vadede örgüte çıkarılacak bir "sefer görevi"yle bölgede Afrin’in güneyinden Deyr-i Zor’a kadar, Atatürk’ün Nutuk’ta bahsettiği Misak-ı Milli sınırının "makul realizasyonun"un da yolunu açmış oldu.
14- İran İsrail karşısında sıkıştığı için Kürt meselesine bakış açısı değişmiştir. İran’ın Kürtler üzerinden kurabileceği yeni bir oyunun da engellenmesi için radikal adımlara ihtiyaç vardır.
15- Amerikan Board Missionary’den beri Ermeniler ,Wilson Prensipleri’nden itibaren de aynı zamanda Kürtler üzerinden oyun kuran ABD’ye karşı devrimci adımlara ihtiyaç vardır.
16- Kürtlerin, Türkiye’nin Filistin’e verdiği desteğe mütekabiliyet unsuru olarak İsrail tarafından kullanılma stratejisinin yolunun tıkanmasına ihtiyaç vardır.
17- AK parti içindeki MHP’den rahatsız olan Pelikancı veya etnik milliyetçi unsurların FETÖ’ye de yakınlaşarak Cumhur İttifakını içerden hançerlemenin yolunu kapatmıştır.
18- Devlet Bahçeli, yeni Anayasa öncesinde ilk dört maddeyi tartışmaya kapattıktan sonra Türklerin bin yıllık kardeşlikte samimi olduğunu, ispat etmiş, muhataplarını aynı samimiyete davet etmiştir.
19- “Devlet Bahçeli, Türk Milliyetçileri’ni temsilen iki hafta öncesinden başlayan satranç hamleleriyle DEM’i fahri olarak meşruiyet kazandırarak Türkiye partisi olmanın yolunu açmıştır. Demografik muhasebeye göre yakında 10 milyonu bulacağı tahmin edilen bir seçmenin özellikle genç kitlesini, “ABD’nin kucağında sefa süren” PYD’ye doğru iterek düşmanın Hibrit savaşına cephane ve asker olmalarının yolunu tıkamıştır.
20- “MHP, Öcalan’ın Mecliste konuşma yapmasına bile razı olarak DEM’in, Kandil’in, İmralı’nın, Avrupa’nın ve ABD’nin buna vereceği tepki esnasında ortaya çıkacak beklenti çıtası tartışmalarının yolunu açmıştır.
21- Kuzey Irak’ta Barzani’yi yanına Talabani’yi karşısına almış olan Türkiye, Kürtlerle birlikte siyaset üretmenin yolunu açmış, böylece Kerkük Türklerinin emniyeti için alınan tedbirlerin de kalıcı bir boyut kazanmasının önünü açmıştır.
22- Devlet Bahçeli, Anayasanın ilk dört maddesini uhdesine alan bir Türk Milliyetçisi olarak, Dışişleri Bakanı Kırmançi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Zaza, Cumhurbaşkanı Gürcü, Liberteryeni Laz, Irkçısı Çerkez… Doğuda siyaset yapabilen bir MHP ve Batıda siyaset yapabilen bir DEM ile birlikte “Üniter Devlet”in sıkıntısız yaşamasının yolunu açmıştır.
Türk Milliyetçileri, hayallerle gerçekler arasındaki farkı akıl yoluyla kapatmak zorundadır. Özellikle demografi grafikleri, bunu emretmektedir.
Bu bir barış süreci veya kamuoyu yoklaması değil, iç güvenlik şoklamasıdır.
Herhangi bir taahhüde girilmemiş, vaatte bulunulmamıştır.
Karşı tarafta yaşanacak talep tespit bunalımından ve yolda yaşanacak istihbari çatışmalardan sonra ortaya nasıl bir tablonun çıkacağı belli değildir.
Şimdilik ortada sadece “bebek katili gazi meclise nasıl girer?” infiali vardır.
Ancak bu infialin sahiplerinin, 25 yıldır aynı çatı altında, kaç bebek katiline, ne kadar maaş ödendiği konusunda hiçbir fikri yoktur.
75 yaşındaki Apo’nun çikletteki Yeşilçam artistleri gibi stüdyo çekimi 25 yaş resmiyle hayal aleminde kral olması yerine, salyasıyla sümüğüyle, aksırığı ve mendiliyle, son bir kez vatandaşın karşısına çıkmasında belki de sayılmaz faydalar vardır.
Milliyetçiliğimizi birbirimizde sınamayalım. Tartışalım ama, gözenin suyunu bulandırmadan, lekesiz bayrakları kırmadan tartışalım.
Saygıyla...
Şükrü Alnıaçık 22 Ekim 2024