Şükrü ALNIAÇIK


26 Ağustos tövbe merasimi

Akşener’in 26 Ağustos tövbe merasimi bize 5 yıl önceki bir yazımızı hatırlattı.


Akşener’in 26 Ağustos tövbe merasimi bize 5 yıl önceki bir yazımızı hatırlattı. 
Ofsayttan çıkmak, öyle kutlu günlere denk getirilecek bir marifet değil, mantıksal bir siyasi manevradır. 
Hatadan dönmeyi, kitlesel tövbe merasimine çevirmek de büyük günahkarların işidir. 
Saygıyla..

***

Ofsayttan Atılan Çığlık!  
(Bir yıl önce, bugünleri anlattığımız yazı...)
Her şey arsa futbolundaki: 
“Taş üstü” – “Gol!..” tartışmalarıyla başladı!
Öyle ki takımın yalanını savunmak bile mücadelenin bir parçasıydı. 
Birisi topu dürüstçe karşı takıma verse arkadaşları bu centilmen tavrı, onun acizliğine bağlardı. 
Sonra da iştahını bir sonraki tartışmaya saklardı. 
Çünkü iki kalenin de ne direği ne filesi vardı.
Nasıl olsa aynı tartışma biraz sonra diğer kalenin önünde yaşanacaktı!
Yıllar sonra ortaya bir de “ofsayt” çıktı!.. 
Ama iddialaşma hiç durmadı.
Kale arkasındaki fanatik bir miyop, öbür kalenin önündeki ofsayt hakkında, yan hakemden daha iddialıydı! 
Çizgiyi geçen toplar, hep “bal gibi gol!..” Ofsayt için kalkan bayraklar ise daima “hatalı”ydı!..
Gerçi iddialaşmak futbolun ruhunda vardı.
Ama birinin artık bize “şerefiyle kazanmayı” anlatması lazımdı.
***
Siyasette Ofsayta Düşenler!

Haksız bir iddianın peşinden ölüme gidenler sadece futbol fanatikleri değildir tabii.
Özellikle son günlerde Türk siyasetinde bariz olarak ofsayta düşen partiler var...
Şimdi bunların fanları, “taş üstü” geleneğinden olsa gerek, kalkan her bayrakta hakeme itiraz ediyorlar!
Mesela, an itibariyle Kılıçdaroğlu ve Akşener, bariz ofsayt pozisyonundadır! 
AKP ise uzun süre kaldığı ofsayttan çıkmıştır. 
Türkiye’de muhalefet kalitesinin giderek bozulması ve “milli” vasfının kaybolması, Devlet Bey’i yeni taktikler uygulamak zorunda bırakmıştır. 
HDP’yle aynı siyasi tercih alanında bulunmanın futboldaki karşılığı “ofsaytta olmak”tır. 
Siyasetin hakemi “millet” oyun kuralları “milletin değer yargıları”dır.
Bundan böyle kim HDP’yle aynı tarafa düşerse ona bayrak kalkacaktır!
Çünkü HDP, “bizatihi ofsayt”tır.
2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine HDP’yle aynı yönde ok atacak olan CHP ve İP’yi ofsayta düşüren öncelikle kendi vizyonsuzluklarıdır. 
Sonra da Devlet Beyin akıllı savunma politikasıdır.
***
MHP’nin Ofsayttan Korunması
15 Temmuz’dan 3 ay kadar önce nisan ayı ortalarında, MHP’de olağanüstü kurultay çalışmaları sürerken: “AKP’nin Olağanüstü MHP Planı” başlığıyla dört yazılık bir makale kaleme almış ve özetle:
Bazı derin güçlerin cemaati “kanserojen bir sanayi atığı” gibi MHP’nin kucağına doğru ittiğini; bu oyuna gelinmesi halinde AKP’nin “Cemaatin dirisinden alacağını aldıktan sonra, ölüsüyle MHP’yi vuracağını” ifade etmiştim. 
Oyuna gelen MHP’liler olmuştur ve onlar şimdi İP’de siyaset yapmaktadır. 
İP şimdi FETÖ’nün cemaatiyle, PKK’nın HDP’siyle ve TESEV’in CHP’siyle aynı saftadır. 
Benim “ofsayt” dediğim yer de işte tam burasıdır. 
O yazının ardından, Koray Aydın, NTV’de Erhan Ertürk’ün sorularını cevaplarken “cemaatin Meral Akşener’e verdiği desteğin söylemden eyleme döndüğünü” açıklamıştı.
Ben de 17 Mayıs 2016 günkü “İkinci El Gaflet Uykusu” başlıklı yazımda: 
“90’lardaki Çiller faili meçhulleriyle, 2000’lerdeki cemaat kumpaslarının, yani memleketteki bütün sivil siyasi suç birikiminin tek celsede MHP’ye pompalama tezgâhı”na dikkat çekmiştim. 
İşte Devlet Bey “olağanüstü kurultay”cılara karşı sağlığını riske ederek direnmiş ve bu “MHP’yi ofsayta düşürme” oyununu bozmuştur. 
Yani, 15 Temmuz benzeri bir hesaplaşmayı öngörmüş ve temiz pozisyonda kalarak MHP’yi bu çatışmanın zararlarından korumuştur.
Aynen Gezi Olaylarındaki gibi, MHP’yi ve Ülkücüleri ofsayta düşmekten korumuştur.
***
Ve… “Ben Gol Kralı Olacağım!” Davası…
İktidarda milli irade değeri, 15 yıldır “Yüzde 40”ın altına inmeyen bir AKP varken…
Muhalefette de CHP, FETÖ, HDP, PKK, DHKP-C dahil birçok sansar dururken… 
MHP, 49 yıllık şanlı mazisiyle yanına aldığını aklayacak kadar temizken…
Yanına gelen de MHP’yi kirletirken… 
MHP’nin duracağı yer, bu kirli ve karanlık muhalefet bloğu olamazdı. 
Yani başında Devlet Bey olduğu sürece MHP ofsaytta kalamazdı. 
Devlet Bey de işte bunun için önce 7 Haziran 2015’te “Yüzde 60’lık blok” planını bozdu. 
Sonra da 15 Temmuz 2016’da Erdoğan’ı koruma altına aldı.
Kimse kusura bakmasın ama hükümetin başında hukuken ve fiilen Erdoğan vardı. 
Devlet Bey bu hamlesiyle, MHP’nin 49 yıldır milletinden aldığı “temiz enerji”yi devletine kattı.
Çünkü artık ABD’nin güdümüne giren muhalefetin içinde FETÖ, PKK gibi “yeni bir devlet”i hedef alan unsurlar vardı.
Muhalefet, asli misyonu olan “yeni bir hükümet kurmak” talebini aşarak yeni bir devlet kurmaya yöneldiğinde “hükümeti koruma”nın fiili karşılığı, “devleti korumak” oluyordu.
Yani Ülkücüler, her zamanki gibi Türkiye Cumhuriyeti devletini, vatanını koruyordu.
Dün tehlike kuzeyden, Moskova’dan geldiğinde 3600 şehit veren Ülkücüler, bugün Atlantik ötesinden gelen fırtına karşısında “milli bekanın dalgakıranı” oluyordu.
Daha bir golü bile yokken; “gol kralı olacağım” diye ileri çıkıp da…
İleri atılan ilk topta ofsayta düşen beleşçi santrforun…
“Ofsayttan attığı çığlık” skoru değiştirmiyordu!..
(O.doğu, 20 Ocak 2018)

YAZARLAR