Muhittin GÜMÜŞ / TANRI DAĞLARI'NDAN

Tarih: 28.02.2025 21:18

28 Şubat post modern (!) darbesi

Facebook Twitter Linked-in

35 yaşın altındakiler  pek hatırlamaz Türkiye'deki 28 ŞUBAT'I... Biz hatırlarız!

“Demokrasiye balans ayarı verdik!” diye böbürlenen, millet iradesini yok sayan zihniyetin faciası…

Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1997 yılında millet iradesini temsil eden 54. Hükümetine ve başta TBMM'ye, siyasi, adli, idari kurumlara ve özellikle de eğitim kurumlarına ayar(!)  verip "irticai hareketler var bakın, lâiklik elden gidiyor" bahanesiyle "Fadime Şahin-Müslüm Gündüz-Ali Kalkancı ve bir sürü şaklabanın figüran olarak kullanıldığı, İslâmî değerlerin aşağılandığı, mütedeyyin insanların fişlendiği, bürokrat, memur, öğretmen, öğretim elemanı, asker, polis vb. masum insanların  işten atıldığı, başta küçük yaştaki İmam Hatip Lisesi öğrencileri ile Kuran Kursu öğrencileri olmak üzere her seviyede pek çok öğrencinin direkt veya dolaylı manevi işkenceye tabi tutulduğu, baş örtülü kızların ikna odalarına sokulduğu, Türk milliyetçilerinin faşist, dindarların mürteci ilan edildiği dönemdir 28 Şubat. Lâiklik elden gidiyor diye haysiyet cellatlığı ve düşmanca  algı  oluşturan köksüz ve 
anayasaya ve demokrasiye aykırı davranışların pervasızca sergilendiği günlerdi…

28 Şubat post-modern darbesi NATO'cu ve Fetöcü yapının ortak işi olduğunu çok geç anladık. Batı Çalışma Grubu (BÇG) tarafından benim ve birçok arkadaşımın nelerle suçlandığımızı/fişlendiğimizi bir bilseniz var ya... Aslında bizim için şereftir... Tek iyilikleri(!) ise hain yazamamışlar hakkımızda…

Yazamazlardı, aslında hakikati bildikleri için... O yıllarda eğitim camiasından, devlet memuriyetinden, üniversitelerden, ordudan ve polis teşkilatından atılanların daha çok Türk milliyetçisi-ülkücü veya muhafazakâr insanlardan olması tesadüf değildir.

12 Eylül 1980 darbesinde de en çok işkence gören ülkücü hareketin tek suçu büyük Türkiye Cumhuriyeti'nin ABD'nin veya Sovyetler Birliği'nin uydusu olmasına karşı gelmekti. Büyük Türk mefkûresi etrafında, ülkücü fikirlerin savunucusu vatansever yiğitlerin "Kızılelma"ya doğru gidişi vardı. Muhafazakâr kesimin ise dini değerleri muhafaza etme, kendi inanç dünyasına yönelik saldırılara ve  saçma sapan yasaklara karşı mücadelesi vardı. Hep birlikte ABD ve AB başta olmak üzere bütün empyalizmin karşısında dimdik durmaktı maksatları... 

28 Şubat'ta eziyet çeken başörtülü genç kızlar ile memur ve öğretmenlerden başka onların aileleri de zulme uğradı. Onlar her şeye rağmen asla devletin polisine kâtil, devletine ise seri kâtil demedi. Bu alçak sözü diyenler kent uzlaşısı paydaşlarından başkası değildi.

Bugün Türk Polisine katil, kahraman Mehmetçiğe işgalci diyen it sürüsü güya 1971'de "6. Filo'ya Defol!" diyerek Amerikan karşıtı eylem yapmışlar. İşte onlar ve onların peşinden yürüyenlerin bugün sıkı birer Amerikancı olması tesadüf olamaz. 

1960,1971,1980,1997 ve 2016... Bütün bu tarihler emperyalist devletlerin içimizdeki piyonlarıyla  ülkemize düşmanca tavırlarının sergilendiği yıllardır.

Ülke olarak büyük başarılarımızdan biri de askeri, adlî ve bürokratik oligarşiyi yıkmak oldu ama izleri duruyor. 1000 yıl sürecekti hani, ne oldu? Türkiye Cumhuriyeti 1000 yıl değil ebedî kalacaktır. Ülkemde yeni 28 Şubatlar ebediyen yaşanmasın! O zihniyet çirkeftir. Yeniden darbe özlemi içinde olanlara Türk milleti dersini daha ağır verir, bu defa hesabını da iyice sorar hem de pekiyice. İslâm'ın bayraktarı ve Türk dünyasının lider ülkesi Türkiye Cumhuriyeti ve aziz Türk milleti var olsun! 28 Şubat zihniyeti kahrolsun!

Tanrı Dağları'ndan


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —