Ali KUZENCİK / MERAM BAĞLARI


27 Mayıs

1970'lerdeki ülküdaşlarımın mücadelesi bir kahramanlık destanıdır. O yıllarda ülkücü mücadelede yer almış olanların hepsi birer kahramandır.


BUGÜN 27 MAYIS…

TERCÜMAN GAZETESİ’NDEN
YAVUZ DONAT;

“-GÜN BEY…SİZİN ZAMANINIZDA GÜMRÜKLERDE YOLSUZLUK OLMADI,
-BU ÇİRKİN OLAYIN KÖKÜ KAZINDI, -BUNUN SIRRI NEDİR?!”

GÜN BEY;
“-ALLAH KORKUSU OLAN GENÇLERİ İŞBAŞINA GETİRDİM”

 

 

Gerek Bahçelievler’deki Genel Merkezin önünde yapılan cenaze töreninde gerekse Ulus’daki Hacı Bayram Camii'nde cenaze namazında hep Başbuğumun yüzüne bir evladın, babasına baktığı gibi bakıyordum.

Ocak yönetici olarak yakınen biliyorum ki…Canım Başbuğum, ne kadar da çok üzülmüştün yakın dava ve mesai arkadaşının vatan hainleri tarafından kahpece vurulmasına.

En aziz ülküdaşı ve en yakın arkadaşı Gün Sazak'ın şehadet haberini işitir işitmez üzüntü içerisinde Başbuğ Alparslan Türkeş, hiç bir yüreğin tahammül edemeyeceği bir soğukkanlılıkla;

“-Türk milliyetçilerinin iç savaş tahrikçilerinin oyununa gelmemelerini, sabırlı olmalarını, kanunlar içinde kalmalarını" içi kan ağlayarak emrediyordu.

Daha sonra ki yıllarda anladım ki Başbuğumun ikinci kanadı 
kırılmıştı. Birinci kanadının kırılması rahmetli Dündar Taşer'in sözde trafik kazasındaki vefatı ile olmuştu.

Yine 12 Eylül sonrası vefasızlıkları görünce Bahçelievler’deki  Genel Merkez toplantılarında bize neden ısrarla;
"-Evlatlarım kendinizi iyi yetiştiriniz ki davamıza, milletimize,vatanımıza hizmet ediniz.”

Meğerse etrafı VEFASIZ kişilerle doluymuş!

Rabbim..
Üç değerli büyüğümüzün (Türkeş-Taşer-Sazak) mekanını CENNET eylesin. Nezd-İlâhide Makamları Âli olsun inşallah.

O DÖNEMİN ECEVİT’İ….
Ülkücü Gençliği her daim hedef gösteren ve gençlik yıllarında “mikrofonik” sesiyle FAŞİŞTLER diye bağıran FALKONETTİ lakaplı bir adam.

Ve ölmemek için “nefs-i müdafada” kalan ülkücü gençlere “ELİ KANLI KATİLLER” diyen bir kadın…Karısı.

Ecevit iktidara gelinceye kadar 1968-1978 arası 10 yıl boyunca şehadet şerbetini içen ülkücü şehit sayısı 100  kadar değildi. Türkiye genelinde cezaevlerinde ki arkadaşlarımızın toplam sayısıda 500 değildi.

Ecevit iktidar olur olmaz hemen bölücü/komünist Pol-Der’li polisleri yetkili makamlara yerleştirip, yanlarına da özel yetkili komünist savcılar koyarak, komünist/bölücü (DEV-GENÇ/TİKKO/DDKD) terör örgütlerini de devreye sokularak ülkücü avına başlandı.

Akşam evine dönen ülkücü insanları karanlık sokaklarda tuzak kurarak veya duraklarda otobüs beklerken açılan silahlı ateş sonucunda şehit, yapamadıklarını da işkenceyle, düzmece ifadelerle zindanlara doldurdular, geride kalanları da düzmece ithamlarla adli sicillerini bozarak, adeta 12 Eylül kıyım cuntasına malezeme hazırladılar.

Hızla 2 yıl içinde ülkücü şehit sayısı 5000’lere, zindanlardakilerin sayısı binlere vardı.

Özetle ülkücü şehit ve mağdurların mağduriyetinde en az yüzde 90 Ecevit’in payı vardı.

Çünkü “her olaya bir ülkücü fail istiyorum” sözü muamma değildir. Nettir.!

Sureti Haktan görünen bu karı-koca iflah olmaz “ülkücü gençlik” düşmanı idi.

Birde şu Ecevit’in dürüstlüğünden, devlet malını koruyup, kollamasından söz ediyorlar…Tam bir iki yüzlülük.

Allah Aşkına söylermisiniz.?
-Rahmetli Gün Sazak’tan sonra Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay MATARACI 36 yıl..
-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hilmi İŞGÜZAR 9 yıl... 
-Şerafettin Elçi 2,5 yıl…

-Yüce Divanda bu kadar yıl cezayı niçin aldılar.?! 
-Hükümette hangi Başbakan vardı.?! 
-Tabii ki Ecevit.!

 

 

KURT KIŞI GEÇİRİR AMA…
YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZ.

Yılların tecrübesi ile biliriz ki;
ÜLKÜCÜNÜN HEYECANI;
UNUTMAYA MANİDİR.

Amacım...
ECEVİTLER döneminde Ülkücü ailelerin çektiği sıkıntıyı bir nebze olsun ifade etmek…Yakın Tarihi tekraren yazmak akıllara kazımak iri ve diri durmaya vesile olur İnşallah.

Sevgili büyüğümüz cennetmekan rahmetli Gün Sazak’ın ŞEHİT edilmesine dönersek;

Bitmez tükenmez bir kin ile Ecevit’in kanlı parmağıyla bizi işaret ettikçe, karanlık köşelerden ülküdaşlarımın üzerine kızıl mermiler boşalıyordu...

Türk milliyetçilerine öfke kusarken, sahnede sahte üzüntü mesajları yazıyordu Falkonetti Ecevit.!

Daha dün gibi…44 yıl geçmiş.

TERCÜMAN Gazetesinden Yavuz DONAT rahmetli Gün Sazak'la vurulmadan bir ay önce gazetesine bir yazı dizisi hazırlıyor. Rahmetliye soruyor;

“-Gün Bey, sizin zamanınızda gümrüklerde hiç yolsuzluk olmadı ve bu çirkin olayın kökü kazındı, bunun SIRRI nedir.?”

Rahmetli Gün Sazak'ın verdiği cevap;
“-ALLAH KORKUSU OLAN GENÇLERİ İŞBAŞINA GETİRDİM Yavuz Bey.!”

….Ve devam eder;
“Hep derdim…Bir gün devlet kendini yönetecek namuslu, şerefli, haysiyetli ve devlet idaresine layık insanların idaresine geçtiği zaman bütün hastalıklar kökünden temizlenmiş olacak”

YİNE DERİZ Kİ;
DÜNÜ BİLMEYENLER...
BUGÜNÜ ANLAYAMAZLAR.

1970'lerdeki ülküdaşlarımın mücadelesi bir kahramanlık destanıdır. O yıllarda ülkücü mücadelede yer almış olanların 
hepsi birer kahramandır.

70’li yıllarda o şanlı mücadelenin içinde yer almış olmaktan her zaman gurur duydum. Bu durum benim en şerefli mirasımdır.

Hayatta dünyanın merkezinde 
olmak önemli değil…Ülküdaşlarını seven ve kollayan insanların kalbinin merkezinde olmak önemlidir…

12 Eylül öncesinde, gençken yaşlanmıştık. Civan ülküdaşlarımızı kara toprağa vermekten!

Rabbim... 
Bu mübarek vatan için şehit olan tüm şehitlerimize rahmet eylesin.

Yunus Emre der ki;
“Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi”

Cenab-ı Allah’ın “topraktan geldiniz, toprağa döneceksiniz” buyruğuna en büyük sevgilinin, Hz.Peygamberin yanına dönmelerinde şehitlerimizin zerre üzüntüleri yoktur..

Belki  şehit olmalarına sebep, kendi vatanlarında, kendi bayrağı altında yaşayanlardan gelmiş olmasıdır tek üzüntüleri..

Biliyoruz ki... 
unutmak; tükenmektir…GAFLETTİR.

Biliyoruz ki...
Ahde vefasızlık, aynı zamanda imansızlıktır.

Şehitlerimizin EMANETİ... emanetimiz, davası davamızdır.

Rabbim şehitlerimizi gufran, rahmet döşeğinde ağırlasın... İmanım gereğince inanıyorum ki zaten öyledir, şehitlerdir, Nezd-İ İlâhi’de Makamları Âli’dir..

Nice Yusuf yüzlü civan yiğitleri gönderdik ki sonsuzluğun sahibine fotoğraflarını her gördüğümüzde gözlerimizden yaşlar süzülür.

Bugün bir yerlere gelenler makam mevki sahibi olan ülküdaşlarımız o günleri asla ve asla unutmasın ve dahi unutturmasın.

Şehitlerimizin kanlarından rengini alan Şanlı Albayrağımız kıyamete kadar dalgalanacak Allah’ın izniyle.

Bilge Lider Devlet Beyimizin  dediği gibi;

“DAVAMIZ:
-Şehit olup;
ÖLMEYENLERİN,
-Ülkücü olup;
DÖNMEYENLERİN, 
-Adam olup;
KAÇMAYANLARIN, 
Ebedi yuvasıdır.”

Ulu Türk Devletinin ve Aziz Türk Milletinin varlığı DAİM OLSUN olsun inşallah.

Bugün 27 Mayıs..
Rahmetli Gün Sazak’ın şehadetinin yıldönümü. Allah rahmet eylesin..
Cenab-ı Allah rahmetiyle, merhametiyle muamele etsin, kabri nur, ruhu şad, mekanı cennet olsun inşallah.

Meram Bağları’ndan;
SEVGİLER

YAZARLAR